Otobüsteki yolculara baktım. Çoğu benim gibiydi. Sefil ve parasız. Ama bana oranla daha güçsüz duruyorlardı. Herkes benim gibi güçlü olamıyordu malesef.

Kadının birinin yanındaki çocuğa baktım. Beş parasız olması umrunda bile değildi. Annesinin eteğini çekiştirerek çikolata istiyordu. Kadına ne kadar üzülsem de o çocuk yerinde olmak için her şeyimi verirdim. Çünkü hiç bir şeyden haberi yoktu. Tek düşündüğü oyun ve çikolataydı. Onları alamadığı zaman üzülse bile birkaç dakika sonra unutup eski neşesine geri dönüyordu. Keşke hiç büyümeyip, hep çocuk kalsaydım dedim içimden.

Kıskandığım çocuk bir anda kafasını bana çevirdi ve bana sıcacık bir gülümseme yolladı. İlk başta ne yapacağımı bilemedim. Bütün soğukluğuma rağmen çocuk bana gülümsüyordu.

Yüzümdeki soğukluk maskesini bir saniyeliğine çıkarıp ona karşılık verdim. Çocuk neşeyle önüne dönünce bende maskemi geri taktım. Bu kadardı işte, mutluluğum bu kadardı.

Otobüs durunca kapıya yakın durmamın avantajından yararlanarak kendimi hemen dışarı attım. Temiz hava ciğerlerimi doldururken yürümeye başladım.

Hayatımın çoğunun geçtiği barın önüne geldiğimde son kez tertemiz bir nefes alarak içeri girdim. Daha erken olduğu için boştu. Sadece tezgahın arka tarafında bardakları dizen Mert vardı. Yanına gidip paltomu askılığa asarken "Günaydın" dedim.

Birden irkildi. İşine o kadar dalmıştı ki benim geldiğimi bile farketmemişti. Bana dönüp "Oo , barımızın sultanı gelmiş. Şeref verdiniz efendim" diyerek reverans yaptı.

Munzurca "Şapşal" derken gülümsüyordum. O da sırıtarak işine geri döndü.

Tezgahın üstündeki önlüğü belime bağladıktan sonra bezi elime aldım. Tezgahın arkasından çıkararak masaların yanına gittim. Sandalyeleri düzelttikten sonra masaları silmeye başladım.

İki yıldır bu barda garsonluk yapıyordum. Buradan kazandığım ufak maaşla da yaşamaya çalışıyordum. Bu iş olmasaydı iğrenç de olsa bir evim olmazdı. Sokaklarda dilenmek zorunda kalırdım. Bu yüzden Mert'e çok şey borçluydum. Beni buraya o getirmişti ve patrondan rica etmişti. Patronun hemen nasıl kabul ettiğini bilmiyordum. Mert'e de bu zamana kadar hiç sormamıştım. Patronun iyilik meleği gibi biri olduğunu düşünmüştüm. Hala da öyle düşünüyordum. Çünkü patronu şimdiye kadar hiç görmemiştim.

Mert... Beni bir barda bulup tanışmak için zorlamıştı. İlk başta ona sıcak davranmamıştım. O gece çok içip sarhoş olunca farkında olmadan bütün hayatımı anlatıvermiştim. Bana acıyıp yardım etmek istediğinde elbette kabul etmemiştim. Birkaç gün düşündükten sonra başka çarem olmadığını anlayınca onu bulmuştum. O da bana bu işi vermişti. Onunla her zaman çok yakın olmuştuk. Ama hiçbir zaman başka anlamda yakınlaşmamıştık. İki yıldır sadece dosttuk. Zaten bu zamana kadar ikimizinde aklından başka bir ihtimal geçmemişi.

Saat ilerledikçe içerisi kalabalıklaşmaya başlıyordu. Barda fazla kişi çalıştığı için benim de yeterince boş vaktim oluyordu. Masanın birine içkilerini götürmeye gittim. Bardakları tepsiden alıp masaya dizerken beni süzen adamlara yapmacık gülümsemelerimden yollamayı da unutmadım.

Tam arkamı dönüp gidecekken biri beni kolumdan çekince dengemi sağlayamayıp adamın kucağına düştüm. Adam tepsiyi elimden alıp masaya koydu. Bense böyle şeylere alışık olduğum için hiç bozuntuya vermedim. Adamın kucağına düzgünce yerleşerek eteğimi düzelttim. Adamın yüzüne baktım. Genç sayılırdı ve oldukça çekiciydi. Elleriyle yeni düzelttiğim eteğimin uçlarıyla oynarken "Öyle cilve yapıp yapıp kaçmak var mı güzelim" diyerek dudaklarıma yapıştı. Eğer adam zengin görünümlü olmasa umursamaz ve karşılık vermezdim. Sadece fazladan bahşiş kazanabilmek için hemen karşılık vermeye başladım. Çok sert ve ustaca öpüyordu. Ellerimi saçlarına daldırdım. Adam da bundan cesaret alarak eteğimin altındaki elini daha da yukarı çıkardı. Dudaklarını dudaklarımdan ayırarak boynumu emmeye başladı. Bir eliyle sütyenimin ucuna para sıkıştırıp diğer elini eteğimin altından biraz daha yukarı çıkardığı sırada dudakları da kulağımın hemen altındaydı.

"Seni şimdi istiyorum cilveli kız" diyerek dudaklarını tekrar dudaklarıma bastırdı.

İnanması güçtü ama bu zamana kadar kimseyle yatmamıştım. En son noktaya geldiğim zamanlar olsa da hala bakireydim. Sırf para için bekaretimi satacak kadar da alçalmamıştım. Ve bunu da bozmaya hiç niyetim yoktu.

Adam elini yine hareket ettirince "Bu kadar yeter" diyerek aniden kucağından kalkıp işime geri döndüm. Adamın arkamdan ağzı açık bir şekilde baktığını hissedebiliyordum.

Ama yapacak bir şey yoktu, ben buydum!

<><><><><><>

Eveett nasıldı bakalım? Umarım hoşunuza gitmiştir. Giriş bölümü olduğu için karakterimizi biraz tanıtım. Hikayenin devamı böyle gitmiyor ona göre ;)

Beğenip beğenmediğinizi veya tavsiyelerinizi yorumlara yazarsanız beni çok mutlu edersiniz. Bu hikayenin tutup tutmayacağı hakkında bir fikrim yok. Ama tabiki tutmasını isterim. Lütfen yorum yazın. Ha bir de eğer güzel kapak yapmayı becerebileniniz varsa bana kapak yapabilir mi? Gerçekten çok makbule geçer ;)

Ayrıca diğer kitabım "Yeni Şehir, Yeni Hayat" a da bakmanızı tavsiye ederim. O benim ilk göz ağrım ;) Görüşmek üzereee :))

NOT: TANITIM FİLMİ MULTİMEDYADA

Benim Olsan?Where stories live. Discover now