#Ruhun Buz Gibi Jimin#

4K 214 114
                                    


Duygusal bir müzikle okumanizi tavsiye ederim.
Umarim begenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayiinnn, keyifli okumalarr~

-----

"Şu an konuştuğum kişi, benim hoşlandığım, kendinden emin, havalı ve cesur Park Jimin değil. Şu an bu gördüğüm kişi, paranın, ünün ve şirketinin köpeği olmuş bir idol..."

Sinirime hakim olamayıp odadan çıkmak adına döndüğümde kolumda ki elle durdum. Jimin kolumu inanılmaz derecede sıktığı için canım acıyordu.

"Ne dedin sen?" dedi dişlerini sıkarak.

Kolumu sertçe onun elinden kurtardım.

"Duydun ya işte!"

Sesimin tonunu ayarlayamıyordum.

"Ben kimsenin köpeği falan değilim. Ben sadece hayallerimi gerçekleştirmek için tüm bunlara katlanıyorum!"

İkimizin sesi birbirimizinkine oranla yükseldiği için odanın dışından bile duyulabilirdi. Evet. Ünlü Park Jimin'le şu an kavga ediyorum.

"Hayallerini gerçekleştirmek için tüm bunları yapmaya ihtiyacın yoktu. Sen, kendi duygularından tamamıyla vazgeçerek hayallerini gerçekleştirmiş olmuyorsun. Hani bana o gün demiştim ya 'yürüyen ölü falan mısın sen' diye. Bence yürüyen ölü sensin. Kendi duyguları, hisleri olmayan, başkaları için yaşayan bir ölüsün sen!"

Öfkemi nihayet kusabilmiştim. Tüm hırsımı, ona bu söylediklerimle almıştım.

Kapıya ilerleyip, kulpunu kavradığımda, belimde hissettiğim ellerle odanın duvarlarından birine atıldım. Jimin, elleriyle beni duvara sabitleyip ellerini belime sardı. Vücudunu benimkine dayadığına nefesim tam anlamıyla kesilmişti.

"Tüm bunları, seni reddettiğim için söylüyorsun. Peki ne yapmalıyım? Senin istediğini şu an versem, beni rahat bırakır mısın?"

Beni en kesin yolla susturabilmenin yöntemini bulmuştu sanki. Dibime kadar girip konuşmamı engelliyordu. Konuşma yetimi tamamıyla kaybetmiştim. Tek yapabildiğim şey Jimin'in göğsünde ki ellerimle onu ittirmeye çalışmakdı. Fakat bu çabalarım hiçbir işe yaramıyordu. Mümkünmüş gibi daha da yaklaşıyordu.

"Ji-..."

Binlerce metre koşmuş gibi nefes nefeseydim. Nefesimde ki bu kesiklikler konuşmamı oldukça zorlaştırıyordu.

Burnunu boynumda sürterken vücudum inanılmaz gerilmişti ve ellerimi yumruk şekilde sıkıp gözlerimi yumdum. Sevdiğim erkek şu an benimle sevişmek üzere. Ama bunu beni sevdiği veya istediği için değil onu rahat bırakmamı istediği için yapıyordu. Ben ise ona yenik düşüyordum. Onu kendimden uzaklaştıramıyordum. Çünkü bu yaptığı iğrençliği şimdi durdurursam bir daha yüzüme bile bakmak istemeyeceğinden korkuyordum. Zaten imkansızlaştırdığı bu ilişkimizin, ben onu reddedersem tamamıyla bütün ihtimalleri çürür diye korkuyordum. O yüzden sadece kendimi kasmakla yetindim. Ne karşı çıktım ne de ona uydum. Sadece, sevgim yüzünden kendimi ona teslim ettim.

Az önce burnunu sürttüğü yerlere şimdi öpücükler kondurmaya başlamıştı. Deli gibi ağlamak istiyordum ama onun bu yaptıkları tüm duygularımı öldürmüştü.


Belimde ki elleri yavaşça sırtıma çıkarken beni kendine iyice çekti. Ellerimle omuzlarını tutup, durmasını belli edercesine sıktım. Sıktığım için canı acımış olacak ki sırtımda ki ellerini çekip omzunda ki ellerimi tuttu ve kendi boynuna sardı. Daha sonra bacaklarımdan tutup beline sardı ve beni kucakladı. Öpüşleri daha da hararetlenmeye başlarken saçından sıkıca tuttum fakat canını yakmayı istemediğim için çekmedim.

WINGS | pjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin