Aşkın nerede , ne zaman karşımıza çıkacağını bilemeyiz. Hiç ummadığı bir yerde aşkı bulacağını kim bilebilir ki?
Onlarda bilmiyordu...
Birbirleriyle daha çok vakit geçirmek ve daha çok eğlenmek için gittikleri bir kampta aşık oldular...
Belki aşık...
Ada'nın koca ayaklarıyla gözlerimi açtım. "Allah'ım bunaldım ya Rabbi" diye söylenerek, Ada'nın ayağını suratımdan çektim. Ada birkaç şey mırıldansada uyanmadı. Hamile olmasa tekmelerdim ama malum prensime zarar gelmesin.
Ben Ada'nın ayağını suratımdan çektikçe, o tekrardan ayağını suratıma koyuyordu. Vallaha da mal ya! Bir insan uyuyunca bile mallığını bu kadar belli eder mi? İnşallah şu yavrucağa geçmez mallığı, yoksa sonumuz kötü.
Son kez Ada'nın ayağını suratımdan çekip "yeter!" diye bağırdım. Ada sıçrayarak kalkıp, "Çocuğum düşecek be, ne bağrıyorsun öyle " diye o da cırladı.
Gözlerimi kıstım. "Ada senin ayağını kesip çocuğuna yediririm he! Bir rahat bırakmadın geri zekâlı!" Ada tam bir şey diyecekti ki, Nermoş odaya girdi.
"Ne oluyor kız uyanır uyanmaz? Ne bu gürültü?"
Göz devirdim. "Ada hanım ve koca ayağı beni rahatsız ettiği için ondan şey oldu, sen fazla şey etme."
