17. Bölüm ~ Köpük ~

177 20 3
                                    

"Benim gitmem lazım." Gözlerimi kaçırıp ayağa kalktım. Sahadan çıkmak için kapıya gittiğimde dışarı yağmur olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Mayıs ayında sağanak! Çok güzel.

Koşa koşa okul çıkışına ilerledim. Çoktan sırılsıklam olmuştum bile. Annemin beni eve çağırıyordu değil mi? Otobüse binmek için işaret yaptığımda biri kolumdan tutup beni durağın içine çekti.

"Ne var Deniz? Eve gideceğim." Yere bakmayı tercih ederek.

"Çantan olmadan mı gideceksin?" Çantamı elime tutuşturdu. Bu nasıl ıslanmadan buraya kadar geldi? İn midir cin midir? Milkanın mor ineği seni. Ceketini çıkarıp şapkasını kafama taktı.
"Gerek yoktu."

"Bunu gözlerimin için bakarak da söyle. O zaman sana inanırım." Kafasını göz hizama getirmek için eğmişti. Gözleri ne kadar da maviydi öyle. Bunu söylemekten hiç mi bıkmaz insan.

"Sen çok mu zekisin ne?"

Allah'ım! Hala bu bakışların karşısında trolleyebiliyorsam milletçe alkış. Nasıl insan üstü mavili bir şeydir bu ya? Senin anan kim?

"Zekiyim. Evet, ben zekiyim." Diye gaza gelip gururlandı. Gözlerimi devirip duraktan çıktım. Yağmur şiddetini azaltmıştı fakat bu ıslanmam için engel değildi.

"Eve mi gideceksin?"

"Evet. Annem çağırdı. Sanırım baban ile seni bize davet etti. Emin değilim yani seninle gelmemi istedi ama son olan şeyler falan pek senle gi-"

Sözümü kesip "Bi'dakika, bi'dakika!" İşaret parmağını havada sallayarak. "Babam size mi gelecek?"

"Sende geleceksin. Zeki sarı. Annem seni de çağırdı."

"Olmaz. Gelemem."

"Sebep?"

"Çünkü... gelemem işte uzatmasak." Diyip düşünceli düşünceli yere baktı.

"Uzatmadım." Dedim omuz silkerek.

"Peki ne konuşacaksınız?"

"Aaa... kusura bakma geleceğe gitme makinem okulda kaldı. Söyleseydin yanımda getirdim. 5 dakika ne konuştuğumuz öğrenip gelirdim."

"Ne saçmalıyorsun Mavi?" Gözlerimi devirdim. Aklı bende bile değildi. Peki onu düşündüren olay neydi? Sıradan bir tanışma yemeğiydi.

"Hani gitsek mi artık. Olduğumuz yerde durup ıslanıyoruz. Hasta falan olacağız." Saçları ıslandığı için sarı rengi soluyordu ama bu mavimsilerini daha da ortaya çıkarıyordu. Bir an için saçlarının sarı değil de kahverengi olduğunu düşündüm. O zamanda böyle çekici olabilir miydi?

Off! Mavi?! Ne saçmalıyorsun hakikaten? İyice platoniğe bağladın. Delirmeye çeyrek var.

"Haklısın delirmek üzereyim!" Seslice konuştum.

"Hı?"

"Efendim?"

"Yok birşey." Diyip önüne bakmaya devam etti.

"Gerçekten mi?" Tekrar göz devirdim. Başka şansım kalmadı. İş yine başa düştü. Koluna girip onu sürüklemeye başladım. Biraz daha yağmurun altında kalırsa hasta olacağız. Tamam ben kendime bakarım ama bu sarı naz falan yapar çekemem. Kafamı ona çevirip yola bakmadan devam ettim. Hipnotize olmuş gibiydi. Acaba dediklerimi yapar mı?

"Çanta mı taşısana?" Diyip çantamı eline verdim. "Olur" dedi.

"Sarı salağın tekiyim ben de."

~MAVİMSİ~ \\ NH \\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin