ANNYEONG ^O^

1.2K 217 21
                                    

Multi: Melis'in yurt odasından bir bölüm :))

Giriş kapısına doğru yöneldim. İçeri girmemle babamı görmem bir oldu. Koşarak ona sarıldım.

"Baba yol yakınken geri dönelim nolurr."

"Bende senin kadar isterim bebeğim ama Türkiye'de evimizde bizi eğer dönersek öldürebilecek bir kadın var."

Haklıydı.

"ben bavullarını alıp geliyim sen de bize 2 limonata al."

"off pkii"

Limonata almak için kafeteryaya gittim. Döndüğümde babam da 4 bavulumu taşıma arabasına koymuş geliyordu.
Evet 4 bavul çünkü evdeki tüm kıyafetlerimi almıştım. Onlar benim mini servetim değerindedirler.

"Baba hadi bir an önce çıkalım şu havasız havaalanından."

"Amma yaptın be kızım. Azıcık pozitif bak şu olaya. Ne de olsa 6 yıl buradasın."

" Neden gerçekleri yüzüme vuruyorsun ki?"

Babam bana ofladıktan sonra arabaya doğru yol aldık. Babam iki günlüğüne araba kiralamıştı.

"Melis. Üniversitenle ilgili tüm eksikler giderildi. Yurdun ve okulun arası yürüyüş mesafesinde. Yemek konusunda endişen olmasın okulda ve yurtta dinimize uygun yiyecekler var. Güvenliği soracak olursan her ikisinde de üst sınırda. Eğer korkuyorsan yanına bir güvenlik verebilirim. "

"Ay baba yeter! Valla bu ne şiddet bu celal? Sakin ol. Sen benden daha heyecanlısın ya. Tamam her şey için teşekkürler. Seni seviyorum."

Babam bana gülümseyerek bir yandan da elimi tuttu.

"Bende seni seviyorum bitanem. Ama senin için endişeleniyorum anla beni lütfen."

Babamın arabayı sürmesine engel olmadan yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

***

İlk olarak yurda gitmiştik. Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama yurt hiç te fena görünmüyordu. Sevmiştim.

Daha sonra üniversitenin girişine geldik. Acaip ihtişamlı görünüyordu. Yüzüm artık asık değildi, zaten eğer yüzümü asarsam bu annem ve babama haksızlık olurdu.

"Sanırım alışmış gibi oldum baba ya."

"Sana söylemiştim."

"Ah, ne yazık ki evet."

Babam Akşam üzeri gideceğini söyledi. Her ne kadar buna üzülsem de fark ettirmedim.

"Saat kaçta kalkacak uçağın?"

"2 saat sonra tatlım."

Babamla bir lokantaya gidip yemek yedik. Aynı zamanda da Babam hiç nefes almadan bana her şeyi tüm inceliklerini, neler yapıp neler yapmamam gerektiğini anlattı. İhtiyacım olan tüm bilgileri de aldıktan sonra geriye 1 saat kalmıştı. Lokantadan çıkıp havaalanına geri geldik. Babam uçağa biniş işlemlerini yaptıktan sonra bana özel bir araba çağırdı beni yurda götürmesi için. Sonra da uzunca ağlaşıp vedalaştık. Babamı yolcu ettikten sonra kendimi benim için çağırılan arabaya attım.

Şoför babamın arkadaşıymış istediğim zaman onu arayıp arabayı kullanabileceğimi söyledi. Evet ehliyetim vardı :))

Yurda geldim. Giriş işlemlerim yapıldı. Yurda giriş çıkış yapabilmem için bana bir kart verildi. Üstünde ismim yazıyordu. İçeri girdim. Koreli çok güzel bir bayan yanında bir de çelimsiz bir bayanla bana doğru ilerliyordu.

Kadın ingilizce konuşarak bana kalacağım odayı göstereceğini ve yurdu da yanındaki çelimsiz kadının gezdireceğini söyledi.

Ona gülümseyip başımla selam vererek ardından takip ettim.

Kalacağım odanın numarası 47 idi. Oda otel odası gibiydi tek farkı 3 kişilik olmasıydı.

Odada bir televizyon , 3 yatak , 2 koltuk ve bir banyo vardı. Her türlü küçük eşya bulunuyormuş.

Güzel kadın, namıdeğer müdürümüz gitti ve çelimsiz kadın bana tüm yurdu gezdirdi.

Odama döndüğümde beni biri sarışın diğeri kızıl iki sevimli kız karşıladı sanırım onlar oda arkadaşlarımdı. Aslında oda arkadaşlarımdan biri Türk olsaydı fena olmazdı ama olsun.

Bu kızlar gerçekten aşırı güzeldi. Barbie bebekten farkları yoktu desem abartmış olmam herhalde. Onlara gülümsedim. Konuşmama fırsat kalmamıştı.
Kızıl saçlı olan bana doğru yaklaştı.

"Annyeong!"

***

Biraz kısa oldu ama umarım beğenirsinizBu bölümde sona erdi. Sizi seviyorum❤

Sınır 10 vote 5 yorum plsss

Yazar not::Canım okurlarım sljsjs
Bu bölümden sonra konuşmaları türkçe olarak yazıcam ama aslında Melis ve arkadaşları ingilizce konuşuyorlar :))

KORE Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin