BÖLÜM 3 - Yakalanmadan Sıvışmak-

503 50 18
                                    


Yeni bölüm geldi hadi okuyun uzatmicim buraları:)

Bölüm 3 Yakalanmadan Sıvışmak;

"Gregorr!"diye bir çığrışla uyandı Gregor. Bot her zaman yaptığı gibi onu uyandırmak için gelmişti ancak kapı kilitli olduğundan içeri girememişti. Gregor yavaşça doğruldu.

"Uyanığım Bot geliyorum." diye seslendi Gregor.

O sırada giyinme odasındaki küçük yarasa seslere uyanmış ve savaşçının yanına depar atmıştı.

"Savaşçı gitmemiz gerekiyor. Vakit kaybedemeyiz." dedi Pusilli zar zor gözlerini açmayı becerebilerek. Hala uyanamamıştı anlaşılan.

Gregor hemen kalkıp banyoya girdi. İşlerini halledip dün hazırladığı çantasını ve hançerlerin asılı olduğu kemeri taktı.

Pencerenin önüne geldi ve hızlıca açtı. Ailesiyle gerçekten yüzleşmek istemiyordu.

"Hadi Pusilli, ne kadar çabuk o kadar iyi!"

Pusilli hemen Gregor'un odasındaki camdan aşağı atladı ve kendini yere bıraktı. Yere sertçe düşerken Gregor derin bir nefes aldı.

Neden uçmadı ki

Pusilli sertçe inledi ve kanatlarını olabildiğince açıp kırılmış bir yeri var mı kontrol etti. Bir şey olmadığını anladığında rahatlamıştı. Gregor küçük yarasayı izlerken emin oldu. Bu küçük yeraltlı yarasa kendi yaşıtlarına göre baya küçüktü.

"Gregor beraber ineceğiz hadi! Taş oldum burada!"

Gregor kardeşini duymazdan gelerek pencereden aşağıya baktı. Yüksekliği hesaplayıp nasıl inebileceğine kafa yordu. O sırada oencerenin altındaki bir oyuk gözüne çarptı. Kendini ordan sarkıtıp atlayabilirdi. Fazla yüksek değildi.

Bot kapıyı sertçe yumruklamaya başlamıştı. Annesi de biraz sonra sese gelirdi herhalde.

"Hadi savaşçı!"

Pusilli, Gregor'a seslenirken Gregor  transa geçmiş gibiydi.

Tekrar oraya geri dönebilir miydi?

Yeraltına...

Luxa'yı yeniden görmek nasıl olurdu acaba?

Peki ya ailesi?

Doğru şeyi mi yapıyordu?

Düşüncelerinden kapının ardından annesinin seslenmesiyle çıktı. Mektubu hatırladı.

Hemen buradan gitmeliydi.

Pencerenin kenarlarından ayaklarını sarkıttı. Pencerenin biraz altındaki oyuğa dikkatlice tutunarak atladı. Çok şükür yara almadan atlamıştı.

"Gregor?"

Gregor suçüstü yakalandığının farkınsaydı. Kafasını kaldırdı ve penceredeki annesiyle göz göz geldi. Gregor'un içine korku düştü. Bu iyi değildi. Hem de hiç iyi değildi!

Yanında yeraltlı bir yarasa, kemerinde hançerler vardı. Annesi elbette neler olduğunu anlayamayacak kadar salak değildi.

Ancak ondan sonra olanları Gregor jiç tahmin edemezdi. Annesinin yaşlı gözlerini gördüğünde kalakaldı. Grace'in gözlerinde sayılamayacak kadar çok duygu vardı.

Biliyor diye düşündü Gregor, birgün gideceğimi hep biliyordu. Beni durduramayacağını biliyordu.

Gregor'un içi acıdı. Annesi, canının içi ağlıyordu. Gregor, annesinin ağlamasına dayanamazdı.

GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin