"Söyle"

Sinirliydi işte sinirliydi... Yine herşeyi berbat etmiştim. Kendi kendime kızarken yüzümü Özgür'e çevirip çenesinden öptüm.

"Gene herşeyi berbat ettim dimi..."

"..."

Özgür beni yanıtsız bırakırken koltuk altımdan tutarak kucağına oturttu. Elleri kalçalarımda dururken benim ellerimde onun boynunda ensesinde ki saçlarla oynuyordum.

"Bir daha benim ağzımdan çıkmayan hiç bir lafa tepki gösterip çekip gitmeyeceksin-" tam konuşmak için ağzımı açmışken tek bakışıyla beni susturup bitiremediği cümlesine devam etti. "Gidersen cezanıda en ağır şekilde alırsın anladın mı?"

Kafamı bir çocuk misali aşağı yukarı sallayıp yüzümü boynuna gömdüm. Oda ellerini daha çok sıkıp beni bedenine yasladı. Birbirimize yapışmış bir şekilde dururken...

"Özgür, edepsiz oğlan ne yapıyorsun öyle sen bakam" Hediye ninenin sesiyle yerimden sıçrayıp hızla ayağa kalktım. Hediye nine yavaş yavaş bize doğru gelirken yüzüm çoktan alev almaya başlamıştı.

"Bir şey yapmıyoruz tombulum sadece sarılıyorduk"

"Seni hınzır oğlan bilmez miyim ben seni?" Hediye nine kafasını kızar bir şekilde sallayıp Özgür'e bakmaya başladı. Özgür istifini bozmadan kolumdan tutup beni kucağına çekti.

"Tüü sana edebsiz oğlan"

"Ne tükürüyorsun tombulum ya..."

Özgür sırıtırken Hediye ninede sinirlenmeye başlıyordu. Bu durum beni korkuturken Özgür daha çok keyifleniyordu.

"Bak... edebsiz bide gülüyor."

Özgür beni kucağından indirip Hediye ninenin yanına giderek elini tutu.

"Benim kıskanç tombulum" Özgür ve Hediye nine gülmeye başlarken ben olayda Fransız gibi köşede onları izliyordum.

"Çekil deli oğlan"

Özgür gülümseyip tekrar Hediye ninenin elini öpüp onu bıraktı. Hediye nine de bana gülümseyip içeri doğru yürüme başladı. Özgür direk yanıma gelip hızla kucağına aldı.

Anında çığlık atarken çatık kaşlarla Özgür'e 'ne yapıyorsun' bakışı attım. Ama o beni takmayıp direk dudağıma yapışmıştı. Olayın şokunu üzerimden atıp karşılık vermeye başladım.

Ateşli öpüşmemiz yavaş yavaş sonlanırken ellerimi Özgür'ün yüzüne koyup gözlerine baktım. Ve ona söylemeyi sevdiğim iki kelimeyi söyledim.

"Seni seviyorum"

***

Sabah horoz sesiyle gözlerimi açarken komidinin üzerinde duran telefonu alıp saate baktım. Saat 10:13'ü geçerken gözlerimi tekrar kapatıp derin bir nefes aldım. O muhteşem koku tamda yanı başımdaydı.

Gülümseyip Özgür'e dönerek çıplak olan omuzlarından öpmeye başladım. Özgür biraz kıpırdayıp beni hızla altına aldı. Ani hareketiyle çığlığı basarken Özgür gülerek yüzüme yaklaştı.

"Karıcığım canın oyun mu istiyor?" kafamı evet anlamında sallayıp Özgür'ün dudaklarına yapıştım.

Güzel öpüşme yatak ortasında nefes nefese biterken Özgür saçlarımdan öpüp gözlerime baktı.

"Çok muhteşem bir kadınsın..."

"Senin kadının"

"Evet benim kadınım"

İkimizin de yüzü gülerken yataktan kalkıp bu güzel anı banyoda tamamladık ve kıyafetlerimizi giyinip aşağıya indik. Herkes sofrada oturmuş somurturken Hediye nine gülüyordu.

"Günaydın" hepsi üzgün bir sesle bana karşılık verirken Özgür ve Hediye nine bağışıp gülüşüyorlardı.

Burada ne oluyor...

"Tombulum, düşündüğüm şey mi?"

"Ben ne düşüneceğim deli oğlan"

"Yeme beni tombulum"

"Aaa delinin zoruna bak"

Özgür pes edip Mert'e döndü. Özgür'ün kaş göz işaretleri Mert'i daha çok sinirlendirirken sesli bir şekilde sitemini beli etti.

"Bizim sultan tatili bize zehir edeceğine yemin etmiş" gerçekten bu kadar sinirlenecek ne olmuştu.

"Ahhh ben kızlarla hayaller kurarken Tombul yaptı gene yapacağını... Yaktın beni Hediye'm"

Bu olay çok uzamıştı. Ne oldu ya herkese böyle...

"Ne oldu" dedim bıkmış bir sesle... Seda büzmüş dudaklarını daha çok büzerek bana döndü.

"Tarlaya gidiyoruz."

1=Tarla (arsa) demek...
2=Tarla fikrini nasıl buldunuz?
3=Ve diğer bölümde bu beşliyi neler bekliyor?

Mafya'nın Karısı (Tamamlandı)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt