4.Yeni Arkadaşlarım

245 14 1
                                    

Uzun ve karanlık bir koridorda ilerliyorum.Duvarlar,zemin ve tavan korkunç derecede canlı duran iskeletlerle bezenmiş. Koridorun sonuna kadar ilerleyen onlarca kapı var.En sondaki üç kapı dışında hepsi mühürlü ve oldukça eski görünüyorlar.

Koridorun sonuna doğru ilerliyorum.Sondaki üç kapıdan ilkinde "H" ikincisinde "N" ve üçüncüsünde ise "A" harfi kazınmış. Diğer iki kapıyı es geçip "A" yazılı kapıya doğru gidiyorum. Ben kapıya yaklaştıkça kapıdaki "A" harfi yavaş yavaş "S" harfine dönüşüyor.Kapı beni kendine çekiyor. Kapıyı açıyorum.

Gözleri kör eden cinsten bembeyaz bir ışık sanki sonsuzluğa uzanıyor.Ben ise o sonsuzluğun tam ortasında etrafım karanlıkla çevrili halde oturuyorum. Gözlerim kan çanağına dönmüş halde. Ardından tüyler ürperten, söylediği her harften kara bir enerji fışkıran birinin sesini duyuyorum.

"Hemen götürün onu buradan!!"

***

Birden gözlerimi açtım ve Ariel'in endişeyle bana baktığını gördüm.Yataktan doğrulunca kolların boynuma doladı. Sonra hışımla ellerini geri çekti ve bana vurmaya başladı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Az daha korkudan diğer tarafı boylayacaktım."

"Bi sakin olur musun? Ne oldu? Neyden korktun? Ve bana vurmayı keser misin?"

Sanırım son cümlemi biraz yüksek sesle söylemiştim.

"10 dakikadır nefes ALMIYORSUN!! Olan bu!"

"Wat dedin gülüm. Şey.. yani.. NE?! 10 dakikadır nefes mi almıyorum?"

"Evet 10 dakikadır nefes almıyorsun. Ne yapacağımı bilemedim ve ikinci dakikadan sonra Kheiron'a haber yolladım. Ah.. Bak geliyor."

Kheiron hızla kulübeye daldı.

"Ashlynn sen iyi misin? Ariel nasıl nefes aldı?"

"Ben iyiyim ama nefes alamadıysam nasıl rüya görüyorum?"

"Bir rüya mı gördün? Hemen anlat bakalım. Önemli bir şey olabilir."

Melezlerin sık sık kötü rüyalar gördüğünü dün konuştuğum kampçılardan öğrenmiştim.Ve bu rüyalar genelde Dünya'nın geleceğiyle yada çıkılacak bir görevle ilgili olurmuş. Bu yüzden ikiletmeden Kheiron'a rüyamı anlattım.

"Hmm." demekle yetindi sadece. "Şimdilik bu konuyu kapatalım.Hadi gidip kahvaltı yapın. Ariel Ashlynn'e silah seçmesinde yardımcı olur musun?" Bunun bir rica değil emir olduğu sesinden belliydi.

Ariel kafasını tamam manasında salladı ve kahvaltı için kulübeden çıktık.

***

Kahvaltıdan sonra silah deposuna doğru yola koyulduk. Ariel de bana birkaç yıl önce yaşanan olayları anlatıyordu. İkinci Titan Savaşı yaşanmış ve çok sevgili Toprak Ana dünyayı yok etmek istemiş.O bana bunları anlatırken kulübelerin önünden geçiyorduk.İlerden bir ses,

"N'aber Eritel" diye bağırdı.

Ariel sinirle sesin geldiği yöne dönerek,

"Bir, sana ne? İki Eritel değil Ariel." diye cevap verdi çocuğa.

Çocuk Hermes kulübesinin önünden bize doğru geliyordu.Çocuğu çok dikkatli incelemedim ama muhtemelen bizim yaşlarda (14-15 yani) benim boylarımda, açık kahve saçları, beyaz teni ve yeşil mi yoksa sarı mı olduğunu güneşten dolayı çözemediğim gözleri vardı. Yüzündeyse görseniz suratına bi tane çakmak isteyeceğiniz gevşek bir gülümsemeyle yanımıza geldi.

Yeraltı  Prensesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin