5.BÖLÜM

84.7K 3.3K 1.8K
                                    

                       "Kan Kokusu"

Aldığı dosyaları düğümlenmiş bir ip parçası olarak görürdü Atakan. Düğümün çözülmesi için ipin ucunu bulmaktan başka çare yoktu. Ucu bulmadan düğümü çözmeye çalışırsanız belki tek hamlede çözülebilecek bir düğümü bile kör düğüm haline getirebilirdiniz.

İpin ucunu yakaladığını hissetmişti o an. Üstelik hiç beklemediği biri buna vesile olmuştu. Sarhoş adamın doğru söylediği tavrından belli oluyordu fakat konuşmasının sonuna Azra'nın ayağının çıplak bir şekilde evden çıktığını eklemesi, ortada şüphelenecek bir şey bırakmamıştı. Atakan, adının Emir olduğunu öğrendiği adamı kaptığı gibi arabasına oturttu. Cebindeki sigara paketini adama uzatarak bekledi. Yaşlı adamın yavaş hareketlerle paketten bir sigara çıkarıp yakmasını izledi.

"Emir abi, eminsin değil mi sabaha karşıydı?"

"Evet dedik ya evlat! kaç kere söyleteceksin daha."

Komiser olduğunu söylemesi adamın konuşma tarzında ya da hareketlerinde hiçbir fark yaratmamıştı.

"Şu arabayı biraz daha hatırlamaya çalışsan. Plakayı falan sormuyorum bak ama en azından yüksek bir şey miydi, rengi koyu muydu, şu kısa olanlardan mıydı, yoksa uzunlardan mı? Bak çok önemli bizim için. Kızın hayatı vereceğin bilgilere bağlı olabilir."

Gözlerini kıstı adam.

"Koyuya daha yakındı herhalde. Ama bak, arabaya doğru düzgün bakmadım. Söyledim sana, o ara kafam kıyaktı. Kızın ayaklarını görünce pencereyi açıp bağırmak istedim. Ayakkabısını unuttuğunu düşündüm galiba ama işte o kadar hızlı yürüdü ki elimi pencereye atmamla çekmem bir oldu." Derin bir nefes alıp aklına bir şey gelmiş gibi sordu; "Benim birayı ne zaman alacaksın?"

"Birayı mı?" dedi Atakan. O kolay, anlat sen"

"Bu kadar işte ne anlatacakmışım daha?"

Atakan telefonunu çıkarıp saatine baktı "19.24" Nasıl olup da zamanın bu kadar hızlı akabildiğini merak etti. "Merkeze gitsek," diye düşündü. Çocuklar şu an çıkıyor olmalıydılar. Bu yeni tanığı, hatta olayın şu an için tek tanığını hep birlikte sorgulamak soruşturma için faydalı olurdu. Merkezde şu an kimse kalmadığına göre adamı sabah da götürebilirdi. Otelde son günüydü. Birkaç gündür bu kadar işinin arasında evine bazı eşyalarını dizdirebilmiş, yaşanabilir hale getirmeyi başarmıştı. Bugünü otelin konforuyla vedalaşacağı gün olarak kafasında belirlemişti.

"Konfor'a birlikte veda edelim mi?"

"Ne?"

Adamcağızın bön bön baktığını görünce konuşmaya başladı.

"İstanbul'a yeni geldim sayılır. Bir ev tuttum ama yarın geçeceğim. Şimdilik otelde kalıyorum. Bugün misafirim olur musun? Belki birlikte kafaları bile çekeriz. Bana Azra'yı anlatırsın. Sabah da emniyete geçmemiz gerekiyor. Halledilmesi gereken küçük birkaç iş var. Ardından sokağına bırakabilirim seni. Ne dersin?"

Söylediklerinin arasından adamın ilgisini çeken tek şey kafaları çekecekleri kısım olmuştu.

"Kafayı mı çekeriz?"

Atakan'ın yüzüne bir gülümseme yayıldı. Sevmişti bu adamı. Kendine has konuşması, umursamaz tavrı, ağzına geleni söylemesi... İnsanları hemen sevmezdi oysa. Hatta çoğu zaman hiç sevmezdi. Fakat bu adamda kendini çeken bir şeyler vardı. Azra dosyasındaki önemli kilitlerden birinin çözülmesindeki katkısı da böyle hissettirmiş olabilirdi belki.

Genç kızın evden kendisinin çıkmış olması çok şey değiştirirdi. Hem de çok... Soruşturma bundan sonra buradan yürüyecekti. Atakan, Azra'yı bulduğu gün -ki ölmediğini düşünüyordu- adamın bu işteki payını teslim edecekti.

21. YAŞ "RAFTA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin