AYNI ODA MI?

605 107 51
                                    

Medya& Güney Kore'de Melis'in EXOya katıldığını duyuran bir broşür--

***

"Senden nefret ediyorum Kang Dae."

Kapıyı hızlıca çarpıp gittim. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Yaşamadığım tek şey aldatılmaktı onu da yaşamıştım.

O an ki aklımla hemen telefon rehberinden "Exo Chen"' i aradım. Çünkü aralarında kendimi en yakın Chen'e hissetmiştim. Daha ne söyleyeceğimi bile bilmiyordum. Telefon açıldı.

"Melis?"

"Chen!"

"Ne oldu? Sen ağlıyor musun?"

"Çok kötüyüm ve şuan Havaalanına gidiyorum. Kore'ye gelicem. Senden ricam kimsenin haberi olmasın."

Kore'ye mi gidicem dedim ben? Evet. Öyle yapacaktım.

"T-tamam k-kimseye söylemem g-gel."

Kıyamam. Şaşkınlıktan kekeliyor popüler çekik.

Telefonu kapattım. Bi taksi çağırıp havaalanına gittim.

***

Kore'ye ilk uçak 1 saat sonraydı bende hemen bi bilet alıp bekleme salonuna geçtim, uçak anons edildiğinde hemen yerimi aldım.

Uçak yolculuğu sona eriyor

Tekrar Chen'i aradım ve beni alıp alamayacağını sordum. Tahmin ettiğim gibi arabasıyla gelmişti. Koşa koşa arabaya bindim. Üzerinde EXO yazdığından ve de arabanın etrafındaki insanlardan o olduğunu anlamıştım.

. Arkadaki insanları umursamadan arabayı süren Chen'e baktım.

"Merhaba." dedim.

"Merhaba Melisciğim de söyle bakalım niye böyle apartopar geldin Kore'ye?"

"Uzun hikaye."
Hiç te uzun değildi ama nys sjsjs

"Kısasını anlat o zaman."

Zeki çocuk hmm

"Şirkette Dae'yi bir sekteterle kucak kucağa sevişirken yakaladım. Hepsi bu."

Chen birden frene bastı, sayesinde kafamı ön koltuğa çarpmıştım.

"Na- nasıl yani?"

"Hepsi bu işte. Beni aldattı bende buraya geldim. Sen hariç kimsenin geldiğimden haberi yok."

"Annen seni çok merak edecektir,"

"Onu otele gidince arayacağım."

"Otel?"

"Evet otel."

"Otelde kalamazsın bizim eve gidelim."

"Ama şey yani..."

"İtiraz yok."

Şimdi de EXO''nun evine gidiyordum. Nasıl bir kızım ben? Belki de tüm Korecanların veya Exo-l lerin hayalini yaşıyordum. Şansa bak anasını.

Eve girdiğimde tüm Exo üyelerini koltukta tv izlerken buldum.

"Beyler toparlanın. Bir misafirimiz var,"

Herkes bana baktı. Ve hemen ayağı kalktılar. Şaşkınlıkları yüzlerinden okunuyordu.

"Melis?" dedi D.O

Ellerimi arkada birleştirerek utangaç utangaç başımı yere eğdim ve onların yanına gittim.

"Dae'ye birşey mı oldu Melis?" dedi ChanYeol

"Asıl olan Melis'e olmuş." dedi Chen,

"Sorun değil. Sadece aldattı beni ve bende ondan ayrıldım. Bu kadar."

Herkes bana sorar gözlerle bakınca açıklama isteği duydum.

"Şirkette çalışma odamıza girdiğimde onu daha önce saç baş kavga ettiğim kızla kucak kucağa sevişirken gördüm."

"bunu sahiden Dae mi yaptı?" dedi Suho.

Kafamı onaylarcasına salladım. O sırada BaekHyun elinde en az 15 kutu pizzayla geldi.

Muzipçe gülümseyip pizza kutularını orta masaya bıraktı.

"Umarım pizza seviyorsundur." dedi Baek

"Aslında fastfood yemeyi pek sevmem ama sanırım yiyebilirim."

"O yüzden mi bu kadar zayıfsın?" dedi Baek.

"O kadar da zayıf değilim.

"Öylesin." dedi Sehun. İlk kez konuşmuştu geldiğimden beri.

***

Saat gecenin 2 siydi. Fakat hala uyumamıştık. Neden mi? Çünkü bana sürekli şarkı söyletmişlerdi. Ah Dae ah, niye söylüyorsun ki Melis'in sesi güzel diye?

"Melis. Bizim sana bi teklifimiz var. Ve eğer kabul edersen çok mutlu oluruz."

"nedir o?" diye sordum Baek'e

"Bizim grubumuza katılmanı istiyoruz. "

Oha.

"Ne?"

"İstediğin kadar düşün. Süre yok. Ama iyi düşün. Biz gerçekten senin grubumuzda devrim yaratacağına inanıyoruz."

"Eğer kabul edersem Kore'ye taşınmalıyım değil mi?"

"Evet."

"Tamam.  Kabul ediyorum."

"Sen ciddi misin?" dedi Sehun.

"Evet. Ciddiyim."

"O zaman artık beraber yaşayacağız. Eşyalarını ne zaman getirebilirsin?"

"Önce Türkiye'ye gidip herkesle vedalaşmam gerekecek. Ve umarım annem bu durumu kabullenir."

"Şimdi yat yarın sabah seni uçağa bindiririz. Ama bir sorun var."

"Nedir?"

"Dae'nin odasında kalmak zorundasın. Şimdilik,"

"Sorun değil."

Dedim ama aslında sorundu.
Eski sevgilimin odası sonuçta.

"Sehun sana odanı göstersin"

Sehun ile birlikte benim kalacağım odaya gittik. İnanın koridor boyunca beni izledi. Nasıl rahatsız olduğumu tahmin edin artık

"İşte Dae ve benim odam."

"Nasıl yani? İkiniz birlikte mi kalıyorsunuz? Şimdi ben seninle aynı odada mı kalıcam?"

"Evet." Piç smayl yapmıştı.

Odaya girdim ve cebimden bir tahta kalemi çıkardım sonra da odanın tam ortasından çizgi çektim.

Cebimde tahta kalemi ne arıyor diye sormayın bende bilmiyorum çünkü.

"Üzgünüm ama bundan böyle çizdiğim şu çizgiyi geçmeyeceksin."

"Iımm.. Pekii."

"Ama gördüğün gibi bu odada bi tane yatak var ve altlı üstlü."

"Sadece bi zamanlık böyle idare edebiliriz. Hem yatak benim sınırlarım içinde. Bi süre yerde yatmalısın."

"Ne? Sen ciddi misin?"

"Aynen öyle. Uykum var bu yüzden al yorganını ve yastığını yat uyu. Ve unutma sınırı sakın geçme! Yoksa öldürürüm seni,"

"Peki peki. Sakin ol." dedi.

Sehun'a yastık ve yorganını uzatıp yerime yattım. Yattığım yerden göz ucuyla onu seyrediyordum.

"İyi geceler, ilk öpücüğümü elimden alan çekik."

***

Evett. Bu bölüm nasıldı sevgili okurlarım?

Yorum ve oylarınızı esirgemeyin lütfen.

Sizi seviyorum❤

KORE Mİ?Where stories live. Discover now