4. BÖLÜM

88.9K 3.6K 2.2K
                                    

                 "Çıplak Ayaklı Kız"

Telefonu kapattıktan sonra dizlerinde oluşan boşlukla baş başa kaldı Atakan. Kafasında sürüyle senaryo vardı. İçler acısı olan kısım ise hiçbirinin birbiriyle alakasının olmamasıydı. Amiri geliş tarihini bir gün ileri atmıştı. Sesindeki tedirginliği gizlemeye ihtiyaç duymamıştı. Gizleyememiş olamazdı. İsteseydi gizlerdi. Cebinden bir sigara çıkarıp arabanın çakmağına dokundu ve çıkacak sesi hasretle bekledi. Başının ağrısının sabahtan beri kararlı bir şekilde artıyor olmasına lanet ederek gaza dokundu.

Beylikdüzü'ne gidiyordu. Azra'nın ailesinin yaşadığı eve. Babası Murat Bey ve annesi Burcu Hanım kendisini bekliyorlardı. Cenk'in evlerinde olduklarını söylemesi üzerine bir kez de kendisi aramıştı Murat Bey'i. Adamın sesinden içinde bulunduğu durumu tahmin etmek zor olmamıştı. Buna rağmen Atakan emniyetten muhtemelen haftalar sonra üstelik yarım saat arayla gelen iki telefonun adamın sesine kattığı canı hissetmişti. Telefonda üzerine basa basa herhangi bir gelişme olmadığını sadece dosyayı kendi ekibinin devraldığını ve fikir alış verişinde bulunmak istediğini söylese de adamcağız bu aramaya olduğundan çok fazla anlam yüklemiş gibiydi.

Trafikle cebelleşerek geçen bir buçuk saatin ardından aslında dinlemediği radyo sessizleşti ve navigasyondaki kadının bir türlü sevemediği sesi ilçe sınırlarına girdiklerini ilan etti. Üniversite yıllarında yerleşimin henüz yeni yeni başladığı buralarda şimdilerde dev yapılar yükselirken yarışıyordu. Yolların kısmen geniş olması, art arda sıralanan ve en azından planlı yapıldıkları izlenimi uyandıran siteler ve komiserin arabasının camını araladığında hissettiği daha az kirli hava ilk anda buranın yaşanılabilir bir yer olduğunu düşündürdü ona. Hemen ardından az önce yaptığı ve zaten gerilmiş sinirlerinin tamamen hırpalanmasına sebep olan yolculuk geldi aklına. Beylikdüzü'ye dair onda oluşmaya başlayan olumlu hissin bu düşünceyle birlikte zihninin çok gerilerine, muhtemelen geri dönüşü mümkün olmayan bir şekilde yuvarlanmasını keyifle seyretti. Murat Bey'in, gelince kendisini aramasını söylediği alışveriş merkezinin önünde durdu. Dörtlü flaşörlerini yakarak telefonunu çıkardı.

"Merhaba, söylediğiniz yerdeyim şu anda."

Sahibinin kadın olduğunu ortaya koyar bir ses yanıtladı:

"Merhaba, eşim şu an müsait değil. Birkaç dakikaya kadar sizi arayacaktır."

"Elbette," dedi Atakan. "Bekliyorum."

Telefonu kapattığında merhaba dedikten sonra bir saniye sabırlı olup neden karşısındaki insanın cevabını bekleyemediğini düşündü. Sabırsız oluşunun annesinden kendine geçen bir özellik olduğunu her söylediğinde babasının şiddetli onaylamaları, annesinin kesin bir dille reddedişi geldi gözünün önüne, gülümsedi. Çalan telefonu açtı.

"Komiser Bey, geldiniz mi?"

"Evet, bekliyorum."

"Beş dakika sonra orada olurum."

Gerçekten de beş dakika sonra komiserin arabasının önünde Murat Bey'in tarifindeki gibi bir araba durmuş, dörtlüleri yakmıştı. Evlerinin alışveriş merkezine bu kadar yakın olmasına nedensizce şaşırarak arabanın peşine düştü. İki sokak arkada tek apartmanlardan oluşan bir dizi evin önünde durdular. Aşağı iner inmez adama elini uzatıp kendisini tanıttı Atakan.

"Komiser Atakan GÖKMEN, tanıştığıma memnun oldum Murat Bey."

"Hoş geldiniz. Bir gelişme var mı?"

"Ne yazık ki ama dosyayı yeniden ele alıyoruz. Umarım ilerleme kat ederiz. Kızınıza kavuşmanız hepimiz için birinci öncelik."

Arabaların yanından uzaklaşarak apartmanın kapısının önüne geldiklerinde Atakan bu yarım dakikayı sokağa ve ardından da girmek üzere oldukları binaya dair bir dizi analiz yaparak değerlendirdi. Etrafta güvenlik kamerası görünmüyordu. Sokak boyunca ne bir bakkal ne ne de başka bir dükkan vardı. İlerde sarhoş olduğu belli bir adam yalpalayarak yürüyordu. "Tam da genç bir kızın ikisi aynı odada olmak üzere dört kişiyle birlikte uyuduğu bir evden toz olabileceği bir sokak" diye geçirdi içinden komiser. Evin önünü aydınlatan bir sokak lambası da yoktu. Karşı çaprazdaki sokak lambasının yandığında evin önünü iyi kötü ışıtıyor olmasını ümit etti. İstanbul'da, ana caddeye iki sokak mesafedeki bu ıssızlık, Atakan'da garip bir şekilde sigara içme isteği uyandırdı. Bu koşullar altında bunun mümkün olmadığı ortadaydı. Apartmandan içeri girip asansörü beklemeye koyulduklarında Murat Bey nihayet yeniden konuştu;

21. YAŞ "RAFTA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin