-39-

96.1K 3.2K 727
                                    

Özgür;

Meleğim kollarımın arasında acıyla çırpınırken çaresiz olduğum için, onu koruyamadığım için kendimden nefret ediyordum...

Şu an sıcacık evimizde minik oğlumuzla oynamamız gerekirken, düştüğümüz duruma bak... sevdiğim kadın ellerimin arasında can veriyor ve ben bir şey yapamıyorum.

En çokta o acıtıyor, caresizlik kalbim acıyla karşı karşıya kalırken meleğimi kollarımın arasından alıp hastaneye geçirdiler.

Bende arkalarından giderken tüm gurubun arkada ki aracın içinden çıktıklarını gördüm. Minik oğlum da Melis'in kollarında hiçbir şeyden habersiz uyuyordu. Hızla yanlarına gidip Rüzgar' ı Melis'in kucağından aldım ve burnumu boyun girintisine sokup kokusunu içime çektim.

Buram buram Ecem kokuyordu, Rüzgar' ı koklarken yanağımın ıslandığını farkettim.

Rüzgar' ı omuzuma koyup kimse görmeden göz yaşlarımı sildim ve hastanenin içine girdim...

Ölmeyecek bizi bırakıp hiçbir yere gitmeyecek, biz onsuz yasayamazdık... yönümüzü bulamayız, evimize güneş girmezdi, bedenim gibi evimizde karanlıkta kalırdı.

O uyanıp evimizi aydınlatmalıydı... ve aydınlatacaktı.

***

Ameliyathanenin önünde saatlerce kraliçemden gelecek bir haberi beklerken, oğluma bakmaya başladım.

Annesi gibi sarıya yakın saçları, oka gibi burnu ve büyük gözleri vardı. Çok benziyorlardı oğlumun sadece g benim gibi, kahveye kaçmış gözleri vardı. Kalanlar hepsi meleğime benziyordu...

Oğlumu biraz daha incelerken ameliyathanenin içinden bir hemşire koşarak çıktı. Hızla ayağa kalkıp Rüzgar' ı Seda'ya verdim.

"Konuşsana be kadın, neden susuyorsun"

"Acil kana ihtiyacımız var... hasta kan kaybından ölebilir"

Benim kanım uyuşmuyordu, Allah kahretsin ona bir kere olsun yardım edememiştim. Kendimden nefret ederken Okan ve Seda kanlarının uyuştuğunu söyleyip hemşireyi takip etmeye başladılar.

Allah'ım ne olur onu koru bana oğluma bağışla onu, bana verdiğin meleği benden geri alma beni aydınlatan kadını elimden alıp beni tekrar karanlığa hapsetme...

Saatler, dakikalar, saniyeler, saliseler geçiyor ama hala bir haber alamıyordum... kötü bir şey mi olmuştu?

Hayır hayır olmadı o iyi, ve bana geri gelecek, o bana geri gelecek...

"Aşkım uyan" gözlerim zorlukla açılırken güzel gözlümün ağladığını farkettim. Hızla yerimde doğruluk ellerimle yüzünü kavradım.

"Neden ağlıyorsun" usulca burnunu çekip gözlerini gözlerime sabitledi ve yaklaşıp dudağıma küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Gidiyorum" arkasını döndüğü an bende ayağa kalktım. Ve arkasından koşmaya başladım.

"Ecem bırakma beni... gitme ne olur beni oğlumuzu yalnız bırakma onu sensiz bırakma"

"O sana bıraktığım en değerli varlık, ona iyi bak aşkım seni seviyorum"

Terler bedenimden akarken hızla uzandığım yerden kalktım ve odadan çıktım. Koridorda kimse yoktu bedenim baştan aşağı sinirlenirken hızla cebimden telefonu çıkardım.

"Nerdesiniz lan siz"

"Abi Rüzgar açıktı. Onu aşağı yemekhaneye indirdik"

Telefonu kapatıp meleğime bakan doktoru aramaya başladım. Sora sora odayı bulup kapıyı çalmadan içeri girdim.

"Karımın durumu nasıl"

"Ece hanımın bel boşluğuna saplanan kurşun onu ağır derecede sarsmış. Ve bedeni mikrop kapmış. Elimizden gelen herşeyi yapıyoruz şu an beklemekten başka bir çaremiz yok"elimi hızla masaya vurup ayağa kalktım.

"Elinden gelenin fazlasını yap doktor, yoksa bu hastaneden çıkmasın" sesimin yüksekliği doktoru korkuturken hızla başını aşağı yukarı saladı.

Bende hızla odadan çıkıp yoğun bakım odasının önüne gittim. Meleğim makinelere bağlı bir şekilde mışıl mışıl uyuyordu.

Keşke onun yerinde ben olsaydım. Keşke onun o küçük bedeni burda dimdik ayakta olsaydı çünkü; bu koca adamın bedeni artık onu taşımıyordu.

Ya yıkılacak, ya da ayakta dimdik duracaktı. Ama bu bir işe yaramayan bedeni artık ölmek istiyordu. Acı çekmekten bu bedeni ölmek istiyordu kendini toprakla başbaşa bırakıp o acısız hayatı çekmek istiyordu.

Gözlerimi meleğime çevirip bu aptal düşünceden kurtuldum onun olmadığı hiç bir yerde yaşamayacaktım.

Elimi cama koyup kimsenin görmediği bir şekilde ağlamaya başladım. Yalvarırım sevgilim beni bırakma...

"Ne olur aşkım güçlü ol, biz hep burdayız yanı başında" elimi sanki ona dokunuyor muşum gibi camda biraz hareket ettirdim.

"Uyan meleğim, uyan ve tekrar tut bu koca elleri bu koca eller sana dokunmadığı her gün kırılıyorlar."

Bedenim ağır ağır yere çökerken sırtımı duvara yaslayıp bacaklarımı da kenime çektim ve başımı dizlerime koyup ağlamaya başladım.

Onu ve bana sarılan küçük bedenini istiyorum. Oğlumuzun da bizimle olduğu bir ev istiyorum. Çok mu şey istiyordum?

Sadece mutlu, huzurlu bir yuva istiyordum. Bu çok mu zordu? Mutlu olmak çok mu zordu?

Evet zordu, eğer bu hayatta yaşıyorsan evet zordu, mutlu olmakta zordu, huzurlu bir yuva da zordu.

Benim 1 sene önce mutlulukla evlendiğim gün böyle bitmemeliydi...yaşayacağımız o kadar çok şey varken hikayemiz burda bitmemeliydi.

Bitmeyecekti...

Bedenim acıyla titrerken saçlarımdan hissettiğim minik ellerle kafamı yukarı kaldırdım. Miniğim küçük ellerini saçlarıma koymuş çekiştiriyordu. Oda olmasa kafayı yerdim...

Rüzgar' ı kendime çekip saçlarını öptüm. Ve bizimkilere baktım.

"Mert çok yoruldunuz, kızları da alıp gidin"

"Saçmalama abi Ece..."

"Gidin dedim ve Kerem'in derdini öğrenin yarın her şeyi bilemek istiyorum. Rüzgar da size emanet ona iyi bakın"

Mert kafasını salayıp Rüzgar' ı kucağımdan aldı. Ve Seda'ya verip hastaneden çıktılar.

Bende yerimden kalkıp doktorun odasına doğru ilerledim tekrar kapıyı çalmadan içeri girdim.

"Bir sorun mu var. Özgür Bey"

"Evet var doktor." doktor kafasını buyrun anlamında salayıp benim konuşmamı beklemeye başladı.

"Meleğimle uyumak istiyorum"

"Çok tehlikeli Özgür Bey buna izin veremem"

"Sizden izin almaya gelmedim. Sadece haberiniz olsun diye söyledim" doktor kafasını iki yana saklayıp yerine oturdu. Bende hiç suratına bakmadan odadan çıktım ve önlük giydirdikleri yere gittim.

Yarım saat yaşlı kadının dırdırından sonra sonunda meleğimin kaldığı odaya gelmiştim. Kalbim onu ilk gördüğüm an ki gibi hızla attıyordu.

Derin bir nefes alıp, odaya girdim ve yavaşça meleğime doğru yaklaşıp, yanında ki sandaliyeyi çekip meleğimin sıcacık ellerini tutum.

"Meleğim"

1=Bölüm nasıldı?
2=Iyi bölümler yakın mi olsun? 3=Yoksa trajediye devam mı?

Mafya'nın Karısı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin