1×6.Bölüm Sürü

1K 66 24
                                    

Kendinden emin bir şekilde söylemişti Barış. Zaten yapacakları başka bir seçenek yoktu. Tuzla ile Kadıköy arası yaklaşık 100 km civarındaydı. Yürüyerek bu yolu asla bitiremezlerdi. Üstelik pırıl pırıl bir minibüs bulmuşlardı. Bu aracı geride bırakamazlardı. Arkalarından gelen 100 kişilik ölü grubu onlara 20 dk içinde yetişebilirdi. Hızlı olmaları gerekiyordu. Ali;
A- Bu civarda bildiginiz bir benzinlik varmı?
H- Hayır.
İ- Benim bildiğim buradan koşarak 2 dakikalık yolu olan bir yer var. Oraya gidebiliriz.
B- Ama tek bir yere giderek vakit kaybedemeyiz. Risk almamız gerek.
A- Ne riski bu?
B- Yolun karşı tarafında bir yerlerde de benzinlik vardı. Oraya da bakmalıyız. Ikiye ayrılalım. Ben ile Ali gösterdiğim yere gidelim. Sen de Hamza ile diğer benzinciye gidin.
İ- Pekala. Ama pek güvenli gelmedi bana.
B- Işte bu yüzden riskli dedim ya. Beyza sen arabada kal. Sürü çok yaklaşırsa kornaya bas. Biz hemen geliriz. Sizde dikkatli olun İsa.
Be- Tamam ama acele edin.
İ- Sorun yapma. Dikkat ederiz.
Ve dağıldılar. Barış tabancayı elinde ne olur ne olmaz tutuyordu. Avcunun içi ter içindeydi. Silah elinden kayacakmış gibi hissediyordu. Bu yüzden silahı daha sıkı tutuyordu. Kaç mermisi var bilmiyordu. Hiç denemede yapmamıştı bu silahla. Neyse ki askerliğe gitmişti. Silahlardan az çok anlıyordu. Uzun süre Ali ile hiç konuşmadan ilerledi. Ikiside tedirgindi. Benzinliği görünce Barış;
B- Umarım burası da ele geçirilmemiştir.
A- Terk edilmiş görünüyor. Hadi acele edelim.
Benzinlikte buldukları boş plastik kutulara benzini doldurdular. Buldukları benzin bir dizel aracı Tuzla'dan köprülere kadar götürmeye yeterdi. Ardından Benzinliğin marketine girdiler. Bir çok yiyecek yere saçılmıştı. Bir karton kutuya sağlam kalan atıştırmalıkları ve içecekleri koydular. Ardından Ali;
A- Kasiyerin dolabında silah yada işe yarar birşey olabilir.
B- Haklısın.
Dolabı zorladılar. Zor da olsa açmayı başardılar. İçinde buldukları resmen hazineydi. Dolapta bir ruhsatlı Amerikan model tabanca, sayamayacakları kadar çok nakit para, bir sürü saçılmış mermi ve mermi kovanları ve ingiliz anahtarı vardı. Barış tabancayı göstererek Ali'ye;
B- Vay canına bu bir Meusoc. En kalitelilerinden. Orduda bile kullanılmıyor.

Şarjörüne baktı. Tamdı. Üstelik bir yedek şarjörü vardı. Ali'ye uzatıyordu ki Ali;
A- Bu tabancayı biliyorum. Çok seker. En iyisi sen onu al. Bana Glock'u versene.
B- Peki. Mermisi çok yok ama.
Glock 17'yi Ali'ye uzattı.

