Bölüm 55: "DARAĞACI"

1.3K 83 36
                                    

Bu kapak, kitap olsaydı istediğim kapak tarzındaydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu kapak, kitap olsaydı istediğim kapak tarzındaydı.

Bölüm şarkısı: Amber Run-Stranger

-

Yabancılaşmak. Anılarının kök saldığı, zihninde seninle birlikte büyüyen hatıralara yabancılaşmak. İlk çiçeğini kopardığın yolun kaldırım taşlarıyla örtülmesi, ilk anını hatırladığın sonsuz maviliklere bir başkası gibi bakmak. Ezbere bildiğin hayatların değiştiğini ve yeniden her şeyi kaçırdığını bilmek.

Arabayı durdurduğumda on yedi yaşıma kadar dünyanın en güvenli ve dokunulmaz olan, yirmi iki yaşıma kadar unuttuğum, yirmi iki yaşımda o odaya girdiğimde beni büyüten duvarların yabancılaştığını gördüğüm, dört sene sonra aniden geldiğimde daha önceki değişimlerinden farklı olduğunu gördüğüm yuvama gelmiştim.

Eve kısa bir bakış attıktan sonra arabayı park ettim ve içine girmeye cesaret ettim, evdeki her şey değişse de hatıralarım duvarlara yapışmış ve beni bu evde olmadığım gecelerde hatırlatmıştı. Gülümseyerek kendine kahve hazırlayan babama ve koltukta uzanan anneme baktım, artık kabul etmek gerekiyordu ki yaşlanıyorlardı ve ben büyümüş gibi hissediyordum.

Annem, "Faruk, kim o?" diyerek doğrulurken ona el salladım ve gülümseyerek küçük bir kız gibi kollarına koştum.

"Gerçekten kaza yaptığınızdan haberim olmayacak mı sanmıştınız?" derken geriye çekildim ve kaşlarımı çattım. "Gerçi siz iki moruğu baş başa bırakanda hata, arabayla uzun yolculuklar yapabilecek kadar genç mi sanıyorsunuz kendinizi?" Anneme karşı anne gibi davranmak tuhaftı, genelde sorumsuzluk sonucu azarları ben yerdim.

"Sen büyüdün de bizi mi azarlıyorsun?" derken babam kupasını bıraktı ve bana uzun uzun sarıldı. "Geleceğini haber verseydin kızım, birilerini yollardım."

"Sürpriz böyle yapılır," derken derin bir nefes aldım ve tekli koltuğa oturdum. "İyi misiniz? Ciddi bir şeyiniz yok umarım," derken annemin alçıdaki ayağına baktım.

"Alt üstü küçük bir kaza," dedi babam, göz devirdim, sağlığını hiçbir zaman ciddiye almıyordu. "Kocaeli yolundaydık ve buraya dönüyorduk ama sarhoş bir şoför üstüme sürdü, direksiyonu kırdım ama bariyerlere çarptım, o sırada frene basmadığım için biraz savrulduk ama ciddi bir şey yok."

Surat asarken babamın inatçılığına küfür ettim. "Kaza yaptığınızı Yağız'dan duymak ve kazadan bir hafta sonra gelmek de hoş bir şey değildi. Ya daha kötü bir şey olsaydı? Sarsıntı geçirmişsin ve annemin de ayağı kırılmış. Yağız beni kazadan bir hafta sonra arama zahmetine girmeseydi hiçbir şeyden haberim olmayacaktı. Şu an size çok kızgınım."

"Babaya babalık taslama," dedi babam beni geçiştirerek. En son on beş gün önce görüştüğümüzden beni pek özlediklerini sanmıyordum. "Torunlarım nerede?"

BAŞKASIWhere stories live. Discover now