BÖLÜM 70-"Bilemeyeceğim..."

8.7K 364 13
                                    


Eve geldiğimde nefes nefese kalmıştım.Koşarken ağlamak beni güçsüz düşürmüştü.Hala o kadar mesafeyi nasıl koştuğumu anlayamazken konaktan içeri girdim.Herkes bahçede oturuyordu Viyan Hanım yanına gelmem için işaret yaptı. "Gel gel Mehir.Bak kına gecesi için çok güzel Bindallı buldum.Sen de bak."dedi.Onlara evlenemeyeceğimizi nasıl söylerdim ki!Üstelik düğün hazırlıklarına başlamışlar bile. "Biraz erken değilmi Viyan Hanım?"dedi annem.Annem okul biter bitmez evlenmemizi istemiyordu.Kendi paramı kazanmamı hayatımı yaşamamı ve Savcılık sınavına hazırlanmamı istiyordu.Zaten her şey onun istediği gibi olacaktı.Artık evlenmeyecektim. "Aaaa olur mu öyle şey.Bir güne gelmez böyle günler."annem Viyan Anneye garip garip bakıp tam konuşacaktı ki ben herkesi susturdum. "Lütfen Viyan Hanım kendinizi erkende yormayın.Azat bu konu hakkında sizinle konuşacaktır.Anneciğim sen odama kadar gelir misin?"herkesi şaşkınlık içinde bırakıp odama çıktım.Arkamdan da annem geldi. "Yavrum bir sorun mu var?"annemin sorusu üzerine ağlamaya başladım.Annem yanıma gelip beni güçlü kolları arasına aldı.Onun kucağında ağlamak bana biraz olsun güç vermişti.Kafamı göğüsünden kaldırıp ona baktım. "Anne Azat beni Bade'yle aldattı."annem şok içinde beni dinlerken ona başımdan geçen her şeyi anlattım.Yaşadığım duyguları,kalp kırıklarımı ve hala onu sevdiğimi. "Anlamıştım zaten bir problem olduğunu.Söylemeni bekliyordum."dedi.Annemdi o benim.Bir sorun olduğunu tabi ki anlayacaktı.Ondan daha ne kadar saklayabilirdim ki. "Anne bak sana anlattıklarımı sakın ne Viyan Hanım'a ne de Şemmas Ağa'ya söyleme.Senin anlatman doğru olmaz.Azat söylesin onlara."annemi tembihlemiştim.Herkes için en doğrusu buydu.Benim anlatmam bile doğru olmazdı.Hele ki annem öfkeli ve çok sinirli biri değil.Yoksa bu evi onların başına yıkabilirdi. "Tamam tatlım sen nasıl istersen öyle olsun.Söylemeyeceğim bir şey.Ama bizim burdan artık gitmemiz gerek.Daha fazla durmamızın bir anlamı yok."saçlarımın arasına küçük bir öpücük kondurup tekrar bana döndü. "Sen güçlü bir kızsın.Her zaman sorunlarla nasıl baş edeceğini bilirsin.Yaşadıkların elbette kolay değil.Çok kısa süre birlikte olmanıza rağmen güzel günler paylaştınız.Sizin ki evlilik yolunda atılacak mecburi adımlardı.Ama unutma ki geçecek bugünler.Her gecenin bir gündüzü vardır.Beraber atlatıcağız bunları."annemin söyledikleri beni tekrardan ben yapıyordu.İçimdeki sis bulutları bira olsun dağılıyordu.Ona anlatmakla ne kadar doğru bir karar verdiğimi bir kez daha anladım.Annem oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru ilerledi. "Ben eşyalarımı toplayayım.Durul'a da haber vereyim.Sen de toplan yavaş yavaş.Bu gece burdan ayrılalım."deyip odadan çıktı.

Buraya nasıl geldiysem öyle de gidebilirdim.Kalbimin sesini değil de mantığımı dinlemeliydim.Beni hak etmeyen oydu.Ben ona en güzel duygularımla yaklaşırken,o ise bana en kötü duygularını yaşattı.Ben en güzel günlerimi yaşarken o karanlık günleri hak ediyordu.Sevmediği bir kızla ömür boyu yaşamaya mecburdu.Çünkü o bunu hak ediyordu.Yaşam geriye bakarak anlaşılır,ileriye bakarak yaşanılır.Bende geçmişte yaptığım hatalarımdan ders çıkarıp bir daha asla hata yapmayacağım...


Azat'dan...

O gideli yaklaşık 1 saat olmasına rağmen hala arkasından bakıyordum.Belki gelir diye bekliyordum.Yanağıma elini koymuştu.Dokunduğu yere bende elimi koydum.Sanki hala sıcaklığı duruyordu.Sanki hala dokunuyordu bana.Nasıl dağılmıştı.Onu ilk defa bu kadar yıpranmış görüyordum.Bunların tek sorumlusu bendim.Bade'nin bile suçu yoktu.Tek suçlu benim aptal uçkurumdu.Ona sahip olamamıştım.Ama hala aklımın almadığı olaylar vardı.Nasıl yapabilmiştim böyle bir şeyi?Üstelik Badeden bu kadar nefret ederken.Oraya ayık kafayla gitmiştim.Amacım Bade'nin Mehir'e doğruları anlatmasıydı.Oraya gidince ne değişmişti? Nasıl ona sahip olmak isteyebilirdim ki?

Neden'li sorularım yerini yavaş yavaş Nasıl'a bırakıyordu.Aklım bir şeyleri almıyordu.

Gözlerim dağın kenarında duran karhindibaya takıldı.O bile dik durmuyordu artık.Artık aşkımı sunabileceğim hiçbir şey kalmamıştı.Burda drmamın da hiçbir önemi kalmamıştı.

Arabaya binip konağa gittim.Bahçede herkes oturuyordu.Annem benim halimi görünce oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. "Bu halin ne oğlum?"yüzünü avuçlarının arasına alıp gözlerimin içine baktım.

"Anne biraz konuşalım mı?"

"Ne bu gelen geçen anasıyla konuşuyor.Niye olanlardan en son benim haberim oluyor."babam bağırıp duruyordu.Cevap vermemi bekliyordu ama ona diyecek bir şeyim yoktu.Bu durumda olmamın sebebi biraz da oydu.Bade'yi de abisini de o başımıza sardı.O bu kadar fırsat vermese bu kadarını yapamazdı.Cevap bile vermeden salona geçtim.Arkamdan da annem gelip koltuğa oturdu.Onun sormasını beklemeden başımdan geçen her şeyi anlattım.Eksiksiz her şeyi...Sustuğumda gözlerimden bir iki yaş aktı. "Ah be oğlum! ne yaptın sen?"annem dizlerini dövüp yakınmaya başlamıştı bile.Doğru söylüyordu.Ben ne yapmıştım. "Anne yemin ederim hiçbir şey hatırlamıyorum.Nasıl yaptım bilmiyorum.O kızdan nefret ediyorum.Yüzüne bile bakmak beni tiksindiriyor."dedim.Onunla asla evlenmeyeceğim.Asla...Onunla evleceğime kendimi öldürürüm. "Bak oğlum.Sen Mehir'i seviyordun.Görüyordum ona bakışını.O da seni seviyordu.Kız günlerce odasından çıkmadı.Eğer insan bir kızı gerçekten severse onun gözünde dünyadaki öteki kadınlar kesin olarak anlamını yitirir.Sen böyle bir şey yapacak adam değilsin.Yabancı ülkede bile kaldın yapmadın böyle bir şey.O kız tehlikeli hadi seni kandırdıysa?"annemin sorusu kendimi tekrardan sorgulamama neden oldu.O kız şeytan gibi bir şeydi.Beni hala sevdiğini biliyordum ama böyle bir şeye cesaret eder miydi?

Sanırım bu sorunun cevabını ben asla bilemeyeceğim.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin