Bölüm 1 : Ariel Lewis

409 49 26
                                    

YAZARDAN NOT: Selam! Dans ve Öfke de sizlere söylediğim gibi yeni bir hikaye paylaştım. "SON İnsan 1 : İntikam Ateşi!" Bu hikaye bir seri olacak. Yani ben öyle yapmayı düşünüyorum. Şunuda belirtmek istiyorum yeni bir hikayeye başlamam "Dans Ve Öfke"ye devam etmeyeceğim anlamına gelmez. Bu yüzden şimdi den söyleyeyim. Yani kısaca hem Dans ve Öfkeye bölüm ekliyeceğim hemde Son İnsan serisine. Fazla uzatmak istemiyorum bu yüzden okumaya başlaya bilirsiniz.

*GulAleynLKÇ*

İYİ OKUMALAR!

SON İnsan 1 : İntikam Ateşi!

Bölüm 1 : "Ariel Lewis"

Yıl: 29 Eylül 2006

Saat: 23:45 civarları.

"Baba!"

Küçük kız yerde yatan baba'sının cesedine sarılmış ağlıyordu. Arada sırada babasını sarsıyor uyanması için yalvarıyordu. Annesi küçük kızın baş ucunda durmuş elleriyle ağzını kapatmış bir şekilde sessizce ağlıyordu. Küçük kız minik elleriyle baba'sının büyük elini kavradı. Bazen küçük öpücükler bırakırken bazen ise kendisine göre büyük olan babasının soğuk eline sarılıyordu.

İleride duyulan büyük bir gürültü ile insanlar dar ve bir o kadar'da ıssız olan sokaklara kaçmaya başlamıştı. Annesi tehlikenin farkına varmışken küçük kız hiçbir şey umursamıyor baba'sının eline sarılmış bir şekilde ağlıyordu.

Annesi kızın yanına çömeldi. Yanakları'nın iki yanına elini koyan anne yavaşça kafasını kendine çevirdi. Küçük kızın dalgalı sarı saçları yıpranmış, hayran kalınacak derecede olan masmavi gözleri ise ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Anne'sinin de küçük kızdan bir farkı yoktu.

"Bebeğim gitmeliyiz." dedi küçük kızın annesi Annabelle. Küçük kız gözlerini baba'sının cesedinden ayırdı ve annesiyle aynı renk olan masmavi gözlerine baktı. "Ama babamı burada bırakamayız anne! Bize ihtiyacı var, yardım edelim babama! Lütfen!" dedi küçük kız ağlamaklı sesiyle.

Annesi de çok isterdi kocasına yardım etmek. Ama edemezdi, o ölmüştü.. Onlar insandı. Doğaüstü varlıklar gibi vücutları yaralarını iyileştirmiyordu. Küçük kız ise bunu bilmiyordu. Annesi Annabelle'de söylemiyordu, söylemek istemiyordu.

Çünkü biliyordu bu onun canını fazlasıyla acıtacaktı. Söylese de bir şey fark etmeyecekti. Daha 8 yaşında idi küçük kız. Belki anlar belki de anlayamazdı. Bilmiyordu annesi Annabelle. Belki de koca'sının dediği gibi "Her şeyi kendi öğrenmeli, keşfetmeli." idi.

Dar sokaklar dan gelen çığlık sesleri ile Annabelle kendine geldi. Küçük kız'ının yanaklarını tekrar esir alan göz yaşlarını baş parmağıyla sildi.

"Babana yardım etmemize gerek yok bebeğim. Baban biraz dan iyileşecek ve eskisi gibi ayağa kalkacak ama şuan gitmeliyiz." dedi Annabelle. Derin bir nefes aldı ve sözlerine devam etti. "Eğer şimdi gider ve saklanırsak baban çok mutlu olur. Sen üzülme bebeğim baban uyanınca yanımıza gelecek." dedi ve sözünü bitirdi.

Küçük kız kafasını aşağı yukarı salladı. Küçük kız o kadar masum o kadar saftı ki hemen inanmıştı annesine. Başka ne yapabilirdi? Güvenecek kimi vardı annesi ve babasından başka? Kimsesi..

Annabelle kızına uzandı ve alnına o sıcak, güven verici öpücüğünü bıraktı.

Küçük kız baba'sının tutuğu elini göğsüne koydu. Baba'sının ölü olduğunu hala anlayamamıştı saf kızımız. Baba'sının kulağına eğildi ve fısıldadı. "Umarım bizi bulabilirsin baba."

SON İnsan 1 : İntikam Ateşi! (Düzenleniyor!)Where stories live. Discover now