ACEMİ VAMPİR

31~Final~

Kendine gel David kendine gel...

Gözlerimi aynı hızla gözlerinden çektim.

Elime köşedeki şampuanı alıp Dolunay'ın kafasına bocalarken o konuşmaya devam etti.

"Seviyordum diyiyorum çünkü... Çünkü lanet vücuduma etkisi altına aldığı zaman hissizleşiyorum. O yüzden sana bu kadar kötü davranıyorum. Üzgünüm. Ama şuan duygu.." derken köpüklü saçlarının arasında ki ellerimi hızla yüzüne sürdüm. Elim kaydı havası vererek.

Onu susturmalıydım. Ne diyeceğini biliyordum ama bu kelimeler beni cezbediyordu.

"Gözümü yaktın...." dedi gözleri kapalı bana bakarken.

"Pardon. Sen durulan" dedim ellerinden tutup ayağa kaldırdım onu ve yüksekten akan suyun altına sokarken.

O da anlamıştı. Ne yapmak veya ne yapmamak istediğimi.

Geri döndüm ve iki adım ilerledim.

Bunu yapmamalıydım. Sakin ol David sakin ol. Ellerimi saçlarıma daldırdım.

Tekrar geri dönüp Dolunay'a doğru baktığımda o kadar şampuan koymuşum ki hala suyun altında durulanamamıştı. Hala gözleri kapalıydı.

Bir anda elleri iç çamaşırının ipine gitti. Ve üst iç çamaşırını çıkardı.

İki adım ona doğru hızla attım ve dudaklarını dudaklarıma baktırdım.

O ne olduğunu anlamasa da bana karşılık vermişti.

Duşa kabininin içine girdim ve ellerim ile belini sarıp onu delice öpmeye devam ettim.

O ise omuzlarımdan sıkıyor bedenini bedenime yapıştırmıştı.

Hafiften onu kaldırıp duvar ile kendi aramda bıraktım. Yukarıdan akan su tam olarak ikimizin başına değiyordu.

Sırılsıklam olmuştum. Tıpkı aşkım gibi...

Dolunay'ın elleri t-shirt'üme gittiğimde vücuduma yapışmış t-shirt'ü çıkardı.

Yüzünü saran ellerimin üzerinden tutup yavaşça alt iç çamaşırına getirdi.

Belimin iki yanından alt iç çamaşırının iplerini tutarak aşağıya indirdim yavaşça...

DOLUNAY'IN AĞZINDAN

David'ın beni öpmesine şaşırmamıştım. Bekliyordum doğrusu.

Yukarıdan gelen su ikimizi de ıslatıyordu. Diğer yandan David beni öpüyordu.

Saçlarımın arasında ki ellerini aşağıya doğru indirdi ve kalçama geldiğinde beni hızla geri itti.

David beni geri itti...

Hızla ve telaşla duşa kabinden çıktı. Ve kapının önüne oturdu. Arkasından öylece baka kaldım.

Ne yapmaya çalışıyordu.

Duşa kabinden çıkıp onun yanına oturdum. Bacaklarımı kendime çektim ve konuşmaya başladım.

"Sorun ne?" dedim aslında şuan için en mantıklı soru bu gelmişti bana.

Cevap vermedi.

Soruyu tekrar ettim. "Sorun ne?" dedim biraz öncekinden daha yüksek sesle.