Ali tabancayı kotunun cebine soktu. Küçük bir tabanca olduğu için kolayca yerleştirdi. Barış'ta Meusoc tabancayı kotunun arkasına soktu. Yedek şarjörüde sol cebine koydu.
B- Hadi gidelim. Sürü neredeyse gelecek.
A- Hadi gidelim.
O esnada bir hırıltı duydular. Girmeye cesaret edemedikleri mağazanın bodrumundan geliyordu. Ikiside tabancalarını çıkardı.
B- Emniyeti kapatmayı unutma.
A- Merak etme yaptım.
Eli bodrumun kapısını tutuyordu. Ölü kapıya vurmaya başladı. Içinden geri sayım yaptı. 3...2...1...
B-Şimdi!
Kapıyı açtı. Içeriden Kasiyer kıyafeti olan, bir koluda olmayan ölü onlara doğru atıldı. Barış tabancayı ölüye doğrulttu. Korkudan nişan alamadan ölüye ateş etti. Ilk mermi ölünün omzuna geldi. Adam sendelesede ilerlemeye devam etti. Ikincisi de kafasını sıyırdı. Ölü önde olan Barış'ın üzerine çullandı. Tabancayı düşüren Barış iki eliyle adamı omuzlarından tutmaya çalışırken bir yandan da yardım çığlığı atıyordu. Bunun üzerine Ali Glock tabancasını ölüye doğrulttu ve kafasına tek atış yaptı. Ölü adam yere devrildi. Barış nefes nefese kalmıştı. Ali elini Barış'a uzattı. Barış'da bundan yardım alarak ayağa kalktı.
B- Çok sağol.
Konuşurken zorlanmıştı. Ciğerleri yanıyordu. O kendine gelirken Ali bir zamanlar kasiyer olan cesedin üzerini aradı. Ancak değerli bir şey bulamadı.
A-Artık gidelim mi?
B- E... evet. Ben iyiyim. Gidelim hadi.
Benzinlikten ayrıldılar. Olabildiğince hızlı bir şekilde oraya vardılar. Arabaya vardıklarında Isa, Hamza,Beyza ve tanımadıkları bir kız vardı. Barış Isa'yı kenara çekip "Kim bu?" dedi. Isa;
İ-Benzinliğe gittiğimizde karşılaştık. Adı Hande. Benzinlik marketinde kalıyordu. Benzin bulamadık ama o geldi. Ayrıca siz de bayağı şey bulmuşsunuz.
B- Evet tabanca bile bulduk. Bu kız bizimle mi kalacak?
I- Evet. En azından şimdilik.
Ali yanlarına geldi ve;
A- Benzini dolduruyor hadi yardıma gelin.
Hamza koşarak geldi. "Sürü çok yaklaştı! Acele etmeliyiz hadi!"
Ali sürüye bakarak;
A-Has******! Hadi çabuk!
B- Hadi çabuk! Ben onları yavaşlatmaya çalışacağım.
Barış Meusoc tabancasını çıkardı ve sürüye dikkatlice ateş etmeye başladı. Ilk mermi tam kafasına geldi. Ölülerden biri yere yığıldı. Sonra yine ateşledi ve ölülerden biri yine devrildi. Sonra yine ve yine. Hepsini dikkatlice vuruyordu. Kulağı sağır olmuştu. Ama buna aldırmıyordu. 6 ölüyü öldürmüştü. Ama şarjör bitmişti. Mermiyi değiştirmeye çalıştı ama yeni şarjörü tabancaya sokamadı.
B- Allah kahretsin! Acele edin! Yaklaşıyorlar!
Hande isimli kız araya girerek;
Hande-Geri çekilin! Bana ingiliz anahtarını ver!
B- Ne yapacaksın ingi...
Hande- Sus da ver şunu!
B- Tamam al.
Barış elindeki ingiliz anahtarını Hande'ye verdi.
Kız bir anda ileriye aldığı ingiliz anahtarı atıldı. Anahtar ile kendisine en yakın olan uzun etekli ve saçları dağılmış olan ölü kadının kafasına vurdu. Ölü kadın darbenin etkisi ile yere düştü. Hande adlı kız anahtarı geri aldığı gibi diğer ölüye batırdı. Ama şimdiki adamın kocaman bir kafası vardı. Anahtar adamın kafasında sıkışıp kaldı. Kız anahtarı almaya çalışırken etrafını bir kaç ölü sarmıştı. Barış "Dikkat et!" diye bağırdı ama nafileydi. Kız aralarında kalmıştı. Silahına mermi koymaya çalıştı ancak beceremedi. Bu tabancanın mermi girişi çok farklıydı. Mermiyi sokamayınca;
B- Lanet olası şarjör!
A- Dayan geldim!
Ali Barış'ın önüne geçti ve çıkardığı Glock tabancasıyla 3 ölünün kafasına tek atış yaptı. Kızın yanında sadece bir ölü kalmıştı onu da kız anahtarı çıkarıp öldürdü.Ali'lerin yanına koşup;
Hande- Sağolun.
Ikiside başıyla onayladı. Barış'da sonunda mermiyi takmıştı. Isa koşarak;
İ- Daha ne bekliyorsunuz! Hadi araba hazır.
B- Hadi gidelim geliyorlar!
Arka tarafta bir çığlık geldi. Yerde sürünen bir ölü Barış'ın kız kardeşi Beyza'ya saldırmıştı. Simsiyah dişlerini kızın bacağına doğru batırmaya çalışıyordu. Beyza'da çığlık atarak bacağını ayağının altı ile ölüye karşı siper ediyordu. Barış bağırarak oraya koştu. Tabancasını çıkardı ve ölünün kafasına mermiyi yedirdi. Beyza'yı hızlıca kaldırdı ve arabaya bindiler. Hepsi arabaya binmişti. Ölüler Transporter'ın arka camlarına vuramadan araç uzaklaştı. Aracı Isa kullanıyordu. Aralarında en iyi sürücü oydu. Barış'a;
İ- Sizin eve gidiyoruz değil mi?
B- Evet. Umarım başımıza başka bir şey gelmez. Sana yolu göstereceğim.
H- Şu radyoya bir bakalım.
Radyoyu açtılar;
- Evet sayın seyirciler geriye kalan son kanallardan biriyiz. ABD, Rusya gibi büyük ülkelerden sonra Türkiye'de de Ulusal Acil Durum ilan edildi. Hükümet insanların dışarıya çıkmamalarını söylüyor. Anadolu yakasının Güvenli Bölgesi bir saat önce yok edildi. Ne yazıkki sağ kalan yok deniliyor. Ulusal Güvenlik birimleri "gördüğünü vur" kararını aldı. Lütfen evlerinizden çıkmayın. Amerika'da HKM (Hastalık Kontrol Merkezi) tedaviye son hız devam ediyor. Türkiye'de de Göztepe Araştırma Hastanesi tedavi arayışını sürdürüyor. Istanbul'da ölü sayısı 1.000.000'u geçti.
İ- Lanet olsun. Bir kere olsun iyi haber duymayacak mıyız?
H- Eve ne kadar kaldı?
B- Hamza mızmızlanmayı keser misin? Geliyoruz işte. Bir saatten az kalmıştır.
Barış Ali nin yanına gitti. Araç oldukça büyüktü. Herkes kendine ait bir yer bulmuştu. Ali'ye;
B- Hande denen kız bizimle kalsın mı?
A- Bilmiyorum. Ama hepimizden daha iyi. Ona ihtiyacımız olabilir.
B- Ben onunla bir konuşayım.
A- Iyi bende sana eşlik edeyim.
Hande adlı kızın yanına giderler. Beyza ile konuşuyorlardı. Barış ile Ali'yi görüp;
Hande- Oradaki telaştan anahtarı vermeyi unuttum. Alın.
Aleti Barış'a uzattı. Anahtarın ucu siyah bir leke içindeydi. Midesi bulansada aldı. Hande'ye;
B- Ben Barış o da Ali.
Hande- Memnun oldum.
B- Nasıl yaptın?
Hande- Neyi?
B- O ölüleri yakından nasıl öldürebildin? Onlara sen yem olabilirdin.
Hande- Zor birşey değil ki. Tek yaptığım kafalarının ortasına aletle vurmaktı.
A-Vay canına. Ben hayatta böyle bir şey yapamam.
Hande- Ama yapmak zorundasınız. Silahlardan çıkan sesler onları çekiyor. Ve merminiz bitebilir.
B- Peki sen nereden biliyorsun?
Hande- Buna şahit oldum. Sesler onları etkiliyor. Onlar göremez ama seslere ve kokulara karşı hassaslar.
B- Oldukça cesursun. Şimdi ne yapacaksın?
Hande- Bilmiyorum. Yaklaşık bir gündür terk edilmiş Benzinlikte kaldım. Herhangi bir amacım yok. Ama siz kabul ederseniz bir süre sizinle kalmak istiyorum.
B- Tabii ki de. Zevkle kabul ederim. Istersen hep kalabilirsin. Ne kadar kalabalık olursak o kadar güçlü oluruz.
Hande- Ali sanada teşekkür edemedim. Sayende onlara dönüşmekten son anda kurtuldum.
A- Ne demek. Her zaman.
B-Lanet olsun çok mermi gitti.
Ali silahının şarjörünü indirip;
A- Bende 10 mermi var. Sende
B- 7 tane. Idareli kullanmalıyız. Evde kesici aletler vardı. Hemen gidince onları almaya karar verdi.
Sahilyolu'ndan gidiyorlardı. Yol çok da kalabalık değildi. Terk edilen araçlar dışında kimse yoktu yolda.
...30 dakika sonra...
Evin önünde durdular. Barış araçtan inip otomatik kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açma tuşu içeride olduğu için kapı açılmıyordu. Barış'da kapıyı iterek açtı ve İsa aracı içeriye sürdü. Kapıyı kapattıktan sonra Barış çok şaşırmıştı çünkü üst komşuları olan Oktay amca gelmişti. Barış lar binadan ayrıldığında arabası yoktu. Ve şuan kendisi aracın içinde olmalıydı. Yanına konuşarak giderken;
B- Oktay amca şükürler olsun sana birşey olma...
Adam hırlamaya benzer bir sesle Barış' a açık camdan atlamaya çalıştı. Barış hızlıca geri çekildi. Neyse ki aracın kemeri onu tutuyordu. Zavallı iri adamın sağ kolu yok denecek kadardı. Ölüler çok kötü yemişti. Bu halde buraya kadar gelmesi bile bir şanstı. Barış'ın sinirleri bozulmuştu. Bütün tanıdıkları ondan uzaklaşıyordu. Ölü adam dişlerini Barış'a uzatmaya çalışıyordu. Araçta temizlediği ingiliz anahtarını çıkardı. Ardından var gücüyle Oktay amca'nın kafasına vurdu.

Arkadaşlar lütfen bölümü beğendiyseniz paylaşmayı unutmayın! İyi okumalar :-)

The Walking Dead TürkiyeWhere stories live. Discover now