KB3-FİNAL

5.6K 207 19
                                    

On günün ardından eve dönmüşlerdi artık. Serra eve geldiği gibi yatağına girmiş, saatler sonra çalan telefonuyla anca gözlerini aralayabilmişti. Havanın karardığına şaşkın bir şekilde telefonunu açıp kulağına götürdü.

"Efendim?"

"Sevgilim." Duyduğu kelimeyle yüzünü bir tebessüm kapladı Serranın.

"Efendim... sevgilim."

"Yarın ne yapıyorsun? Birşeyler yapalım mı?" 

Serra telefonunu kapatıp kendini yeniden yatağına bıraktı. Yarın izinliydi ve izin gününü Aydınla geçireceği için çok mutluydu. Yatakta ters dönüp bir gün sonra ne giyeceğini düşünmeye başladı fakat bir türlü karar veremedi. En sonunda kararlaştırdıkları yere gitmeden önce kendini bir mağazaya atmaya karar verdi.

Yeniden telefonu çaldığında çoktan yatağının içinde kaybolmuş telefonunu aramaya başladı. Telefonu tam kapanacağı sıra bulup ekrana bakmadan açıp kulağına götürdü.

"Serra! Yarın çok önemli bir işimiz var." Serra telefonunu kulağından uzaklaştırıp ekrana baktı ve Betülün adını görmesiyle yeniden kulağına dayadı.

"Betül benim yarın-"

"İptal et Serra! Yarın abimi takip etmemiz gerek."

"Ne?! N-ne saçmalıyorsun sen?"

"Abimin konuşmasını duydum Serra! Yarın kız arkadaşıyla buluşacak. O yüzden yarın abimi takip edeceğiz. Sakın karşı çıkma! Hatta dur ben telefonu kapatayım da karşı çıkama!"

"Saçmalama Bet- Betül! Alo!" Telefondan gelen dıt dıt sesleriyle telefonu kulağından çekip yatağına fırlattı Serra. Şimdi ne halt edecekti bakalım!

***

Betül Serrayı Aydınla buluşacakları yere getirmiş ve Aydın geldiğinde Aydının göremeyeceği yere oturtmuştu.

Serra artık sona yaklaştığının farkındaydı. Betül birazdan gerçekleri öğrenecekti. Serra dün gece Aydını arayıp buluşmayı reddetmeyi düşünmüştü ama sonradan vazgeçmişti. Artık ne olacaksa olsun diye düşünüyordu. Betüle olacakları anlatmalı,  Aydını çok bekletmeden beraber gitmelilerdi o masaya. O yüzden daha fazla vakit kaybetmemek için Betüle döndü ve boğazını temizledi.

"Betül. Ben sana bir şey anlatacağım. Betül-"

"Hah geldi işte! Abimin sevgilisi bu kız olmalı." Betül abisinin bir sır gibi sakladığı kızı görebilmek için güneş gözlüklerini gözünden çıkardı.  "Ama dur kız! B-bu kız...ne işi var be bu uyuzun burada?"

Serra Betülün söylediklerinden hiçbir şey anlayamayınca başını Aydının masasına çevirdi ve Aydının kolunu tutmuş ona birşeyler anlatan Melisi gördü. Şimdi bu karaktersiz kız da nereden çıkmıştı?

Serra oturduğu sandalyeden kalkıp Betülün koluna yapıştı.

"Kalk Betül yanlarına gidiyoruz!"

***

Aydın Serrayı beklerken karşısındaki sandalye çekilmiş ve karşısına yıllardır görmediği fakat Betülün arkadaşı olduğunu hatırladığı bir kız oturmuştu.

"Selam Aydın. Nasılsın?" Aydın kızın adını hatırlayamasa da kabalık etmemek için gülümsemeye çalışıtı.

"İyiyim, sen?" Melis uzanıp Aydının koluna dokundu.

"Ah ben de iyiyim. Uzun zaman oldu görüşmeyeli değil mi?"

"Ya. Evet." Aydın cafenin girişine baktı fakat bir türlü gelemeyen sevgilisini göremeyince mecburen karşısındaki kıza döndü.

"Bu arada yalnızsın galiba. Sana zevkle eşlik edebilirim." Aydın yerinde rahatsızca kıpırdandı.

"Aslında yalnız değilim. Sevgilimi bek-" Kolundaki el çekildiğinde başını kaldırıp ne olduğuna baktı.

"Senin ne işin var be burada?" Serra kızın bileğini kavramış hatta sadece kavramakla kalmamış tuttuğu bileği nazikçe (!) kıvırıvermişti.

"Serra, bırak kolumu! Delirdin mi sen? Ne yaptığını sanıyorsun?" Serra yüzüne alaylı bir sırıtış yerleştirdi.

"Sevgilime dokunan elini kırıyorum canım!" Aydın tam olaya dahil olacaktı ki henüz  varlığından yeni haberdar olduğu tanıdık sesi duydu.

"Sevgilim derken? Abi!"

***

"Sonunda hiçbir engel kalmadı. " Aydın masasına yaslanmış, sevgilisini de kendine çekip kollarının arasına almıştı. Serra ellerini Aydının omuzlarına yerleştirdi.

"Betülün kızacağından korkmuştum ama çok güzel karşıladı." İki sevgili bir gün önce yaşadıklarını konuşurlarken Aydının odasının kapısı açıldı ve içeriye Betül girdi.

"Basıldınız!" Serra hemen ellerini Aydının boynundan çekerken Aydın istemese de kızı serbest bırakmak zorunda kaldı.

İyi ki de bırakmıştı grrçi. Çünkü saniyeler sonra Betül arkasından ittirilerek tamamen odaya girmişti. Hemen ardındansa Bora damlamıştı odaya.

"Şu arkadaşınıza birşey söyleyin lütfen!"

"Gel buraya lan!" Boranın ardındansa Semih!

Semihe yakalanmak üzere olduğunu anlayan Bora toplantı masasının diğer tarafına dolanmıştı.

"Semih abi, sen yanlış anladın bizi!"

"Neyi yanlış anladım lan? Kardeşimi iş yerine ziyarete geliyorum karşılaştığım manzaraya bak! Ona dokunan parmaklarını teker teker koparıp sana yutturmassam bana da Semih demesinler!"

"Ama Semih abi-"

"Abi deme lan bana!"

"Neden demeyeyim ya? Seviyorum ben kardeşini!"

"Boğarım lan seni!"

Aydın, Serra ve Betül şaşkınca olayı takip ederken anca abisine yetişebilmiş Melek girdi odaya.

"Abi biraz sakin olsana!" Abisine yetişmek için harekete geçeceği sıra ise ensesinden yakalandı.

"Ağır ol ufaklık." Başını çevirdiğinde Tugayı gördü. "Abin yapman gerekeni yapıyor."

"Ama ya, kıracak şimdi bir taraf- Abi, bıraksana sevgilimin kulağını!"

SON

'Bir hikayenin daha sonuna geldik. Okuduğunuz için teşekkür ederim.  Başka hikayelerde buluşmak ümidiyle...'     

bacimixss

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 31, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin