13~Hastane~

3.7K 251 13
                                    

Yavaşça ayağa kalktım. Bir sağa, bir sola volta atmaya başladım.

Neden buradayım? Neden bekliyorum onu? Neden.

Ameliyathanenin kapısı açılması ile doktorun çıkması bir oldu. Sakince doktora yaklaştım.

"Doktor bey yaralı kız nasıl? "

" Aaa siz Prens bey. Siz mi getirdiniz yaralı kızı"

"Evet durumu nasıl? "

" Sizi televizyonda görmüştüm ödül töreninde ödül almıştınız. Oradan tanıyorum sizi." dedi. Ne saçmalıyordu bu adam. Ama karşı Ben ona ne soruyorum o bana ne diyiyor.

Sinirlerim bozuldu. Az sonra yapacaklarımı adam sonuna kadar hak ediyordu. Boynundan tutarak duvara yasladım ve boğazını sıkarak bağırdım.

"Kızın durumu nasıl gerizekalı" etraftaki ler adamı elimden almaya çalışırken ben onun boğazını sıkmaya devam ediyordum.

Öfkeli gözlerimi bir saniye bile onun gözlerinden ayırmıyordum. O ise boğazını sıktığım için debeleniyordu.

"Kızın durumu nasıl?" dedim ve adamın boynunu bıraktım. Tabi doktor büyücü bir insan olduğu için nefessiz kalmasının etkisi ile biraz kendine gelmeye çalıştı.

"Söyle" diye bağırınca "Kırıtik" dedi ve koşarak benden uzaklaştı. Kırıtik mi? "Allah kahretsin" diye bağırdım ve hızla normal kişilerin girmesi yasak olan ameliyathaneye girdim.

Hızla Dolunay'ın odasını aradım ve camdan bir odanın camından içeriye baktım. Öylece kıpırdamadan yatan Dolunay'ı gördüm.

Aynı hızımı ve öfkemi bozmadan odaya girdim ve içerideki hemşireye takmadan Dolunay'ın yanına doğru ilerledim.

Hemşire "Beyefendi buraya girmek yasak. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz" dedi.

Sinirliydim, öfkeliydim ama bu kadınada üzerinden geçecek değildim. Normal bir şekilde konuşmaya izin almaya karar verdim.

"Bakın hemşire hanım bu yatan kızın bana bir borcu var hatta bir çok borcu ve onunla konuşmak zorundayım. Hemen ayağa kalkması lazım. Lütfen izin verin" dedim.

Hemşire kadın eliyle bir dakika işareti yaptı ve çekmeceden bir önlük çıkardı. "Bunu giyin ve sadece 5 dakika konuşun hemen ardından kimseye görünmeden çıkın buradan lütfen" dedi ve tebessüm etti.

"Teşekkür ederim" dedim ve tebessümüne tebessüm ile karşılık verdim. Hemşire kadın dışarıya çıkınca hemen Dolunay'ın yanına eğildim.

"Hadi bak senin karşına tekrar çıktım. En son seni gördüğümde merkezin önündeydik. Ben sana  birdaha karşıma çıkma demiştim. Sende asıl sen benim karşıma çıkma demiştin. Ama çıktım işte. Ne zaman senin karşına çıksam seni bir beladan, dertten kurtarıyorum bilmem farkındamısın? Bak telefonda gel beni kurtar diyiyordun. Geldim..... Kurtardım.... Ama sen burada öylece yatıyorsun. Uyan Dolunay uyan. Uyan ki bana açıklama yap neden oradaydın. Ne işin vardı orada. Senin öyle biri olduğuna inanmıyorum. Yani Summer'in dediği gibi biri değilsin dimi Dolunay dimi. Yanlış anlama seni önemsediğim için değil. Sadece o Koll denen adamdan şikayetçi olman lazım. Gerçekten benim gördüklerim yeter ama sana yaptıkları ve bir çok kıza yaptıkları için ekstra bir ceza çekmeli o şerefsiz. Hani sana neden çakı taşıyorsun demiştim sende hayatta kalmaya çalışıyorum demiştin. Hadi hayatta kal. HAYATTA KAL."

Yavaşça ayağa kalktım. 2 adım geriledim. Öylece uzanan Dolunay'ı baştan aşağı süzdüm. Ve arkamı dönüp kapıya doğru yöneldim.

DOLUNAY'IN AZINDAN

ACEMİ VAMPİR Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