Hakan Korhan kim?

Start from the beginning
                                    

Emir gözlerini yumarak derin bir nefes aldı. Konuşmadan Suzan'ı dinlemeye devam etti. Ama Suzan dan ses gelmeyince "Devam et" dedi sabırsız bir sesle.

"Rukiye hanım bahçede ki bütün işleri Gökçe'ye yaptırdı. Ben yardım etmek istedim ama bana izin vermedi"

"Bu soğuk havada Gökçe bahçenin neresini temizledi Allah aşkına. Üstelik bizim bahçıvanımız var ve bahçenin düzeninde de temizliğinden de o sorumlu"

Emir beyin giderek yükselen sesi sıçramasına neden oldu. "Şey" diyerek onun lafını böldü. "Gökçe havuzu temizledi. Rukiye ona bütün havuzu fırça ile temizledi. Sudan ıslanınca haliyle üşüttü.

Emir de Hakan da bunu beklemiyordu ve aynı anda gür bir sesle haykırdılar:

"Ne!!!"

Suzan yerinden sıçrasa da konuşmaya devam etti.

"Güniz hanım istemiş. Ben yapmak zorunda değilsin dedim ama beni dinlemedi"

Hakan duydukları ile yerinde duramıyordu adeta. Gökçe'nin o evde kolay bir hayatı olmadığını biliyordu ama bu şekilde bir işkenceye maruz kaldığını da tahmin etmemişti.

İkisinin yanından ayrılmadan önce "Gökçe'nin esareti bitti" dedi Emir'e doğru. "Artık onu ezmene izin vermeyeceğim" İkisini de ardında bırakarak Gökçe'nin odasına girdi.

Geride kalan Emir hastanenin dar koridorunu arşınlıyordu. Sinirliydi. Hayatında hiç olmadığı kadar çok sinirliydi. Tek istediği eve gidip o kocaman evi Güniz ve Rukiye'nin başına yıkmaktı ama Gökçe'yi burada Hakan ile bir başına bırakmak istemiyordu. Üstelik daha tam olarak neyi olduğunu bilmiyordu. Suzan'a dönerek "Rukiye ne zamandır Gökçe'yi bu şekilde taciz ediyor"

Patronunun tutumundan cesaret bulan Suzan "İşe başladığı ilk günden beri" dedi.

"Hadi Gökçe gelmedi sen neden bana bu durumdan bahsetmedin!" diye kükredi.

"Bennn..."

Suzan'ın kekelemesine aldırmadan bağırmaya devam etti. "Ben size karşı bu kadar gaddar bir adam mıyım?"

Suzan "Hayır değilsiniz" diye araya girmek istedi ama Emir izin vermedi. "Ben her zaman sizin çalışma koşullarınızın en iyi olması için çaba sarf ettim. Siz benim evimde köle değilsiniz. Hepiniz benim için değerlisiniz ve sizin de bunu böyle bildiğinizi düşünüyordum. Yanılmışım"

Gür sesi giderek kısıldı. Gökçe'nin kendi hatası yüzünden içeride acı çekiyor olması canını yakıyordu. Onu Güniz'in önünde bu şekilde savunmasız bırakmaması gerektiği ilk defa kafasına dank ediyordu ama artık çok geçti. Ellerini kafasına götürerek saçlarını karıştırdı. Düşünmekten resmen başı çatlıyordu. Karşıdan gelen İbrahim'i görünce dolanmayı bıraktı.

"Ne yaptın? Hallettin mi?"

İbrahim'in halledeceğini elbette biliyordu ama Gökçe'yi Hakan'ın yanından almak kolay olmayacaktı.

"Evet bizi bekliyorlar. Gökçe Hanımın durumunu öğreneyim gerekirse ambulansla transfer ederiz"

Gökçe'nin yattığı odaya bakarak "Tamam" dedi. Onun yanına gitmek, onu görmek istiyordu ama onu o yatakta savunmasız görmeye hazır değildi. Yine de derin bir nefes alarak "Ha cesaret" dedi ve kapıyı çalmaya gerek görmeden odaya girdi. Hakan'ı Gökçe'nin dibinde görmek bütün sinirlerini yeniden tepesine topladı. Sakinleşmek adına derin nefesler aldı ama sakinleşmenin yanına dahi ulaşmadı. Hakan da onun odadaki varlığının farkına vardı ve ayağa kalktı.

"Canına mı susadın lan sen? Ben sana git dedikçe dibimde bitiyorsun?"

Emir aralarında ki mesafeyi bir adımda kapattı ve Hakan'ın tam dibinde durdu. Neredeyse burunları birbirine değecek kadar yakındılar.

Sensiz Geçen YıllarWhere stories live. Discover now