Mafya'nın Karısı (Tamamlandı)

-45-

Yemekten sonra Özgür ve Hediye nine özel olarak konuşurken bizde Seda'yla birlikte masayı topluyorduk. Masayı toparlayıp bulaşıkları da haletikten sonra içeri oturma odasına girdik.

Ev çok güzeldi... Çiçekli beyaz koltuklar, güzel ve şık avizeler, güzel bir yemek masası ve muhteşem tablolar... Çok dikkat çekici ve bir o kadar da sade bir evdi.

"Ohaa.! Oğlum baksana Merve'ler Kelebek kafede eğleniyorlar. "

Kerem'in sesiyle ona dönerken o elindeki telefonu Mert'in gözüne sokmaya çalışır gibi gösteriyordu.

Mert telefonu elinden alarak ekranda ki şeyi incelemeye başladı. Bunu gören Seda boş durur mu? Durmaz.! Hemen kalkıp Mert'in yanına gitti. Ve elinde ki telefonu çekip kendisi bakmaya başladı.

Ekranda ne varsa Seda telefonu Kerem'e fırlatıp Mert'e döndü. Seda sinirli bir şekilde ellerini göğüs altında kavuşturup ayağını ritimli bir şekilde yere vurmaya başladı.

Onlar kavga ederken Özgür kucağında Rüzgar'la beraber oturmaya girdiler. İkiside gülümserken bende onlara bakarak gülümsedim ve Rüzgar'ı kucağıma aldım.

"Oğlum mu uyanmış benim?" diyip onu havaya kaldırıp indirirken Rüzgar'da gülmeye başlamıştı. Rüzgar'ı koltuk altından daha sıkı kavrarken yukarı kaldırıp aşağı indiriyor ve karnından ısırıyordum.

"Abi Merve'ler kelebek kafedelermiş"

"Kim lan bu Merve"

Özgür'ün sert sesi Rüzgar'ı korkuturken Özgür Rüzgar'ı öpüp tekrar Kerem'e döndü.

"Kim bu Merve"

"Çocukken buraya geldiğimizde hep bizimle maç oynayan kız yok mu? O."

Özgür kaşlarını çatıp düşünür bir şekilde Kerem'e bakmaya başladı. İkisinin bakışması gülmeme neden olurken kendimi sıkıp dinlemeye başladım.

"He... O erkek fatma Merve"

"Evet o sana aşık olan erkek fatma" diyip gülmeye başlayan Kerem'i es geçip direk Özgür'e baktım.

"Kim bu sana aşık olan Merve"

Sinirli halim sesimede yansırken Özgür bana anlamsızca bakmaya başladı. Hızla ayağa kalkıp Özgür'e yukardan bakarak konuşmaya başladım.

"Sen en iyisi o Merve denen kızın yanına git. Zaten Ece kim ki.?"

Kıskançlık diye bağıran damarım beni delirtirken hızla odaya çıkmaya başladım. Ahh benim bu kıskançlıklarım yüzünden aramız hep bozuluyordu.

Lanet olsun tatile mi geldik... Kavga etmeye mi beli değil. Rüzgar'ı yatağa oturtup yanına da bir kaç oyuncak vererek bende yanına oturup onunla oynamaya başladım.

Başımın ağrısıyla gözlerim ağır ağır kapanırken son kez Rüzgar'a bakıp gözlerimi kapattım.

Derin uykuya kendimi bırakmışken havaya doğru kaldırılmamla gözlerimi açıp o aşık olduğum gözlerin içine baktım. Kırgın bakışları üzerimde hissederken yüzümü Özgür'ün boynuna gömüp kendimi o muhteşem kokuya bıraktım.

"Özür dilerim" sesim o kadar boğuk ve kısık çıkmıştı ki Özgür'ün duyduğundan emin değildim. Özgür beni duymamış olacak ki... Merdivenlerden inmeye devam etti.

Özgür soğuk demeden beni bahçede ki demir salıncağa oturtup oda yanıma oturdu. Cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal sigara çıkararak dudağına yerleştirip çakmakla yaktı.

Uzun bir nefes aldıktan sonra beni kendine çekip sırtımı göğüsüne yasladı. Kokusu burnuma yayılırken derin bir nefes aldım.

"Özgür"