BERDEL

Alıntı

BERDEL

ALINTI

Not: Güzel bir alıntı geldi. Çoğunuz snapte görmüşsünüzdür. Yarın mevlit olacağı için iki gündür hazırlık yapıyoruz. Bu yüzden bölümler gelemedi. Arızalı'nın da yarısı hazır. Gönderip göndermemekte kararsızım çünkü tadını almazsınız. Yarın akşam gelsin öyle okuyun. Şimdi bitirmeye çalışalım. Yaşamın Pençesinde de Pazartesi gelmeyebilir onun da bilgisini verelim. Zamanımız olmadığı için yazamadık. Elimizden geldiğinde yetiştirmeye çalışacağız.

Bu arada Tuz Kralın Kızı geçen hafta taslak oldu. Ben gördüğüm halde sizler görmediniz. Yeniden yayımladım ama sanırım hâlâ görmeyenler var. Göreniniz var mı? Bir bilgi verin.

Snapchatten eklemeyi unutmayın: sehnazhsmoglu

Geçen bölüm için gelen güzel tepkiler için çok teşekkür ederim. Çok tatlıydınız. Ayy aman çok konuştum başınızı şişirdim. :D

Hadi siz alıntıya biz Arızalıya.

Kafiyemi de yaparım sizi de öperim ve giderim.

****

"Şimdi seninle bir anlaşma yapalım kızım." Kızını yatağa yatırıp başındaki bereyi çıkardı. Odası hayli sıcaktı kızını terletip hasta etmeyecekti. Hele bugün babasıyla planları varken.

"Bak sen çok akıllı bir kızsın. Benim kızımsın ve çok şanslı olduğunu biliyorsun. 7 haftalık güzel bir kız oldun. Daha güzel olman için mışıl mışıl uyuman gerek."

Yedi haftalık olmuştu kızı. Mizgin'in lohusalığı bitmişti. O kanamaların hepsi de bitmişti. Bir haftayı bilerek uzatmıştı. Bugün özlediği kocasıyla güzel bir gece geçirecekti. Tabii önce Dilşa Şahmaranın gözlerini uykuya yummalıydı.

Kızı onu gülerek izliyor Mizgin elleriyle çenesine, burnunun ucuna dokunup onu güldürmeye devam ediyordu. "Anneyle baba birbirini çok özledi. Ben şimdi senin sütünü vereceğim, sen de uyuyacaksın. Bende banyoya girip çıkacağım sen hâlâ uyuyor olacaksın anlaştık mı?"

Kızının durmak bilmeyen ayakları annesinin eline minik tekmeleri atıyordu.

Mizgin göğsünü açıp kızını kolları arasına aldı. Dilşa'yı emzirmeye başladı. Saçlarını okşuyor, primasını doldurup doldurmadığını kontrol ediyordu. Kızının gözleri ağır ağır kapanmaya başladığında Mizgin'in ağzı kulaklarına vardı.

"Baban bu akşam ellerime emanet kuzum aklın lütfen bizde kalmasın. Gece boyu hiç uyanmayacaksın." Serçe parmağını serçe parmağıyla yakalayıp öptü. Anlaşma bitmişti. Dilşa'yı emzirdikten sonra beşiğe koyup salladı. Kızı uyuduğunda Mizgin kendini banyoya attı.

Kendini yorgunluğundan sıcak suyla arındırmış bitirdiğinde bornozuna sarınıp çıkmıştı. Havluyla saçlarında ki ıslaklığı aldırırken kızını kontrol etmek için beşiğe yürüdü. Dilşa'yı uyanık bulunca kaşlarını çattı.

"Ben sana uyu demedim mi? Sen niye uyanıksın?" kızı anlayabilirmiş gibi bir de sahte tavrıyla kızıyordu. "Ne istiyorsun kızım sen bizden? Anne baba birbirini özledi. Biraz koklaşacağız bu gece. Neden uyumuyorsun?"

Tuvalet masasından tarağını alıp kızının yanına geri döndü. "Sen uyumalısın. Sen hiçbir şeyi görmemeli duymamalısın. Hani sen akıllı kızdın.."

Dilşa aralıklı gözleriyle annesine bakıyordu. İlgi isteyen hali Mizgin'in gözünden kaçmadı. Saçını tararken kızına konuşmaya devam etti.

"Uğraşmıyorum seninle. Sen uyursan sana süt veririm uyumazsan yarın sana süt yok."

Elindeki tarağı ve havluyu hızla yatağa attı.

"Uyu hemen Dilşa."