0.1

2.9K 141 40
                                    

*bölümleri okuduktan sonra lütfen oylayın ve kitabıma destek olun 🙏🏻❤️

Elimde tuttuğum çerçeveye damlayan gözyaşımı kazağımla sildikten sonra çerçeveyi aldığım yere geri bıraktım. Geçmiş o kadar acıydı ki detaylar olmadan hatırlamak bile çok zordu. Onunla yaşadığım onca şeyi hatırlamak acı doluydu.

Ve fotoğraflarımız o kadar içtendi ki, dışarıdan gören birisi Harry'nin beni gerçekten sevdiğini zannederdi. Ama o, uçkurunu düşünen bir serseriydi ve tek gecelik ilişkileri sayesinde tanıştığı kızın tekini bana tercih etmişti. Sebebi yatakta iyi olması mıydı, yoksa en azından onunla sevişiyor olması mı?

Bu fikir daha çok can yakıcı bir hâl alırken gözlerimi yumdum. Çünkü düşünmek beni aklıma getirmek istemeyeceğim fikirlere itiyordu. Mesela, Harry'min benimle başından beri vücudumu arzulayarak beraber olması gibi.

Bana hiç âşık olmamış olması gibi.

Kalbim bir anda ilginç bir hise ev sahipliği yaparken bunun ne olduğunu kendime sormadan edemedim. Beklenmedik ve ilk defa yaşadığım bir şeydi. Peki, adı neydi? Acı mı?

Bunu bilemeyecek kadar yabancı olduğum bu duyguyu bir yerlere gömmeye çalışırken yere çöktüm. Kendime dayanamadığımı tekrarlayıp dururken kapımın çalmasıyla kalkmaya mecbur olduğumu anladım. Ayağa kalkmalıydım, Harry'nin beni terk etmiş, aldatmış ve benim yerime bir başkasını tercih etmiş olması dünyanın sonu değildi. (!)

Topuklularımın üzerinde zorlukla doğrulurken bir gerçekle daha yüzleştim: dünyanın sonu olmayabilirdi ama dünyamın sonuydu.

Yavaş yürüdüğüm için yetişemediğim kapı daha fazla tıklanırken uyuşukça yürümeye devam ettim. Saniyeler sonra kapıyı açtığımda karşımda Zayn'i görmemle küçük çaplı bir şok yaşadım. "Zayn?" dedim ve burnumu çektim. "Ne işin var senin burada?"

Elinde taşıdığı minik koliye bir anlık bakışlarımı kaydırdım. Ardından tekrar gözlerimiz buluştuğunda, gözlerinin ıslandığını gördüm. "Neyin var?" diye sordum.

"Hiç." diye mırıldandı.

Başımı sallamakla yetindim.

"Harry eşyalarını gönderdi. Dedi ki, Daisy kıskanıyormuş ve çöpe atmak istememiş, önemli olduklarını düşünmüş ve..."

"Hepsini çöpe atar mısın?" dedim sessizce. "Onun evinde kaldılarsa onun gibi kokuyorlardır ve buna dayanamam."

Gözleri ıslak ıslak bakarken başıyla beni onayladı. "İyi misin, Selena?"

"Bilmiyorum." diye cevap verdim. Omuzlarım istemsizce düşerken Zayn'in elindekini yere bırakışını izledim, ardından etrafıma dolanan kollarıyla ilk önce şaşırsam da sonra kendimi ona bıraktım.

"Sana bunu yapmamalıydı," dedi saçlarımı okşarken. Bir şey diyemedim. "Seni üzmemeliydi."

"Beni üzmekten beter etti, Zaynie." dedim. Neredeyse hiçbir samimiyetimiz yoktu ama ona anlatmaktan çekinmiyordum. "Beni mahvetti."

"Hayır, hayır, öyle demek yok." derken omuzlarımı tutup beni geri çekti. Atkuyruğumdan taşan kahküllerimi alnımdan çekip kulağımın arkasına sıkıştırdı ve devam etti. "Yalnız hissetme çünkü ben günbatımından şafağa kadar seninle olacağım ve seni kollayacağım."

Dusk Till Dawn •  ZaylenaWhere stories live. Discover now