25.Bölüm

4K 224 16
                                    

Merhaba, gün içinde işim olduğundan bu saatte paylaşıyorum. Bu arada unutmadan, bölümler haftada 1'e düştü. Cuma, bölüm günü.

İyi Okumalar!

-

Karanlığın benliğinde şad olan ruhum, olduğu yerden ayrılmamak adına ısrarcıydı. İçinde bulunduğum karanlık, bedenimdeki her boşluğu siyaha bularken sadece bu durumun verdiği duygusuzlukta kendimi arıyordum. Kaybolmuştum, benliğimi kaybetmiştim. Olduğum kişiye, çok yabancıydım. Hissizdim. Umursamazdım. Aldırmazdım... Yüzüme ayna misali yansıyan eski halimi reddediyordum, gözlerimi sımsıkıya kapatıp yüz çeviriyordum. Yeni halimi yadırgamayı geçmişken, eski benliğimin parçalarından utanç duyuyordum.

Eski Nehir, zayıftı. Her ne kadar dimdik ayakta durmaya çalışsa da, en küçük yenilgide hezimete uğruyordu. Yıllar boyu kendini kabullenmeye çalışan küçük Nehir, başına gelenleri en büyük düşmanı olarak gördüğü kaderine isyan ederek geçirmişti. Hiç bilmediği bir şey vardı... Aslında en büyük düşmanı kendisiydi. Kendisine boğun eğiyordu farkında olmadan. Zaaflarına, içinde çırpınıp duran çocukça sevilme ihtiyacına yeniliyordu. Sevgi, zayıflıktı. Sevgi, insanın içinde gizli kapıları ardına kadar aralayıp, sonra o kapının ardındakilere karşı yenik düştüğü en büyük düşmanıydı.

Yabancı olduğum her duygu, benim kurtuluşumdu. Hissizliğin verdiği her şeyi sarıp sarmalayabilir, hatta geriye kalan şu kısacık ömrümü dışardan gelecek her etkene kapayıp, onun huzur vaat eden kollarında can verebilirdim. Yalnızlığın bana vereceği her şeyi kabullenmeye hazırdım. Bedenimi parçalamaya hazır tek kurşun misali ömrüm boyunca kaçındığım acımasızlığın taneleri, yavaş yavaş içimde yeşeriyordu. Kalbimin günden güne yavaşlayan atışları, içimde sönmeyen ateşin mevtası oluyordu. Benden geriye bir şey kalmadığında küllerim, rüzgârın yol arkadaşı olup dünyanın bir yerine savrulacaktı. Yokluğa ruhum karıştığı an, bir daha anılmamak üzere sisin içine bulanacaktım.

Benim için tek zayıflık, ailemdi. Onlar içinde elinden gelenin daha fazlasını yapıp, ölmeden önce bu durumdan paçalarını kesinlikle sıyırdıklarına emin olacaktım. Görülmemiş çok hesabım vardı; kendimle, geçmişimle... Vazgeçtiğim tüm umutlarımla, varlığına dair bir belirti göremediğim geleceğimle. Bunların hepsi, bedenimle birlikte dünyada bırakacağım değerlerimdi. Benimle birlikte toprağa gömülecek, bir daha eşilmemek üzere üstü örtülecek gerçeklerdi.

Hayatımın bir dönemini batıran görüntüler, teker teker kendi ellerimle ördüğüm duvarlarımı yıkmak için tekrar karşıma çıkan geçmişimin hayaletiydi. Yıkık dökük gençliğimin ellerimden sabun gibi kayıp gittiği, ruhumun bedenimden çekildiği, kendimle inzivaya çekildiğim yıllarca suskunluğum olmuştu. Hayatıma dört bir yandan balta vuruyorlardı; ağaç misali gövdesini toprağa sardığı ruhum, bırakmamak için direniyordu.

Son hız yaklaşan iki arabanın ortasında kalmış gibiydim. Bana çarpacaklarını bildiğim halde, gözümü kırpmadan duruyordum. Ne kaçma girişiminde bulunuyordum, ne de panikliyordum. Sadece kaçınılmaz sonun, üzerimde bırakacağı enkaza odaklanmış bir halde sabit bir noktaya bakıyordum. Savrulmaktan korkmuyordum, parçalanmaktan korkmuyordum. Bir an önce olsun bitsin istiyordum.

Bilmediğim bir ülkede, dövüşe çıkmak için bekliyordum. Yalnız başıma, bilinmezliğin bir noktasında beni dövüşe götürmelerini için dakikaları sayıyordum. Odanın küçüklüğü, duvarlardaki rutubet ciğerlerimin özlem duyduğu oksijeni daha çok zor hale getiriyordu. Kendimle baş başa kaldığım zamanlarda, derinliklerde biriktirdiğim hüzün bulutunun dikenleri bedenime batıyordu. Oturduğum yerden birilerinin gelmesini beklemekten çok sıkılmıştım, bakışlarımın takılı kaldığı buğulu camın dışındaki gecenin boyadığı siyahlık ruhumu doyuran tek şeydi. Aç bedenim günlerin getirisi olan boşlukla besleniyordu. Kapının çalınması sesi, bomboş odada yankılanırken gözlerimi diktiğim pencereden kapıya çevirdim. Yavaş hareketlerle kapının kulpunu çevirip, içeri kafasını uzatan adamla bakışlarım buluştuğunda, şu sıralar sakinliği mesken edinen ruhum, onun getirisiyle kibarca ayağa kalktım. "Gitme vakti mi?"

SİYAH MELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin