Patroncuğumun Asistanıyım | Askıda

Bölüm 10

"Havai fişeklere bayılırım mesela, özellikle geceleyin.Simsiyah gökyüzü bi anda renkleniyor falan"dedim ve sırıttım.
"Başka?"dedi gülerek.
"Çok var.Mesela kocaman bi pamuk şeker veya xbox gibi"
"Xbox?"dedi.
"Ve tabii yanında oyunlar falan"dedim.Ah ne hoş olurdu...
"Değişik birisin Erva ve ben seni anlamakta zorlanan bi adamım"Çayından bi yudum aldı.
"Değişik değilim ama şimdilik öyle olsun"
Bardağı eline alıp bi muhasebeci misali ileri geri oynayarak bana bakmaya başladı.
Bardağımı iki elimle tutup içmeye başladım.Gözüm Yağız'daydı.
"Bana uzaylıymışım gibi bakmayı kes"dedim gülerek.
Yüzünde hafif bi gülümseme belirdi."Palyaçoya benziyorsun,ama hala güzelsin,ona şaşırdım"dedi.
Bardak elimden düşecekmiş gibi olunca daha da sıkı kavradım.Çayın sıcaklığı ile yanan elimi umursamadım.
"T-teşekkür ederim"dedim gülerek.Nedense utanmıştım...Belki şu zamana kadar erkekler toplarını çalınca bana ''Kurbağa'' gibi değişik sıfatlar verdiğini ele alırsak,ilk defa birisi benim hakkımda güzel bir şey söylemişti.Çayım...Yudumladım.
Söylemek istediğim bir şey vardı ve gecikmeden ağzımdan kaçıverdi.
"Genelde tartıştıktan sonra bana karşı iltifat ediyorsun, sinsi bir plan mı yoksa?"dedim bardağın arkasından.Bıyık altından gülüyordum.
Onun da güldüğünü farkettim.Yüzündeki gülümseme daha da büyüdü."Hiçbir zaman duygularını ve dış görünüşünü kendi planlarım için kullanmam merak etme,o kadar kötü biri değilim."dedi ve çayından bi yudum aldı.Bir odundan hallice olmadığını belirten bir şey söylemişti,gelişiyordu.
"O adamlar Mesude Hanım'a ve Miray'a bakar değil mi?"dedim konuyu değiştirmek için.
"Güvenmeseydim onları onlara emanet etmezdim"dedi.
Onun yine bi ''cuk'' oturan lafından sonra ölümcül bir sessizlik çöktü masaya.İkimiz de dilimizi yutmuş gibiydik sadece...çay içiyorduk.Tavşan kanı...
"Peki o zaman sen nelerden hoşlanırsın?Cevap verme hakkına sahipsin"dedim ve cevap vermesini bekledim.
Gözünü bardağa dikti ve dalakaldı.Tam sorumu takmıyor demişken "Hiçbirşeyden"dedi.Onu anlıyormuş gibi kafamı sallıyordum.Ama bu söylediği saçmaydı.
"Hiçbir şeyden mi?Nasıl hiçbir şeyden? Mesela atıyorum şirket olabilir,iş aşkı veya sevdiğin biri...hiç mi?"dedim.Yüzüme odaklandı.Gözlerimi kaçırdım.
"Yok"dedi vurgulayarak.
"Peki hayalin?"diye sordum.
"Hayalim şirketi büyütmekti"dedi ve çayından bi yudum alabilmek için durdu."O da oldu"diye ekledi.
"Hayalin sadece bu mu,sadece bir tane mi?Hayallerin de günlük konuşma kapasiten kadar azmış patroncuğum''dedim.
''Benim o kadar sayamayacağım kadar fazla hayalim var ki!"dedim heyecanla elimdeki bardağı masaya bıraktım.
"Havai fişeklere boğulmak gibi?"dedi ve güldü.Hafiften burnum üşümeye başlamıştı.Kışa daha 1 ay vardı ama soğuk etkisini gösteriyordu.
"Yok bunlar daha anlamlı"dedim ve oturuşumu düzelttim.
"Mesela yurtdışı seyahati böyle 3 aylık falan,belki de dünya turu farketmez...Şuan fazla aklıma gelmiyor ama...heh! Kumsalda yıldızların altında uyuyabilmek,o dalga sesleriyle birlikte;ki bu yanlız yapılacak bir şey değil çevreye pek güvenim yok.Başka, uçağa binmek!Hayatımda hiç uçağa binmedim.Birazcık yükseklik korkum va-"
"Yükseklik korkun da mı var?"diye sözümü böldü.Kafamı sallayıp söze devam ettim.
"Ama azıcık"dedim elimle miktarını belirtmek için işaret yaparken.
"Veya yüzmeyi öğrenmek...Deniz o kadar enfes bir şey ki"dedim ve iç geçirdim.
"Yüzmeyi bilmiyor musun?"diye sordu.
Kafamı iki yana sallayıp dudaklarımı büzdüm"Denizden de korkuyorum"
"Her şeyden korkma Erva,deniz sana ne yapabilir ki?"dedi ses tonunu yumuşatıp.
"Korkuyorum işte,başım dönüyor ayağımın altından kumlar gidiyor falan...Bu zamana kadar kıyılarda yüzmeye çalıştım ama o da olmadı"
"Öğrenmen gereken çok şey var o zaman,ama ilk başta araba kullanmak"dedi.
"Gazla freni ayıramayan bir kıza ehliyet vereceklerini sanmıyorum"dedim ve çayımı yudumladım.
"Zamanla gazı da freni de ayıracaksın merak etme"dedi ve bardağının dibindeki çayı da içip"Kalkalım istersen?"dedi.
Çayımı bitiremeyeceğimi anlayınca bırakıp ayağa kalktım.
"Üşümeye başlamıştım zaten"dedim.