11.Bölüm : Siyah Beyaz

Start from the beginning
                                    

"Sen hala çatıda mısın?"

"Hayır. Odama indim, yatağımdayım. Camdan dışarıyı izliyorum. Sen ne yapıyorsun?" Gülümsedim.

"Yatağımdayım. Camdan dışarıyı izliyorum. Yağmur yağıyor, müzik dinliyorum. Yani aslında bunların hepsini beraber yapıyoruz! Öyle değil mi?"

"Beraber yataktayız yani :)" Ege'nin cevabıyla büyük bir kahkaha attım.


"Lütfen bunu başka yerlere çekmeyelim!"

"Beraber yatakta olsak şu an konuşuyor olmayabilirdik." Yüzüm kıpkırmızı bir şekilde baktım ekrana.


"Konuşuyor olurduk." diye düzelttim onu gülerek.

"Ben uyurdum. Büyük ihtimalle huzurdan uyuyakalmış olurdum." Ege'nin cevabıyla alt dudağımı ısırdım. Ben çok yanlış anlamışım ya. Çok farklı şeyler söyleyecek diye bekledim! Gerçekten yazıklar olsun bana.

"Gerçekten uyur muydun?" Soruma bakın. Ne uyuması seviş benimle diye bağırıyor resmen! Utanç verici sorular soruyorum! Ege'nin karşı tarafta güldüğünü hissediyor gibiydim.

Birden telefonum çalmaya başladı. Ege'nin aradığını görünce telaşla telefonu sağ elime geçirdim. Neden arıyordu şimdi? Boğazımı temizleyip telefonu açmadan havaya doğru "Alo! Alo?" deme provası yaptıktan sonra sesimi düzeltip telefonu açtım.

"Alo?"

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun?" Sesi o kadar tok, o kadar etkileyici ki. Hafif bir gülme tınısıyla konuşuyor. Kalbimin hızlandığını hissettim.

"Ne yapmışım?"

"Beni yatağa attın. Ve benden faydalanmaya çalışıyorsun." Kıkırdadım.


"Ben... sadece... m..." M? M deyip kaldım. Heyecandan konuşamıyorum.

"Sen... sadece... m... Ben Fransa'ya gideli Türkçe baya bir değişmiş." Gülmeye devam ettiğim sırada cevap verdim,


"Ben sadece merak ettim. Ciddi misin değil misin onu anlamaya çalıştım. Yani... genelde erkekler bu tarz düşünmez. Yanında olsam huzurdan uyurum filan... Sen gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Yanımda olsan uyur musun?"

"Hayır. " Söyler söylemez etkileyici bir şekilde gülmeye başlayınca kıkırdadım. Yüzüm giderek kızarıyordu. Bu konuyu kapatmalıydık.


"Ege!" dedim telaşla, "bu konuyu kapatabilir miyiz?"

"Biliyor musun, hayatımda duyduğum en güzel Ege diyen ses tonuna sahipsin."

"Öyle mi Ege?" Ege karşı tarafta gülerken ondan farksız değildim. Hem mutluluktan hem heyecandan sürekli gülüp duruyordum. Sonra bir an Ege'nin telefonunun arkaplanından gelen sese odaklandım.

"Orada da mı yağmur yağıyor?" diye sordum duyduğum yağmur sesiyle.

"Evet, bir iki saattir yağmurlu hava. O yüzden çatıdan inmek zorunda kaldım. Şimdi kendini bana biraz daha yakın hissetmen lazım, aynı anda yağmuru izliyoruz. Aynı anda yağmuru dinliyoruz. Her şeye rağmen gökyüzümüzün aynı olmasının kanıtı bu."

"Ege," dedim camı açarken, "elini camdan dışarı uzatsana."

"Neden?"

"Ben de uzatacağım. Aynı yağmur elimizi ıslatacak. Sanki,"

3391 KilometreWhere stories live. Discover now