Amasya'daki Günler

354 15 1
                                    

Huricihan Rümeysa'nın dairesindedir. Nergisşah'la konuşuyordur. Rümeysa içeriye girer. Huricihan'ın hiç çocuğu olmamıştır. Ona çok üzülür. Bir anda düşüncelerden sıyrılıp onların yanına gider. Huricihan kendisinin Nergisşah'la konuşmasını izah etmek zorunda olduğunu düşünür ve:
-Biz... Rümeysa sözünü tamamlamasına izin vermez gülümseyerek:
-Biliyorum sohbet ediyordunuz. Nergisşah'ı dairesine götürün.
Huricihan:
-Bağışla beni yani kızınla... Rümeysa:
-Bağışlanacak bir hata yok ki ortada,der ve gülümser. Huricihan:
-Sen gerçekten iyi kalpli birisin Rümeysa. Rümeysa:
-Teşekkür ederim. Huricihan:
-Burası gerçekten çok güzel bir yer. Rümeysa:
-Evet. Manisa da çok güzeldi lakin burası gibi huzur dolu kedere yer olmayan her bir sokağı mutluluktan ibaret bir yer değildi. Bütün kavgadan gürültüden uzak bir yer burası. Peki Kütahya nasıl bir yer? Huricihan:
-Güzel denilebilecek bir yer lakin burası gibi huzur dolu değil. Rümeysa:
-Şehzade Bayezit onu gerçekten seviyor musun? Huricihan:
-Evet bir tek o anlıyor beni. Peki ya sen? Rümeysa gülümseyerek:
-O benim her şeyim. O benim umudum. Huricihan:
-Bunu söylerken bile gözlerinin içi gülüyor. Rümeysa:
-Biliyorum...
O sırada Şehzade Mustafa,Bayezit ve Cihangir
Şehzade Bayezit:
-Selim'den nefret ediyorum. O nasıl Manisa'ya gönderildi hala inanamıyorum. Mustafa:
-Bayezit bu karara saygı göstermelisin. Cihangir:
-Mustafa abim haklı. Bayezit:
-Yanlış bir karara saygı göstermemi istemeyin benden. Mustafa:
-Yanlış olabilir Bayezit lakin bu karar hünkarımızın kararı bu yüzden saygı göstermelisin. Cihangir:
-Bunları konuşmayalım şimdi. Mustafa:
-Cihangir haklı. Bayezit:
-Barbaros Hayrettin Paşa'yla konuştun mu abi? Mustafa:
-Hayır henüz dönmedi.
O sırada Şehzade Selim ve Nurbanu
Şehzade Selim:
-Görüyorsun değil mi Nurbanu bana nasıl savaş açtıklarını? Nurbanu:
-Görüyorum Selim lakin gün gelecek bu savaşın galibi sen olacaksın. Şehzade Selim:
-Evet ben olacağım. Biz bu savaşı henüz başlamadı sanarken onlar bu savaşı çoktan başlattılar.
O sırada Sultan Süleyman ve Mihrimah Sultan
Sultan Süleyman:
-Bir kaç gün sonra gitmemiz gerek Mihrimah. Mihrimah:
-Biraz daha kalamaz mıyız? Amasya çok güzel bir yer ben biraz daha dolaşmak istiyorum. Sultan Süleyman:
-Gidişata göre karar veririz. Mihrimah Sultan gülümser.
O sırada Mahidevran Sultan ve Hürrem Sultan
Mahidevran ve Hürrem tartışıyordur. Mahidevran:
-Burası benim sarayım Hürrem. Burada bana hakaret edemezsin. Hürrem:
-Gelinin de aynı senin gibi Mahidevran. Kendini bir şey zannediyor. Mahidevran:
-Anlaşılan o ki Rümeysa sana haddini bildirmiş. O sırada Rümeysa gelir ve Hürrem'e:
-Ben sizi bir yılan zannediyordum lakin yanılmışım siz bir ejderhaymışsınız. Etrafındakileri yakan en sonunda küle çeviren en büyük zararı da Sultan Süleyman'a veren bir ejderha. Bir gün kendinizi yakıp küle çevireceksiniz sultanım. Görünen o ki siz kendinizi yakmaya başlamışsınız. Hünkarımızla aramıza bir hatun girmiş. Mahidevran gülümseyerek:
-Ne oldu Hürrem? Hani sen tektin Hürrem gözdeydin ne oldu?
Hürrem Sultan verecek bir yanıt bulamaz ve gider.
5 gün sonra
Artık Sultan Süleyman ve ailesi için gitme vakti gelmiştir. Hazırlıklar tamamlanmıştır. Sultan Süleyman:
-Ayrılık vakti geldi Mustafa'm. Mustafa:
-Yolunuz açık olsun hünkarım.
Yola çıkarlar.....................................

Aşkın Sonu: Mustafa & RümeysaWhere stories live. Discover now