16☆Babamın Kokusu

7.8K 573 283
                                    

"Babam geri kaybolsun anne, istemiyorum."

Ne diyeceğimi bilemeden bir Taemin'e bir Suho'ya baktım. Suho sesindeki korkuyu ve üzüntüyü gizlemeye çalışarak konuştu:

"Taemin bize neden babanı bulmak istemediğini anlatır mısın?"

"İstemiyorum işte!"

Oğlum ağladıkça benim elim ayağıma dolaştı çünkü onu bir şekilde susturabilirdim ama Suho'yu nasıl teselli edebilirdim ki? Oğlum babasını bulmak istemiyordu. Babasıyla tanışmak istemiyordu. Suho'nun bakışlarındaki acı benim kalbime kadar ulaşıyor, benim de canımı yakıyordu.

Birkaç dakika sonra Taemin sakinleşti ve başını Suho'nun dizlerine koyup ayaklarını benim kucağıma uzattı.

"Suho bana kitap oku."

"U-uykun mu geldi Taemin? Şey... tamam... ıhım... hangi kitabı okumamı istersin?"

"Bilmem. Bir tane oku. Sen seç."

"Baekhyun amcanın evinde kitap var mıydı emin değilim. Dur ben kitaplığa bir bakayım."

"Hayır Suho kalkma. Kitap istemiyorum vazgeçtim."

Oğlumun neden şımardığını anlamıyordum. Koltukta yan dönüp Suho'nun gömleğinin ucuyla oynamaya başladı. Gömleğinin düğmeleriyle oynuyor derin derin nefesler alıyordu, ağlaması geçmiş olsa da konuşmak istemiyordu.

Bana baktıktan sonra Taemin'in başını okşamaya başlayan Suho'nun dudaklarının titrediğini fark ettim. Şu anda Taemin'e bu konuda baskı yapmak istemezdim ama Suho'yu bu halde görmek de istemiyordum.

"Oğlum? Bana neden ağladığını söylemek ister misin?"

"Hayır."

"Pekala... o zaman şunu sorayım. Babanı bulduğumu duyunca sevindiğin için mi ağladın üzüldüğün için mi?"

"Üzüldüğüm için."

Onu konuşturmayı başarıyordum sanırım. Çocuklara soru sorarken cevabı "evet-hayır" olan sorulardan kaçınmak daha iyi olabilir bazen. Yoksa onlar da kısaca cevap verip geçerler. Ama onlara seçenekli soru sorarsanız gerçekten ne istediğini öğrenip onları konuşturmak kolaylaşır.

"Peki... babanı merak etmiyor musun? Yoksa hiç mi tanışmak istemiyorsun?"

"Merak ediyorum."

"Merak ediyorsan onunla bir kerecik tanışmak istemez misin?"

"Anne... ben... babam gelirse... yani o benimle tanışırsa o zaman Suho gidecek mi?"

"Anlamadım oğlum. Suho neden gitsin ki?"

"Suho gitmesin anne. Babam geri kaybolsun. Suho gitmesin."

Taemin'in ne demek istediğini tam olarak anlamasam da az çok bir şeyler tahmin edebildim sanırım. Suho bizi sessizce dinliyordu.

"Oğlum bana ne istediğini tam olarak söyler misin? Belki yardım edebileceğim bir şeydir."

"Ben... ben istedim ki... yani keşke... Suho hep yanımızda kalsa. Babamı bulmak istemiyorum anne. Suho'yla oyun oynamak istiyorum. Her zaman Suho'yla kovalamaca oynamak istiyorum. Babam geri gitsin anne. Ona söyleyelim geri gitsin. Suho babam olsun."

Duyduklarım dudaklarımda gülümsemeye dönüşüp içimi rahatlatırken Suho'nun gözlerinde biriken bir damla yaş yanağına süzüldü. Bir anda Taemin'i kucağına kaldırıp sımsıkı sardı. Saçlarını öpmeye başladı.

"Oğlum! Bundan sonra hiçbir yere kaybolmayacağım. Seni de anneni de hiçbir zaman bırakmayacağım."

Taemin pek bir şey anlamış gibi görünmüyordu ama Suho'nun onu öpmesine de engel olmuyordu.

Ailem Sensin / Suho ✔Where stories live. Discover now