24.Bölüm- Kaçış

630 35 1
                                    

Çiftler olarak dileklerimizi diledikten sonra Begüm kızlarla da dilek dilememiz gerektiğini söylemişti. Onun bu isteği üzerine kızlarla birlikte annemlerle birlikte dilek diledikten sonra bir kere de tek başıma dilek dilemek için kalan dilek fenerlerinden birini hazırladım. Kenarlarından tuttuğum feneri dileğimi sessiz bir şekilde fısıldadıktan sonra diğerlerinin arasına saldım.

'Sevdiklerim hep yanımda olsun.'

************************

Son dersin son dakikalarını geçirirken artık uyuma noktasına gelmiştim. Kim son dersi matematik yapar ki ? Başımı Hakan'ın omzuna yaslamış sınıfı izliyordum. Hoca son dakikalar olmasına rağmen hala azimle onu dinlemeyen sınıfa ders anlatıyordu. Pardon anlatmaya çalışıyordu. Sınıftakilerin hepsi kendi halindeydi. Kimisi yanındakiyle konuşuyor kimisi telefonuyla uğraşıyor kimisi de başını sıraya yaslamış uyuyordu. Hakan'la birlikte en arka sırada oturmuş sınıf ne kadar sesli de olsa o an ki yan yana oluşumuzun tadını çıkarıyordum. Babam bildiği için artık evde o kadar da rahat olamıyorduk maalesef. Çalan zille birlikte hiç istemesem de Hakan'ın omzundan başımı kaldırıp çantamı sırtıma taktım. Hakan'da yerinden kalkıp tutmam için elini uzattı. Hiç değilse okulda ki herkes sevgilim olduğunu biliyordu da akbabaları her türlü uzak tutabiliyordum ondan. Bizimkilerle birlikte bahçeye çıktığımızda Begüm yine son 3 gündür yaptığı gibi dönüp bize yalvarmaya başladı.

''Hadi ama ya 3 gündür anamı ağlattınız. Kabul edin artık. Çıkıp gezelim bu akşam.'' Evet 3 gündür akşam dışarı çıkıp gezmek için bize yalvarıyordu ama emir büyük yerden olduğu için kabul etmiyorduk. Babam tehlike geçene kadar kesinlikle dışarı çıkmamı yasaklamıştı. Bir tek benim değil annemin de dışarı çıkması yasaktı gerekli olan her şeyi çalışanlar alıyor ve bizi bahçe sınırından dışarı salmıyorlardı. Hiç değilse bahçeye çıkabiliyordukta hava alıyorduk. Yoksa kimse beni evde tutamazdı. İlla ki kaçmanın bir yolunu bulurdum. Tabi dışarı çıkmamamda ki bir diğer etken de Hakan'dı. Ondan da kesin talimat almıştım. O olmadan kesinlikle hiçbir yere gitmiyordum. Böyle olması bir yandan iyi bir yandan da kötüydü aslında. İyi yanı hep yanımdaydı. Ama kötü yanı eğer bu tehlike mevzusu devam ederse ona bir şey olmasından korkuyordum. Çünkü adım gibi emindim bir şey olucak olursa kendi canını hiçe sayıp beni koruyacaktı.

''Biz sana 3 gündür aynı şeyi söylemekten bıktık. Sen bize 3 gündür yalvarmaktan bıkmadın be kızım.'' En sonunda isyan eden yine Mert olmuştu. 3 gündür olduğu gibi. Begüm yine yüzünü asıp bize arkasını döndüğü gibi hızlı adımlarla okulun çıkışına yöneldi. Galiba bu sefer gerçekten darılmıştı bize. Ama bizimde yapabiliceğimiz bir şey yoktu. Mert hızlıca onun peşinden gittikten sonra bizde 2 haftadır yaptığımız gibi arabalara dağılıp eve doğru yola çıktık. Sessiz geçen bir yolculuktan sonra Hakan arabayı evin arkasında ki boş alana park etti. Eve gitmek istemediğim için olduğum yerde oturmaya devam ettim. Hakan kemerini çözdükten sonra bana dönüp çenemi tuttu.

''Güzelim neyin var ?'' Gözleri gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki sanki ordan kafamın içinde dönen düşünceleri görebiliyordu.

''Hiç. Sadece şu bize hala adını söylemediğiniz ama sürekli tehlike diyerek evde hapis hayatı yaşamamıza neden olan adamı öldürmek istiyorum.'' Dediğime kocaman bir kahkaha attıktan sonra uzanıp burnumu öptü.

''Babasının kızı olmaya karar verdiysen eğer haberim olsun hayatım.''

''Babasının kızı derken ?'' Kaşlarımı çatarak sorduğum soruya gözlerini kaçırdığında bu sefer ben elimi çenesine uzatıp bana bakmasını sağladım.

''Ne demek istedin Hakan?''

''Bir şey demek istemedim canım. Sadece babanda o adamı öldürmek istiyor. Biliyorsun annenle birlikte nerdeyse ölüceklerdi.'' Dediğiyle başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladığımda beni kendine çekerek sıkıca sarıldı. Burnunu saçlarıma götürüp derince bir iç çektiğinde bende aynı şeyi yapıp burnumu boynuna sürttüm ve derin derin nefes aldım. Birbirimizden ayrıldıktan sonra ne kadar istemesem de arabadan inip eve doğru yürümeye başladım. Eve girdiğimde annemle Nazlı abla masayı hazırlıyorlardı. İkisine de havadan öpücük attıktan sonra odama çıktım. Tabi ki merdivende iki kere dinlenerek. Odama girip çantamı kapının sağ tarafına fırlatıp sırt üstü yatağıma atladım. Gerçekten çok sıkılıyordum evde. Bundan sonra ki hafta sınav haftası olduğu için şu son günlerimi güzel geçirmek istiyordum ama ne mümkün babam ve kuralları sağ olsun onu da yapamıyordum. Yattığım yerden kalkıp dolabımdan eşofmanlarımı alırken gördüğüm elbiseyle aklıma çok güzel bir fikir gelmişti. Niye son günlerimi güzel geçirmeyeyim ki ? Hızlıca eşofmanlarımı giyip sadece kızların olduğu whatsapp grubuna yazdım.

Gizemli 🌀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin