Bölüm 12 : Turuncu Şapka (Parti 2)

123 15 10
                                    

YAZARDAN NOT: Selam! Nasılsınız? Beni sorarsanız biraz yorgun ama yine de idare ediyorum. Her neyse. Geçen söylediğim gibi bu gün 11.Bölümün devamı part 2'i yayınlıyorum. Ama elbette bu bölümün de bir adı olacak. Bölüm biraz geç yayınlıyorum ama sabah işlerim vardı ve onları halletmem gerekiyordu. Ee artık ona da kusura bakmazsınız :)

Ayrıca size danışmak istediğim bir şey var. Artık ailemiz büyüyor ve ben size bir isim bulmak istiyorum. Mesala Son İnsanlarım gibi... Ama ben ne kadar düşünürsem düşüneyim uygun bir isim bulamadım bu yüzden size sormak istedim. Biliyorum belki bu benim işimdir ama açıkçası isim bulmakta da pek iyi değilim :(

Eğer bir fikriniz varsa yorum yapın en beğendiğim ismi seçeceğim. Belki de yanında beğendiğim kişiye 13.Bölünü ithaf ederim nasıl fikir?

Höhö! Neyse çok uzatmaya gerek yok şimdi sizi 12.Bölümle yalnız bırakıyorum...

Multi: Austin Stowell

Vote ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum <3 ;)

***

SON İnsan 1 : İntikam Ateşi!

Bölüm 12 (Part 2) : Turuncu Şapka

Yıl : 26 Aralık 2016

Düşündüm. Yalnız kaldığım ilk andan beri yaşadığım bütün duyguları düşündüm. Geceleri karanlık boş sokakların ardından bir köşeye çekilerek sabaha kadar uyuyamadığımı düşündüm. O an yaşadığım korkuyu. O an yaşadığım çaresizliği. O an yaşadığım acıyı.

Boğazımda oluşan yumru yüzünden yutkunamadığımı. Bağırarak delice ağlamak istediğim zaman sessizce döktüğüm göz yaşlarımı düşündüm.

Yağmurun altında ellerim ceplerimde, yolun ortasında hiçbir şey yapmadan durduğum zamanı. Gözlerimle sadece takip ettiğim doğaüstü varlıkları. Ve içimde biriken nefreti.

Her yağmur damlasının acımasızca tenime işlediği zamanı, içimde ki öfkeye öfke kattığı günü düşündüm.

Sanki her gece uyumadan önce bütün ölen insanların bedenleri gözlerimin önüne gelirken annemin “Neden susuyorsun?” diye kulağıma fısıldadığını düşündüm. Bir an da içimde oluşan patlamak üzere volkanı söndüren şeyin acınası göz yaşlarım olduğunu hatırladığımı düşündüm.

İçim; “Nasıl onlarla gülebiliyorsun?” diye sordu. Durdum ve sustum. Çünkü diyecek bir kelimem bile yoktu. Haklıydı. Ben bu yaptığımı nasıl kendime yedire biliyordum? Ben bu kadar mı berbat bir insandım? Ben sadece bir anlık öfkeyle yemin eden birimiydim?

“Hayır.” Dedi içim bu sefer. “Sen yaşadığın duygulardan bile acınacak bir insansın.” Dedi.

“Bir amacın vardı ve sen bu amacın peşinden gidecek insansın.” dedi.

Ve ardından bağırdı. “Kendine gel!”

Bakışlarımı arabanın camından çekerken kafamın alt üst olmuştu. Kendimi bir hiç gibi hissediyordum. Bir zavallı gibi. Derin nefes alırken yol boyunca Carter’ın kucağından oturmuştum. Gülüşmelerin ardından herkes susmuş kendi içine gömülmüştü.

Ama biliyordum her biri içinden birinin konuşmasını bekliyordu. Onlar ben varken rahat değildi. Bunu görebiliyordum ama umursamadım.

Sonunda sessizliğe dayanamayan Tylar olmuştu. Onun konuşmasıyla herkes teker teker konuşmaya dahil oldu ve bir sohbet oluştu. Ama bence bunların hepsi ses kirliliği oluşturmuştu.

SON İnsan 1 : İntikam Ateşi! (Düzenleniyor!)Where stories live. Discover now