twenty

12.4K 1.1K 262
                                    


Çocukların yanına ulaştığımda abimin gözleri hala sinirli bakıyordu. 

'' Beni neden çağırdın? ''

'' O çocuğun yanında dolaşmaya devam mı edeceksin? '' dedi sinirle. 

'' Ben onun yanında dolaşmıyorum oppa, o benim yanıma geliyor. '' dedim. '' Nasihat vermek istiyorsan onun yanına gitmelisin. ''

'' Yah. '' diye bağırdı fakat yanında duran Yoongi onu dürtüklemişti. 

'' Kız iyi değil, Namjoon. Neden üzerine gidiyorsun? ''

'' Velet bir de yakışıklı yani, daha çok sinirleniyorum. '' 

Söylediğinin üzerine gülümsemeye çalıştım ama bunun imkansız olduğu çok belliydi. 

'' Endişelenmene gerek yok. '' dedim. 

Ortamda sessizlik oluştuğunda gözlerim beni izleyen gözlerle buluştu. Neden bana bakıp duruyordu? 

İçimde oluşan heyecanın etkisiyle gözlerimi kaçırdım. '' Gitmeliyim. ''

Ve bir anda Namjoon' un kollarını boynumda hissettim. Onların duymayacağından emin olmak için kulağıma fısıldadı. 

'' Yanında olduğumu biliyorsun. Acı çekmeni istemiyorum. '' 

Gözlerimin dolmasına engel olamayarak ben de ona sarıldım. Çocukların önünde girmemiz gereken bir görüntüye girmiştik. 

'' Böyle yapma oppa. Beni böyle görmesini istemiyorum. '' 

Kollarımı onun boynundan çekip uzaklaştım. Çocuklara kısa bir şekilde gülümseyip '' Gitmeliyim. '' diye konuştum. 

Jimin ve Tae '' Bir ara takılalım olur mu? '' diye seslenip gülümsediklerinde onlara gülümsemeyle karşılık verdim. 

Gözlerimi tekrar Jungkook' a ulaştırdığımda gözleri hala gözlerimdeydi. Adımlarımı okul binasına doğru yönlendirmeye başladım.

Okula doğru yürürken telefonumun titrediğini hissettiğimde gelen mesaja baktım. 

jungkook: haru 

jungkook: seni uzun zamandır böyle üzgün görmemiştim. 

junkgkook: kim sebep oldu buna?

İçimdeki '' Sen. '' seslerine aldırış etmedim ve bir cevap yazdım. 

haru: önemsiz bir şey 

haru: bundan sonra üstesinden geleceğim 

haru: endişelendiğin için teşekkürler

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin