bleeding out:

566 84 51
                                    


••

Koynunda uzandığımı hatırlıyordum.

Size yemin ederim parmaklarının saçlarımda dolaştığını hatırlıyordum.

Peki ya neredeydi?

Saatin 4 ünde, neden yanı başımda değildi?

Huzursuzca yatakta doğrulmuş ve çıplak bedenimin ürpermesine izin vermiştim.

Üstüme beyaz battaniyeyi sarıp ayaklanmış ve usulca etrafa bakmaya başlamıştım.

Yoktu.

Ne o,

Ne de ondan bir iz.

••

2 saat önce;

"Tae."

"Bugünü aklına kazı."

"Jeon Jungkook'un benim olduğu gün."

"Onu tamamen elde ettiğim gün."

Memnun olmuşcasına gülümseyip içeride mışıl mışıl uyuyan bedene bakmıştım son bir kez.

"Kahretsin Park Jimin."

"Onları durduramıyorum diyorum!"

"Seni bulacaklar, bulmaları an meselesi."

"Onuda mı seninle beraber yıksınlar istiyorsun?"

Kafama hücum eden görüntülerin gitmesini istercesine başımı iki yana sallamış ve bir kaç kere fısıldamıştım.

Ne söylediğimi ben bile bilmiyordum.

İçimdeki o küçük şeytan biliyordu her şeyi.

Günden güne büyüttüğüm o şeytan.

"Hayır, hayır!"

"Küçüğe benden başkası zarar veremez."

"Benden başka kimse bakamaz ona."

"Konuşamaz, dokunamaz."

"Sevemez."

"Sen hastasın!"

"Siktiğimin bir hastasısın Jimin."

"Bu sevgi değil."

"Bu bir takıntı."

"Ona hissettiklerin bitirdi seni."

"Bu yüzden bu haldesin."

"Ona değer veriyormuş gibi davranmayı kes ve ayrıl oradan."

"Hemen şimdi."

"Onu bırakamam."

"Ya başkalarına giderse?"

"Ya okuldaki o aptal Jung Hoseok'a giderse?"

Kollarımı tırnaklarımla çiziyor derin nefesler alıp veriyordum.

"O zaman işte o zaman öldürürüm onları."

"Gidemem Tae."

"Alamazlar beni."

"Ona göz kulak olmalıyım."

"Çık oradan."

"Her şeyi öğrendikten sonra kalacağını mı sanıyorsun?"

"Madem onu sevdiğini savunuyorsun."

"Toplan ve bir daha gelmemek üzere git."

"Kahretsin!"

"Kapatmam gerekiyor, kontrole geliyorlar."

Telefonun kapanışını ve ardından gelen tiz sesi dinlemiştim bir süre.

Ben, onu seviyordum.

Ben onu böyle seviyor ve böyle sevmek istiyordum.

Fakat benden başkası parçalayamazdı onu.

O benimdi.

İşte tamda bu yüzden gitmeliydim bu gece.

••

Terlemiş avuç içlerimi çıplak bedenime silmiş ve mışıl mışıl uyuyan bedeni izlemiştim bir süre.

Parmak uçlarım yüzünde gezinirken fısıldamıştım usulca.

"Geri geleceğim sevgilim."

"Tekrar geldiğimde beni kabul etsen iyi olur."

••

Şimdi;

Ne yapacağımı bilemez bir haldeydim.

Düşünme yetim kaybolmuştu ve titremekten fonksiyonunu yitirmiş bacaklarım beni yerle buluşturmaktan büyük bir zevk almıştı.

Başımı eğip gözlerimi yummuş ve ellerimin kulaklarımı kapatmasına izin vermiştim.

"Gidemez." Demiştim.

"Yapmaz o, asla gitmez."

"Biriciğim beni bırakmaz."

••

Çok kısa bir süre sonra, bırakmasını dileyecektim.

Ve gitmesini söylerken bile dudaklarında bitecektim.

••

Little mess • Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin