Bölüm 16

5.1K 189 30
                                    

"Ne konuştunuz?"dedi huysuzca koltuğa yayılıp.Hareket etmeye çekinir olmuştum.İrem'in yüz ifadesi hiçbir şey anlatmıyordu.Sıfır ifadesinin ardında merak mı yoksa öfke mi gizli bilmiyordum ve bu durum gittikçe beni bataklığa sürüklüyordu.
"Hiç,sadece seni sordu.Ben de iyi dedim.İyisindir diye düşündüm.Değil misin yoksa?"diye sordum haylazca.
"İyiyim."dedi sonra ifadesiz yüzünü bir noktaya odakladı.Etraf eskisi kadar olmasa da dağılmıştı.Ve evlenme programı yine kısık sesle televizyondaydı.Evlenme programları kadar saçma bir şey varsa o da sıfır oyunculuk içeren yaz dizileriydi.Televizyonda bir şey takip etmezdim.Saçma geliyor çünkü.
"O nasıldı?"diye sordu İrem.Onu da düşündüğüne göre durum o kadar da kötü değildi.Tahmin edilenden az ama yine de başka anlamlar içerebilecek gibi.Ensemi kaşıyıp cevap verdim,
"İyi gözüküyordu.Ama..."deyip sustum.İrem'in suçlu hissetmesini istemiyorum.Eminim Ali de istemezdi."Sadece senin hakkında endişelenmiş."
"Başka bir şey konuşmadınız değil mi?"diye sordu sanki gerçek İrem bu soruya bağlı olarak soğuk İrem'in yerine geçecekmiş gibi.Kafamı salladım. "Bir de şey var tabi..."
"Erva..."diye iç geçirdi."Akşam birlikte lokale gideceğiz.Oğuz Ali bir de ben.Ama istemezsen inan gitmem."dedim.
Göz devirip kucağındski yastığa başını gömdü.Onu izledim.Bir süre mırıldandı.Kendi kendine konuşuyor olmasına verip takmadım.
Telefonumu o an duvarda takılı olan şarj aletine takıp açmaya çalıştım.
"Tamam git akşam.Hem bana ne ki senin arkadaşların onlar tek benimle ilgileneceksin diye bir kural yok"dedi.Kendi kendine konuşmaya devam etti sonra.
"Hem gitmezsen,Ali benim sana engel olduğumu falan düşünür.Sana da engel olmak istemem"dedi.
"Ali'yi düşünüşünü yerim"dedim yanına oturup.
Başını o istemese de omzuma yasladım.Sonra okşamaya başladım."Sormamı istediğin bir şey var mı?"dedim.
"Yok.Zamanı gelince ben konuşacağım onunla"dedi.
"İşte benim kızım"dedim ona iyice sarılıp.
"Erva sakın ama sakın bundan anneme,annene veya herhangi birine bahsetme olur mu?"dedi kucağındaki yastığa iyice sarılıp.
"Benden sır çıkmaz.Hem söyleyip ne yapacağım?"dedim.
"Ağzından da kaçmasın ama"dedi.
"Kaçmaz.Bu sefer ağzımdan kaçmayacak"dedim elimle ağzımdski hayali fermuarı çekip.
İrem bir ara uzanıp kumandayı aldı ve kısık olan evlenme programının sesini yükseltti.
"Şu kız hala evlenemedi mi?"diye sordum.Ben bile şimdiye beş kez evlenmiştim.
"Yok.Koca beğenmiyor o da"dedi.Moduna yavaş yavaş dönüyordu.
"Bunun sevdiği ne yaptı?"dedim.Evlenme programı umrumda değildi İrem'i moduna sokmaya çalışıyordum.O bir şeyler anlattıkça kelimelerin ağırlığından kurtulduğunu ve rahatladığını söylerdi.Şimdi ise ciddi ciddi bir şeyler anlatmalıydı.
"O diğer programa gitti.Orda da bir kız musallat oldu"dedi.
"Ben de mi çıksam acaba ha? Hem ona buna talip geliyor,"dedim.Güldüğünü hissedebiliyordum.
"Senin sahibin belli,"dedi.Doğrulup ona imalı bakışlar attım."Kimmiş?"
"Gerçi o senden baya uzun da.Neyse topuklu falan giyersin"dedi.
Moduna girsin diye birkaç bir şey söylemiştim ama şimdi ise fazlasıyla moduna girmişti.
"Neyden bahsediyorsun?"
"Yağız"dedi güldü.
"İrem...cidden insanı kanser edersin"dedim.Ağzımdan kaçmıştı.
"Allah korusun mal!"dedi masaya yumruğunu vurup.
"Bir daha olmam diye düşünüyorum ama sen yine de insanı hasta edersin"dedim.
"Niye ya?Hem adam sana çok güzel bakıyor.Sen ona öğrenerek baksan bile"dedi.
"Ona iğrenerek bakmıyorum.Abartma"dedim.Sonra onun kucağındaki yastığı alıp kafamın altına koyup geriye doğru yaslandım.
"Dediğin olsun"dedi bana yaslanıp.
"Sen kapıyı açtığında o kadar ifadesizdin ki beni öldürecek ve köprü altına atacaksın sandım,"dedim. Güldü.
"Başta öyle bir planım vardı ama sonra affettim"dedi.
Boştaki kolumu onun omzuna attım.Birkaç dakika böyle kalmayı planlıyordum ta ki telefonumun zil sesini duyasaya kadar.
"Lanet,"dedim ayağa huysuzca kalkıp.Tam kurulmuşken rahatımı bozmuştu.
"Eminim Yağız "dedi.Dil çıkarttım.
Komodindeki telefonumu elime aldığımda İrem haklıydı.Yağız arıyordu.
Birden ellerim titremeye başladı.İrem medyum olmalıydı.
"Efendim?"dedim saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp.
"Hastanede arkandan koştum ama yetişemedim"dedi.
"Neden ki?"diye sordum.Sesim fazla mı hanımefendi çıkıyordu ne?
"Cüzdanını yere düşürmüşsün.Arkandan gelirken bir adam bulmuş.Ben de aldım.Kontrol etmedim ama,"dedi.
Cüzdanımı nasıl düşürürüm ya?Yakında kendimi falan da düşürürüm ben.
Halbuki çantamdan da zor çıkıyordu koca cüzdan.Düşesi geldi herhalde.
Yine de Yağız'ın bulması iyi bir şeydi.Başka biri bulsaydı tüm bilgilerime erişebilirdi.Bu da sıkıntı olurdu tabiki.
"Ah.Çok sorumsuzum hadi kız bana."diye mırıldandım.
"Ne zaman vereyim?"dedi.
Gün içinde boş bir zamanım yoktu.Hatta az sonrası için bile bir planım vardı.
"Cüzdanım için ayağıma kadar gelmene gerek yok,"dedim."Şirkete gelince yarın veya başka bir gün alırım.Çok da önemli değil,pek kullanmıyorum.Sen karıştırma yeter"
Cüzdanımda rezil olabileceğim birçok vesikalık,tüm bilgilerimi içeren bir adet kimlik ve boş bir akbil vardı.Bir de birkaç bozukluk ve düşük bütçeli birkaç kağıt para dışında bir şey yoktu.Ama karıştırıp bulmaması gereken iki şey vardı.Babamın resmi ve içinde saçma maddeler bulunan ve kanser döneminde yazdığım ölmeden önce yapılacaklar listem.Aptalım böyle bir şeyi neden yanımda taşırım ki?
"Karıştırmayacağına söz ver"dedim.
"Karıştırmayacağım"dedi.
"Sana nasıl güveneceğim?"
"Bilmem.Güvenmeyedebilirsin"dedi.
"Yağız... Tamam inanıyorum ama sen de inancımı boşa çıkartma lütfen"dedim.
"Bana inanıyorsun ha?Gözlerim yaşardı ağlıyorum şuan"dedi laubali bir şekilde.
"Fazla uzatma işte.Söylecek bir şeyin yoksa kapatmalıyım."dedim.
"Yok.Kendine iyi bak"dedi.
"Annene selam söyle.Bir daha ziyaretine geleceğim."dedim.
"Hadi görüşürü-"diyecekken lafımı böldü.
"Annem seni sevmiş"dedi hoş bir ses tonunda.Tüm vücuduma enerji gelmiş bir an mutlu olmuştum.Yüzümü kocaman bir tebessüm kaplamıştı.
"Ben de onu seviyorum.Umarım çabuk iyileşir"dedim.
Sonra vedalaştık ve telefonu kapattım.Birkaç saniye telefonun ekranına bakakalmıştım.İçimi mutluluk kemiriyordu.
"Öhöm öhöm..."diye yalancıktan öksürdü İrem.Onun varlığını tamamen unutmuş hatta baya rahat konuşmuştum.
Telefonu geri şarja taktım."Tahminim doğru çıktı ha?"dedi gülerek.
"Cüzdanımı düşürmüşüm."dedim kısaca.Konuşmanın sonu gelmeyecekti ama elimden geldiğince konu değiştirmeye ve kapatmaya çalışacağım.
"Fingirdeşmeniz bitti diye baya üzgünsün "dedi.
"İrem geçireceğim şu yastığı kafana"diye bağırıp yastığı kaldırdım.
Otomatikman kendini korumaya aldı ama bu kızgın halim onun hoşuna gitmişti.
"Şaka yapıyorum canım.O günler de yakın ama şuanlık fingirdeştiniz diyemeyiz"dedi.
Elimdeki yastığı Allah ne verdiyse kafasına geçirdim.Sonra üstüne atladım.
Beni taşıyamayacağınca kenara doğru fırlattı.Yere düşünce popom acımıştı.
"Acıttı."diye inledim.
Popom çok fazla acımıştı.Aslında kendim etmiş ve kendim bulmuştum.
"Atlamasaydın üstüme"dedi.
"Neyse "dedim ayağa kalkıp.Popomdan daha önemli işlerimiz vardı.
"Kalk ve giyin hadi birini ziyaret edeceğiz"dedim.
"Erva o kişi eğer Ali'yse ben gelmi-"
"Ali değil.Veya onu ilgilendiren herhangi biri.Hadi giyin sürpriz olsun"dedim.
Gideceğimiz yer öyle bir yerdi ki.Hem bana hem İrem'e yol gösterebilirdi.O derece kutsal ve tontişti.
İrem giyinmek için odasına gittiği sırada Yağız'a mesaj attım.
Gönderilen:Patroncuğum
Ne olursa olsun karıştırmak yok.
______________________________________

Patroncuğumun Asistanıyım | Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin