BÖLÜM 13 - Misafir-

455 34 30
                                    

Selammmmmmmm ben geldim!

Nasılsınız?

Okullar kapanıyor, ben çok mutluyum.

Nedense ne yazacağımı bilemedim:D

Bu bölüm olacaklar için heyecanlanıyorum. Yazarken pis pis sırıtıyorum. Tabi siz gelecekte olanları bilmediğiniz için:D Neyse neyse gidim de yaziyim.

İyi okumalar:F

Bölüm 13 Misafir;

Minik yarasa sessizce önündeki manzarayı izliyordu. Ne diyeceğini ya da ne yapacağını bilemiyordu. Savaşçının yanına gitmeli onu teselli etmeli miydi? Hem Ripred yaşıyordu işte mutlu olması gerekirdi! Neden ağlıyordu ki? Teselli etmeyi beceremediğinden yakınmıyordu. Ağlayanları hep o teselli ederdi. Ama şuanda gerekten kafası çok karışmıştı. Savaşçının mutlu olması gerekirken hıçkırarak ağlaması ona çok tuhaf geliyordu.

"Yerüstlü." dedi Carissa Gregor'un yanına çömelirken. Gregor tepki vermedi.

"Ripred için güçlü olmak zorundasın."diye devam etti sıçan. Yerüstlü başını kaldırdı. Minik yarasanın kalbi takla attı. Yerüstlü gerçekten çok kötü,acınası görünüyordu. Ripred'ı bu kadar çok mu seviyordu?

Bir hıçkırık bıraktı.

"Onlar iğrenç yaratıklar. Ripred kim bilir ne haldedir." dedi zorlukla. Hammnet'in boş bakışları, yerlere akmış kanı gözlerinin önüne geliyordu. Korkuyordu. Ripred için daha önce hiç korkmadığı kadar korkuyordu. Hayatta ölümden çok daha kötü şeyler vardı. İşkence gibi, ya da yıllarca esir yaşamak gibi- babasının nasıl kötü olduğunu hatırlıyordu- ve şuanda Ripred'ın bulunduğu konum kesinlikle bunlardı. İşkenceye uğruyor mu bilemiyordu. Ama kesinlikle başına iyi şeyler gelmiyordu. Tenebrislerin Ripred'ı misafir gibi el üstünde tutacak halleri yoktu. Carissa haklıydı. Ripred ölse en azından acı çekmemiş olurdu. İşleri gerçekten de zordu.

Gregor, Carissa'nın yardımıyla yavaşça ayağa kaldırıldı ve masadaki sandalyelerden birine oturtuldu. Gregor sıçana şuanda hiç olmadığı kadar sempati gösteriyor ve minnet duyuyordu.

"Peki şimdi ne olacak?" diye sordu Pusilli sessizliğini bozarak. Gözleri bir an bile olsun savaşçıdan ayrılmamıştı. Gregor minik yarasaya baktı.

"Ripred'ı onların elinden alacağız! Onu ölüme terk edemeyiz!"dedi Gregor sinirle. Broxa'nın Luxa'ya ve diğerlerine attığı alaycı bakışları aklından çıkmıyordu. Kraliçenin bağı esir düştüğü için hepsiyle dalga geçiyordu. Her şey yerine şimdi oturmaya başlamıştı. Luxa'nın ona öyle bağırması da tesadüf değildi. Sonuçta Ripred onları korurken esir düşmüştü. Luxa'nın gözünün dönmesi gayet normaldi.

Carissa, Gregor'u başıyla onayladı. O da Ripred'ı Tenebrislerin eline bırakmak istemiyordu. Minik yarasa da hemen onayladı. Ripred'ı severdi. Ona ekolokasyonu öğreten oydu. Aslında ekolokasyon yarasaların doğuştan yapabildiği bir şeydi ancak küçük yarasa maalesef normal yarasaların yapabildiği bir çok şeyi yapamıyordu. Bu yüzden şuana kadar yeterince hor görülmüştü. Özelikle kardeşi Avarita ve arkadaşları tarafından. Kardeşinin hakkını yiyemezdi. Gerçekten güçlü, başarılı ve atletik bir yarasaydı ama bu kendisini herkesten üstün gören bir pislik olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ayrıca iğrenç bir kardeşti. Avarita ve onun geri kafalı arkadaşları tarafından rencide edildiği zamanlarda Ripred aniden çıkagelir, küçük yarasayı alaylardan ve gülüşmelerden kurtarırdı. Ripred onun kahramanıydı. Şimdi kahramanının başı beladayken öylece onu ölüme terk edemezdi.

"Kraliçe bunu sana söylememi istemedi."dedi Carissa. Gregor şokla sıçana baktı. Olamazdı. Olabilir miydi?

"Ama ben bunu bilmenin hakkın olduğunu düşündüm."

GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-Where stories live. Discover now