RA 22 Dengesiz İki Kalp

Začít od začátku
                                    

"Hamile oluşuma aldırmayıp.. şiddet uygulamaya başladı. O gün bitirdi zar zor içimde tutmaya çalıştığım sevgiyi... Onun yüzünden erken doğum yaptım ben Revan!"

Hıçkırıklarını avuçlarına saklayan kadının ellerini tutup yüzünden ayırdım. Beyaz teninde yer eden acının sebebi olduğum için kendime kızarken sözlerinin devamında Sinan ağadan korkmamın yersiz olmadığını anladım...

"Sinan... Bana aşık olan adam acımasızın biri olup çıktığın da gerçek yüzünü görememiş olmanın pişmanlığını en ağır şekilde yaşadım. Bir bana değil Kıymet'e ve kızlarına karşıda öyleydi. Hatta benden beterdi hâlleri. Hâl böyle olunca çareyi oğlumu alıp kaçmakta buldum. Ailemin yanına gitmeye... yüzüm olmadığı için teyzeme sığındım. Şimdi ise kaçıp kurtulmak istediğim adama oğlumu kendi ellerimle teslim ettim"

"Onun iyiliği için yaptınız..."

"Yaptım ama oğlum babasıyla kalmak istemiyor. Sinan'ın tek derdi gücü, ağalığı! Oğlunu bile bunun için hiç edebilecek biri o"

Pişmanlıklarla, acılarla dolu olan  kadın bugüne kadar nasıl dayanabilmişti. Dışardan bakıldığında sürekli gülümseyen, etrafına neşe saçan kadın aslında patlamaya hazır bir duygu saklıyormuş içinde...

"Siz varken bu çok zor"

"Birgün olmayacağım..."

İçim İpek hanımın bu sözüyle darmadağın olmuş, kalbim 'ben varım' demişti, sessizce... Ben vardım... Ona kimsenin bir zarar vermesine izin vermezdim ki... Kimse benim dengesizimin canını yakamazdı!

"Bu hayattaki en büyük korkum onu bir başına, yalnız bırakmak.."

Gözlerinden acı parçaları düşen kadının ellerini sıkıp kalbime söz verdim. "Rabbim eksikliğinizi göstermesin... " dedikten sonra bir parça umutla acısına dokunabilmek için " hiçbir zaman yalnız kalmayacak" dedim. Ellerimi bırakan kadın bedenimi sardığın da karşılığım gecikmedi. Ölümden başka bir neden olamazdı dengesizimi bırakmam için... Tabi bir gün beni istemez ise orası ayrı...

"Ne bu hâl hanımlar? Yılın kaynana gelin ödülünü almaya mı adaysınız?"

İpek hanımla birbirimizden ayrılmamıza sebep olan Ayaz'a aynı anda bakıp gülmeye başladık. Normalde olsa ağlamaya devam eder  ya da suratımı asardım ama şimdi az önce acısını akıtan kendi değilmiş gibi gülümseyen kadını örnek alıp onun gibi yaptım. Bizi dikkatle izleyen dengesizime gülümseyip bir yandanda bakışlarımı kaçırmaya çalıştım.

"Bizden kaynana gelin olmaz" diyen İpek hanım ellerimi tutup oturduğu yerden kalktıktan sonra sözünün devamını elini omzuma atarak getirdi.

"Anne ve kızı olur "

Anne ve kızı... Kalbim bu sözle acırken, yanan gözlerimden akan yaşlara engel olmaya çalıştım. Benim az önce yaptığımı yapan İpek hanımın  nasıl hissettiğini daha iyi anlamıştım fakat benim acımın önündeki siper   pişmanlık değil özlemdi. Haksız yere canından olan annemin özlemiydi bu kimse yerini dolduramazdı. Oğluna gülümsemeye devam eden kadın beni kendine biraz daha çektiğin de sözleriyle yüreğime dokunduğundan habersizdi.  Ama bu dokunuş bir annenin çocuğunun yarasına üzülerek dokunması gibiydi... Kıyamadan... Acıtmadan...

"Madem öyle " diyen Ayaz yanımıza geldiğin de annesini yanaklarından öptü.

"Size ağlama yasağı koyasım var" deyip yanaklarını sıktığı annesinin ellerine hafifçe vurmasıyla geri çekildi. Ellerini bana doğrulttuğun da bir adım geri çekilip annesini işaret ettim. Bir sınırı olmayan dengesizim bana hak verip geri çekildi fakat kaş göz işareti yapıp utandırmaktan da geri kalmadı.

Aşk Ayazı (Revan)Kde žijí příběhy. Začni objevovat