5

16.4K 654 12
                                    


Sessizliğin yeni bir boyutunu yaşıyordum.Yine deniz kenarından dönüyordum gecenin bilmem kaçında.Yine ömrümden ömür gidiyormuş gibi ağlamış,dertlenmiştim.Bu sefer kimseler yoktu ama deniz kenarında.Canım çıkıyormuş gibi bağıra bağıra ağlamıştım o yüzden.Gözlerim kızarmıştı belki de ağlamaktan,yolda tökezleye tökezleye yürüyordum bu yüzden.Belki de içtiğim biranın etkisi bilemiyorum.Gözlerimden yaşlar akıyordu sessizce hala.Evime giden sokağa döndüğüm sırada yine tökezledim.Tam düşeceğim sırada güçlü bir el kolumu tuttu.Kim olduğuna dahi bakmadım. "Saol" diyip kolumu çektim ve yürümeye devam ettim. "Hey iyi misin?" diyip tekrar kolumu tuttu.Ses tanıdık geliyordu.Yüzüne baktım.Uraz'dı.Kafamı salladım ve kolumu çektim yine.Ama izin vermedi. "Ne oldu sana böyle?" diyip çenemden kaldırdı parmaklarıyla.Ağlamamdan bahsediyordu.Üzerimi de kokladı biraz. "Ve niye içtin?" sertçe kendime doğru çektim kolumu.Ama bu sefer de yere düşmüştüm. "Hey iyi misin?" diyip telaşla yanıma çökünce dizlerimi kendime doğru çektim.Bu sefer de burada ağlamaya başladım. "Git" diye çaresizce konuştuğumda,bu loş ışıkta bile kaşlarını çattığını görebiliyordum. Umursamadım. "Ne?" iktirdiğimde benim gibi oturmuştu yere. "Git işte! Ağladığımı görmeni istemiyorum hiç kimsenin!" yutkunduğunu yutağının inip çıkmasından anlamıştım.Yanıma doğru yaklaştı. "Ağlamak,güçsüzlük değil Gece." omuz silktim. "Ve ağladığını birine söyleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun ufaklık" Ona baktım. Ardından kendimi yola attım.Yattım. O da yanıma doğru. "Niye dertlendin ufaklık?" ifadesizce konuştum.Ağlamıyordum artık.Yani sanırım. "Bana ufaklık demeyi kes.Aynı yaştayız." güldü. "Aslına bakarsan ben 18'im" ona baktım kafamı çevirip. "Sınıfta mı kaldın?" başını olumsuzca salladı. "1 yıl gidemedim." dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım ve yine gökyüzüne bakmaya başladım. "Yine de bana ufaklık deme" kafasını salladığını farkettim. "Tamam ufaklık" güldüm uzunca. Hala gülerken ona baktım ve konuştum. "Pes etmeyeceksin değil mi?" bana bakıyordu.Gözlerimiz kesişti. "Neden hiç gülmediğini anlamıyorum." diye sanki kendi kendine konuşuyormuş gibi konuştu.Gülüşüm soldu ve gözlerimi kaçırdım yine. "Pardon." başımı olumsuzca salladım. "Sorun değil" ellerini başının arkasına birleştirdi sanki çok rahat bir yerdeymiş gibi. "Bugün neden böylesin? Yani şirkette de bir anda çekip gittin.Babam endişelendi.Hatta biraz da kendini suçladı.Tarık Sezgin kim ufaklık senin için?" yutkundum. Bende onun gibi birleştirdim ellerimi ve gözlerimi kapattım.Sanırım uykum gelmişti.Uyuyabilirdim heralde burada.Yanımda o vardı çünkü.Bir şey olmazdı. Gözlerim hala kapalıyken cevap verdim. "Bu konuda sana şimdilik cevap vermeyeceğim Uraz Yaman. Henüz bu konuda hiç bir yetkin yok." Ona gıcık mı gidiyordum bilmiyorum ama pek de sevdiğim söylenemez. Yaptığım ne kadar saçma olsa da yolun ortasında uyuya kaldım.

