12

3.9K 252 12
                                    

Etrafta polisler adamları alırken birden hiç aklımdan çıkmayan kişi aklıma geldi. Aman allahım. Hızlı adımlarla Dolunay'ı tuttuğu odaya doğru yürüdüm.

Hangi odada olduğunu bilmediğim için tek tek kapıları açıp odalara bakıyordum.

Bir çoğu doluydu. Ama içeride Dolunay yoktu. Odalara saklanmış adamlar ben kapıları açtıkça bir bir tutuklanıyorlardı. Ama benim şuan tek istediğim Dolunay'ı bulmaktı.

Bir kapıyı daha açtım içerisi boştu. Yan odadan birden bir çığlık sesi geldi. Çığlığı atan kişi tiz bir sese sahipti. Yani bir kadın olduğu belliydi.

"Dolunay.... " diye bağırıp hemen o kapının önüne geldim. Elim kapı kurpunu tuttu. Tam açacakken kapı diğer taraftan açıldı.

Kumral genç bir çoçuk elindeki silahı bana doğru doğrultarak dışarıya çıktı. Refleks olarak 2 adım geriledim. Hemen ardından Kapıda Dolunay belirdi.

Acı ile kıvranan gözleri bana yalvarıyordu. Koll Dolunay'ın saçlarını eline dolamış, kafasına silahı dayamıştı. Sper almıştı Dolunay'ı kendine.

"Şerefsiz herif bir dakika delikanlı olda bir kadının arkasına saklanma" diye döküldü beynimdeki kelimeler dilime.

KOLL Dolunay'ın saçlarını biraz daha çekerken Dolunay acı ile kıvrandı. "Aav unutuyorsun sanırım canım, benim işim bu kadınlar. Hem bana para getirir, hemde beni korurlar. Şimdi ben buradan bu kızı alıp gideceğim. Sende bana hiç bir şey yapmayacaksın" dedi ve önündeki kumral saçlı çocuğa arka çıkış kapısını gösterdi.

"Yürü Liam gidiyoruz" dedi. Sanırım adı Liam olan çoçuk "Tamam patron" dedi. Koll önde, Liam arkada geri geri yürüyordu.

O sırada yanıma çoktan 5-6 polis memuru birikmişti. Onlar geri geri giderken bizde ileri ileri onlara doğru ilerliyorduk. Silahımı bir saniye dahi Koll'un beyninden ayırmıyordum. Ama o Dolunay'ı kendine sper ettiği için elim kolum bağlıydı.

"Lütfen beni kurtar lütfen David" diye bağırdı Dolunay. "Kusura bakma umrumda değilsin. Benim tek derdim Koll'u yakalamak." dedim ve pis bir şekilde sırıttım. Tabiki de blof yapıyordum.

Kumral saçlı çoçuk yani Liam küçük bir kahkaha attı "Prens misin nesin bilmiyorum ama. Bize blof yapma bu kız senin umrunda olmasa neden seni arasın ve senin gerçek ismini bilsin. Umrunda olmasaydı şuan onun canını tehlikeye atar ve bizi öldürürdün. Tabi kurunun yanında yaş da yanar. Dolunay'ın ölmesini istemezsin dimi DAVİD" dedi ve imalı imalı güldü.

Hemen arkadan Koll gülmeye başladı. "Hahaha demek bu önümdeki orospu senin sevgilin ha. Vay be sende demekki orospulardan hoşlanıyorsun öyle mi. Bir gün yeni mekanıma gelde seni ağırlıyalım." dedi. O sırada Dolunay sinirle ayağı ile Koll'un cinsel organına vurdu.

KOLL acı ile inlerken birden silahının arkası ile Dolunay'ın boynuna vurdu. Dolunay vurmanın etkisi ile önce inledi sonra bayıldı. Ben ise sinirle bağırdım "Dolunay...".

Çoktan arka çıkış kapısına gelmişlerdi. Koll, Liam ve Dolunay kapıdan dışarıya çıktı. Bende hemen yanımda ki polis memurlarına döndüm.

"Sakın ben bir şey yapmadan hiç bir şey yapmayın. Hata istemiyorum" dedim ve çıkış kapısından çıktım.

O sırada Koll elindeki telefonu cebine koydu. Burasi arazi tarzi bir yerdi. Bom boş bir alan seyrek seyrek dikili ağaçlar vardı.

KOLL beni görünce şaşırmış gibi yaptı. "Prens bey" dedi ve pis bir şekilde güldü.

"Sen dua et önündeki kıza. Yoksa çoktan ikinizde mefta olmuştunuz. Şimdi planın ne yerin yarılmasını bekleyip içine mi girmek" dedim tüm haşmetimle.

ACEMİ VAMPİR Where stories live. Discover now