Hakan Korhan kim?

13.9K 803 108
                                    

                  

Emir deli gibi bir hızla sürüyordu arabayı. Hakan'ın ardından Gökçe'nin kaldığı odaya girince gördüğü görüntüyü kabullenmeyi beyni reddediyordu. Gökçe daracık yatağın üzerinde kendinden geçmiş bir şekilde yatıyordu. Yanaklarında ki kırmızılık odanın karanlığında bile belli oluyordu. Ona ulaşmak için yatığı ilk hamle Hakan tarafından engellenince sinirleri tepesine çıkmıştı. Daha ikinci hamleyi atamadan Hakan çoktan Gökçe'nin başucuna çökmüştü bile. Bu duruma daha da sinirlense de Hakan'ın korku dolu sesi olduğu yerde kalmasına neden olmuştu. Korku iliklerine kadar işlerken arkasından homurdanan Güniz'in sesi kulaklarına gelmemişti bile. Hakan kucağında neredeyse baygın bir halde olan Gökçe ile odadan çıktığında o hala olduğu yerde duruyordu. Neden sonra Güniz'in kulak tırmalayan sesi ile ok gibi yerinden fırlamıştı. Arabadan gerekli görüşmeleri yapmış kendi doktorunun en kısa süre de hastanede olacak şekilde ayarlamıştı. Emir karşıdan gelen İbrahim'i görünce yakasında ki ellerden kurtuldu ve ona doğru yürüdü.

"İbrahim gerekli işlemleri yap Gökçe'yi bizim hastaneye nakledelim"

"Tamam Emir bey. Bu hastanenin baş hekimi arkadaşım..."

Hakan karşısında konuşan iki adamı inanamaz gözlerle izliyordu. İki adam saçmalamanın ötesine geçince araya girdi.

"Ne saçmalıyorsunuz siz. Gökçe buradan hiçbir yere gitmeyecek. Buna izin vermiyorum"

Emir sinirin ve korkunun verdiği öfkeyle yapıştı Hakan'ın yakasına.

"Bana bak ukala herif. Gökçe'nin arkadaşı olman onun sahibiymişsin gibi konuşma hakkını vermez sana. Burayı beğenmedim ve Gökçe'nin burada iyi olacağına inanmıyorum"

Hakan yakasında ki elden tek hamlede kurtuldu. Alaycı bakışlarını Emir'in yüzüne odakladı.

"Bu ilgili patron ayaklarıyla mı avutuyorsun kendini? Söylesene bu kız nasıl bu kadar hastalandı. İki gün önce turp gibiyken şimdi neden bu halde? Söylese ne???"

Son kelimeleri kükrer gibiydi ama karşısında ki adam da kolay sinecek bir kişi değildi. Dimdik bir şekilde Hakan'ın bakışlarına bakarken kendisi de bir yandan bunu düşüyordu. Gerçi odanın buz gibi oluşu bu konuda kendisine bir fikir veriyordu ama bu bile tek başına yeterli değildi.

Emir yanıt vermeyince yan tarafta duran Suzan'ın kolundan tutup Emir'in önüne çekti. "Ya da sen dur neler olduğunu Suzan dan öğrenelim. Ne dersin?"

Suzan da tam olarak bundan korkuyordu ama korkusunu bastırarak Emir beye baktı. Adam her ne kadar Güniz gibi çıngıraklı yılandan farksız bir kadınla beraber olsa da iyi ve vicdanlı bir adamdı.

"Anlat ona Suzan. Gökçe neden bu kadar hasta oldu anlat. Ben de neler olduğunu öğrenmeyi merakla bekliyorum"

Emir genç kadının kendisinden çekindiğinin farkındaydı ama o da evde olmadığı süre boyunca neler olduğunu merak ediyordu.

"Neler olduğunu anlatır mısın Suzan. Gökçe neden bu kadar hasta oldu?"

Suzan yutkunarak Hakan'a baktı. Anlatacakları kolay değildi. Sonuçta adama kendi nişanlısını şikâyet edecekti. Zaten evde diken üstündeydi ve ağır çalışma koşulları vardı bundan sonra her şey daha da beter olacaktı. Suzan dan ses çıkmayınca durumun daha da vahim olduğunu anladı. "Anlatacakların aramızda kalacak ve evde hiçbir şey değişmeyecek. Sana bunun sözünü veriyorum. Şimdi anlat ben evde yokken neler oldu"

Suzan da kaçacak yerinin olmadığının farkında iki gün botunca yaşadıklarını anlatmaya başladı.

"Biz bütün hafta temizlik yaptık. Bütün evi temizledik buna bahçe de dahil"

Sensiz Geçen YıllarWhere stories live. Discover now