Uraz'dan devam;

Bana verdiği cevap hiç de tatmin edici değildi ama şimdilik demişti.Demek ki ileride söyleyecekti.Ona baktığımda nefes alışverişleri düzenliydi ve gözleri kapalıydı.Uyumuş muydu ciddi ciddi? Şaşkınlıkla güldüm. Bu kız gerçekten değişikti.İçmişti ve ağlamıştı.Ne olmuştu gerçekten? Babam biliyor muydu? içimden bir ses bugün yaşananlarla bir ilgisi olduğunu söylüyordu ama çok kurcalamadım.Doğruldum ve üşütmemesi için kucağıma aldım onu.Evini bilmiyordum.Mecburen bizim eve adımladım. Kaslı ve hafif bir kızdı. Ama o kadar da kaslı değildi hani.Bir kıza yakışacak şekildeydi.Kesin baklavası falan da vardır.Bilmiyordum çünkü o gün,yani kolu yaralandığı gün o kadar da dikkat etmemiştim daha doğrusu edememiştim vücuduna.Saçları aşağıda,sala sola doğru savrulup duruyordu her adımımda.Onun hakkında bir şey daha öğrenmiştim. Ağlayınca ayrı bir tatlı oluyordu. Tersinin pis olduğunu da unutmayalım tabi.Bugün o koca adamın,korkulu gözlerini gördükten sonra bu kucağımdaki kızın,gerçekten korkulan biri olduğunu anladım.Bu sempatik,tatlı yüzü nasıl da korkunç biri gibi durmasına yardımcı oluyordu hiç bir fikrim yoktu.Ama bir şekilde oluyordu işte.Gözlerim yüzüne kaydı.Göz altları şişmişti hafiften.Gerçekten çok ağlamış olmalıydı. Yüzünde şuan hiç bir makyaj olmamasına rağmen mankenlere taş çıkartırdı eminim ki.Yetimhaneden yeni kaçmıştı birkaç gün önce,arkadaşı öldürülmüştü belki de.Ailesi yoktu.Evin önüne gelince zorla kapıyı çaldım.Anahtarım da vardı ama cebimdeydi.Onu çıkarmakla uğraşamazdım. Ama gecenin bu saatinde herkesin uyuduğu düşüncesiyle ofladım ve cebime ulaşmaya çalıştım.O sırada kapı açıldı. Annem açmıştı.Bu kadın neden uyumadı? Başta beni görünce şaşırdı.Hele kuacağımda Gece'yi görünce daha da şaşırdı. "Oğlum? Bu saatte dışarıda,Gece'yle beraber hele ki.Ne işin vardı?" içeri girdim. "Dur hele annem.Gece'yi bir halledeyim açıklarım.Bana bir oda lazım." kafasını salladı. "Gel gel misafir odasına çıkalım" diyip önden çıktı kapıyı açmak için.Gece'yi yatağa yatırdım.Annem kapının kenarından bize bakıyordu.Gece'nin saçları yüzüne düşmüştü. Onları kulaklarının arkasına doğru ittim yavaşça.Sonra üzerini dikkatle örttüm.Gözleri aralandı yavaşça. "Uraz?" diye mırıldandı. "Uyumaya devam et ufaklık.Sorun yok" kafasını salladı uyku sersemliğiyle. Odadan çıktık annemle beraber.Yüzünde aptal bir sırıtış vardı ki sebebini sormaya bile korkuyordum.Salona geçtik. "Anlat bakalım naptınız?" diyip hınzırca sırıttı. Gözlerimi devirdim. "Hiç bir şey olmadı anne. İçmiş biraz,yolda karşılaştık. Konuştuk az. Sonra uyuyakaldı sokağın ortasında.Evini bilmediğimden dolayı da buraya getirdim.Zaten babam da burada yaşamasını istiyordu.Konuşmaları için iyi bir fırsat olur diye düşündüm." Gülümsedi. "İyi düşünmüşsün yavrum." diyip saçlarımı okşadı.Gülümsedim. "Yat artık hadi sen de." kafasını salladı. "Tamam.Yatacağım zaten şimdi.Sen de uyu hemen tamam mı?" kafamı salladım. "Tamam,tamam yatarım şimdi." Beraber yukarı çıktık.Kaşlarım çatıldı aklıma gelen şey ile. "Anne?" bana baktı devam et dercesine. "Onun klostrofobisi mi var?" kafasını salladı. "Ciddi bir şekilde hem de.Neden?" başımı olumsuzca salladım. "Hiç.Sordum" gülümsedi.Tam odama gireceğim sırada durdu ve konuştu. "Uraz?" ona baktım. "Bu kız...sana iyi gelecek" kaşlarım çatılmıştı. Odaları benim hemen yan odam olduğu için ben bir şey diyemeden içeri girmişti. Ne demek istemişti ki? Ahh anne,kelime oyunlarından anlamam biliyorsun...

Veliahtın HatunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin