üçüncü nota ♫ ♪

63.3K 3.1K 127
                                    

Yorumlarınız gerçekten çok hoş ve umarım değişmezler. Bu bölüm benim için zorlu bir bölümdü. Kısa oldu sanırım ama bir sonraki bölümle telafi etmeyi düşünüyorum. Bu bölümün hoşunuza gitmesi dileğiyle, yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar. :')

Bölüm Parçası:
1. Hommock - Sinking Inside Yourself
2. Chirstina Perri - Human
3.  (Buraya bir şarkı bırakın)

Altıncı Bölüm ♫ ♪

Sokak kapısını açıp içeri girdiğimde koridoru bütünüyle kaplamış olan ağır, kadın parfümü kokusu beni karşılamıştı buram buram burnuma dolarak. Hissettiğim tiksinmeyle gözlerimi devirdim ve üzerimdeki ceketi çıkarıp portmantodaki boş kalan askıya astım hiç oyalanmadan. Buraya tekrar geleceğini biliyordum içten içe, bunu beklememek aptallık olurdu zaten ama bunu yapmaması için dua etmediğimi söylersem dünya üzerindeki en büyük yalancı olurdum. Ayrıca, annem eve gelerek beni bir kez daha şaşırtmamıştı.

Yavaş, hayattan bezmiş adımlarla mutfağa girdiğimde karşımdaki görüntüyle daha da yoğunlaşan öfkem yüzünden ensemden saç diplerime doğru bir yanma hissi yükselmişti ansızın, başımı iki yana sallarken dudaklarıma ister istemez yerleşen gülümseme tiksitimi gizlemeyecek kadar da alaycıydı. Onu baştan aşağı süzdüm kendimi engellemeden: Üzerinde ben giydiğimde bana kesinlikle yakışmayacak bir kot pantolon vardı, onun üzerineyse bordo renkli ve v yaka, İspanyol kollu bir badi giymişti. Dudaklarından hiç eksik olmayan gülümsemesiyle benim bakışlarıma, alaycı tebessümüme karşılık veriyordu arsızca.

"Annene bir merhaba demeyecek misin?" Dirseklerini masaya dayayarak ellerini çenesi altında birleştirdi, gözleri bedenimde dolaşıp bir şeylerin izini ararca bakıyordu bana.

Ona daha fazla katlanamayacak gibi hissederken gözlerimi masadaki yemeklere indirdim, gördüğüm manzara hayrete düşürmüştü beni. Nasıl bir arsızlıktı bu? Her şeyin üzerine böyle rahat hareket etmesi sinirlerimi oldukça fazla bozuyordu ve bu da yetmezmiş gibi hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu, sanki her şey çok normaldi!

Öfkeyle solurken hiç düşünmeyip, düşünme gereği bile duymayıp karşısındaki sandalyeyi çekerek oturdum. Orada öylece birbirimize bakıyorduk içimizde birikmiş tüm duyguları gözlerimize yükleyerek, sessizliğimiz rahatsız edici bir boyutta olsa bunun getirdiği ratatsızlık annemin de beni izliyor olmasının hissettirdiği rahatsızlığın yanında bir hiçti. "Sadece," diye başladığım sözlerime dudaklarımdaki çarpık gülümsemeyle eşlik ederken, "beş ayın var Yasemin Hanım." Konuşurken özellikle adını vurgulamaya özen gösterir olmuştum iki senedir, ona anne demek bile gelmiyordu içimden onun yaptıklarından sonra.

"Altı ay sonra, ben on sekizime girdiğimde, bu evden def olup gideceksin," dedim sesimi sabit tutmaya çalışırken yüzüme de en tatlı olduğunu düşündüğüm gülümsememi yerleştirmiştim. Dışarıdan bakıldığında konuştukça bizi mutlu eden bir konuyu tartıştığımız sanılabilirdi yüzlerimize yerleşen ifadeden ancak işin aslı hiç de öyle değildi.

Tam ağzını açmıştı ki son zamanlarda üzerime yapışan huyla birlikte elimi havaya kaldırarak onu susturdum, konuşmasına fırsat vermeyip devam ettim: "Eğer bu beş ay içinde beni rahatsız eden bir şeyler yaparsan seni polise ihbar edeceğim."

Gözlerinden duyduklarını sindirememenin getirdiği bir anlık şaşkınlık geçmiş olsa da ondan beklediğim gibi çabuk toparlanması da o kadar hızlı olmuştu. "Henüz reşit olmadığın için sen," derken o çok rahatsız edici şeyi yapıp yeniden sözünü kestim: "Hayır, beni hiçbir yere göndermezler. Senin olmasa da babamın hala hayatta olan anne ve babası var ki beni her ne kadar senin de genlerini taşıdığım için kabul etmeseler de inan bir başıma da bırakmazlar. Bunu sadece kendi adlarına leke düşürmemek için bile olsa yapacaklarına eminim. Sadece velayetimi üstlenmeleri benim için oldukça yeterli olur," diyerek soğukkanlılıkla açıkladım daha o an aklıma düşen planı. "Üzerimdeki lanetini görebiliyor musun? Sırf senin aptal genlerini taşıyorum diye çektiklerime bak!" diye bağırdım.

NOTA ♫ ♪ (Müzikten Bedenler #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin