4. Bölüm ~ Mavimsi Okul ~

234 24 0
                                    

Elimi sert bir şekilde sıraya vurup ayağa kalktım. Bunu kesinlikle o yaptı. Başka kim yapabilir? Bana yakın olmaya çalıştı sonrada tuzağa düşürdü. Ulan sarı... ulan sarı... Senin o çakma sarı saçlarını tek tek elimle yolmazsam bana da Mavi Sungu demesinler.

Deniz Çetinkaya!

Seni öl-dür-eceğim. Kendine sığınacak bir yer bulsan iyi edersin! Bu bir uyarı değil! Sadece öldün. N.E.T.

Hızla sınıftan çıkıp etrafta o suni sarıyı aramaya başladım. Kesin o yaptı. Beni tuzağa düşürdü. Yakın olmaya çalışıp zaaflarımla oynadı ve yakın olduğumuz her bir kareyi çekip bunu okula yaydı. Spor salonunda da, revirde de, arşivde de bizden başka kimse olmaması bu hiptezimi doğru yolda götürüyor.

Ah! Ölmek istiyorum. Ama elim boş gitmeyeceğim. O sarıyıda yanıma alacağım. Bana tuzak kurabileceği nasıl aklıma gelmez?!
Oysa biraz düşününce herşey açık! Sürekli kavgalı olmamızdan sonra bizi sürekli idareye şikayet etmelerinden sonra 9 ve 10. Sınıfta ölümüne onlardan nefret etmemizden anlaşılıyor. Bizim çeteden intikam almak istediler ve beni kullandılar. Yok ödevini vermelerde, ilk adımı ben atarımlarda, sürekli üstüne düşüyormuşum da... ben ona adım değil ama kafa atacağım. Bekle sen.

Koridorda ilerlerken karşıma Almanca hocamız Murat hoca çıktı. Şu okulda en sevdiğim hatta tek sevdiğim hocaydı. Bana üzgün bir şekilde bakıp "Biraz konuşalım istersen." Dedi. Sinirle kafamı sallayıp koridor da peşinden gitmeye başladım. Beni görenler arkamdan dedikodumu yapıyorlardı.

Rehberlik odasına geçtik. Bir öğretmen masası ve ikili koltuk vardı. Murat hoca öğretmen sandalyesini çekip oturdu. Eliyle oturmamı işaret ettiğin de bende her zaman ki yerime geçtim.

"Bana anlatmak ister misin bu resimleri?" Dedi göz teması kurmaya çalışarak. Sakin kalmak için derin bir nefes aldım. Yoksa ağlayacaktım.

"Hocam valla hepsi yalan! Siz beni tanıyorsunuz. Ben öyle birşey yapacak biri miyim?! Tamam, dersin huzurunu bozabilirim, hocaya kafa tutabilirim, kavga çıkarabilirim ama asla ve asla okulda uygunsuz davranışlar sergilemem. Yok sevgiliymiş, yakınlaşmaymış. Asla." Bildiğim ne varsa anlattım. Savunma yapmaktan çok o sarı denen şahsiyeti suçladım. Çünkü biliyorum o yaptı.

"Mavi seninle açık konuşacağım. Ben senin böyle birşey yapmayacağını biliyorum ama Müdüre hanım... daha fazla okulda durmanı istemiyor. Ben tabiki hakkını savundum ama özür dilerim..." dedi git gide fısıltıya dönen sesiyle. Bakışlarımı yerden kaldırıp hocaya sabitledim. "Gözyaşlarımı daha fazla tutamayacağım. Asıl ben özür dilerim hocam. Karşınızda ağladığım için." Diyip hıçkırıklara boğuldum. Murat hoca hemen yanıma gelip peçete uzattı.

"Şşştt... sakin ol! Sakın özür dileme. Git ve hakkını ara. Bu okul haksızlık üzerine eğitim sürüyor. Tek kurban sen değilsin." Diyip bana sarıldı. Daha fazla ağlama hissi gelince kendimi tutamayıp yılların birikimi ile boşaltım herşeyi. Beni üzen gidecek olmam değildi zaten. Okulun canı cehenneme! Sanki başka okul yok. Ama üzüldüğüm şey annem. Okuldan atıldığıma en çok o üzülecek ve o üzüldükçe ben sinirleneceğim.

Zaten babamdan boşandığından beri kendinin yapamadığı şeyleri benim yapmamı istiyor. Okumak gibi mesela. Lan topunuzun Allah belasını versin ne diyim!?

Ama gitmeden önce o sarıyı görmek istiyorum. Onun üstünde çok güzel planlarım var. Hemen fesatlaşmayalım.

초초초초

Sakinleştiğim de Murat hocaya veda edip sınıfa gittim. Teneffüste oldukları için başka hocanın laf sokmalarını çekmeyeceğim için şanslıydım. Sınıfa girdiğim de herkes bana bakıyordu. Evet muhtemelen ağlamaktan gözlerim kızarmıştı ve bu aptallar okuldan ayrıldığım için ağladığımı sanacaklar. Selin ile Almilla yanıma gelip önümde durdu. Hiçbir şey söylemeden yanlarından geçtim. Defterlerimi ve kitaplarımı çantama koyup sınıftan çıktım.

~MAVİMSİ~ \\ NH \\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin