KB-38

11.3K 573 9
                                    

Aslı Betüllerle beraber İstanbula gelmiş ve son birkaç gününü en yakın arkadaşıyla gezerek tozarak geçirmişti.

Eve geçtiğinde babasının herşeyine karışacağını bildiğinden bir otelde kalmayı tercih etmişti.

Neredesin?

Betül abisinin takım seçme sorunu yüzünden Aslının mesajını on dakika sonra açabilmişti.

Aydının toplantısı var. Takım seçiyoruz. Sen hazır mısın?

Evet ve de sıkıldım.

Tamam tatlım, hemen geliyorum.

Bugün de kız kıza gezip alışveriş yapmaya karar vermişlerdi. Çantasını koluna geçiren Aslı odasından çıkıp asansöre bindi. En iyisi Betülü aşağıda birşeyler içerek beklemekti.

***

"Kitap okumayı sever misiniz Tibet bey? Ben çok severim, özellikle de romantik kitapları. En sevdiğim ise..." Tibet karşısındaki kadını dinlerken daha doğrusu dinliyormuş numarası yaparken baygınlık geçirmek üzereydi. Hayır ne işi vardı burada?

Tibet çenesini tutamamış, Antalya dönüşü annesine Denizin aşık olduğunu yumurtlamıştı. Hatta öyle güzel yumurtlamıştı ki, sanki ertesi gün kızı istemeye gidiyorlarmış gibi bir hava vermişti.

Bunu öğrenen annesi de iflah olmaz oğlunun mürüvvetini görmek isteyerek yakın çevrelerine haber salmış ve Tibete birkaç görüşme ayarlamıştı.

Karşısındaki hiç susmak bilmeyen kadın da o günkü ikinci görüşmesiydi. Annesine ve çevrelerine göre hanım hanımcık, oturaklı bu kızcağız Tibetin baş ağrısını azdırmaktan başka bir iş yapmıyordu ama.

"İşte öyle Tibet bey. Sevmesem de babam sayesinde golf oynuyorum. Haftada bir kere. Ama... ben size kitap okumayı sevip sevmediğinizi sormuştum Tibet bey. Ay nasıl oldu da golfe geldik? Hay Allah..." Tibet ya sabır çekerek karşısındaki kadına sırıttı.

"Bence tarihi romanlar-"

"Okumam! Kitaplardan nefret ederim. Golften de öyle." Kız ne diyeceğini bilemez bir halde kalakaldı. Bu masaya oturdukları andan itibaren sustuğu ilk andı galiba.

"Peki Tibet bey. Siz nelerden hoş-"

"Kendinize iyi bakın Sevde hanı-" Tibet aniden ayağa kalktığında hissettiği sıcaklıkla gözleri büyüdü.

Aslı gözlerini kırpıştırarak bir Tibete, bir de nasıl olduysa kahvesini dökmeyi başarabildiği yere baktı.

Aslında tek amacı kahvesini aldıktan sonra lobiye geçmekti. Bu yüzden masaya oturmamış ve çıkışa ilerlemeye başlamıştı fakat aniden geriye itilen sandalyeye takılarak tökezlemiş ve de kahvesini Tibetin kucağına bir güzel boşaltıvermişti.

"Yanıyorum." Tibetin sıkmış olduğu dişleri arasından çıkan tek kelimeyle yanlarına ulaşmış olan garson gerisin geri soğuk birşeyler getirmek için dönerken Aslı telaşla masadaki buzlu limonatayı Tibetin kucağına boşaltıverdi.

"Napıyosun kızım?" Aslı telaşla elindeki bardağı gösterdi.

"Yanıyorum dedin." Tibet yerinde sallanırlen şaşkınlık içinde olanları izleyen kıza döndü.

"Sevdeciğim-"

"Sevda."

"Her ne boksa!" Kız gözlerini kocaman açarak Tibete baktı. "Senden sonra buraya kimin geleceğini kesin biliyorsundur. Ona ve de sana haber gönderen kadına söyle. Tibetin çocuğu olmazmış bundan sonra diye, tamam? Hadi ben kaçar." Ardından Aslının bileğine yapıştı. "Bu otelde kalıyorsan beni odana çıkar, çabuk."

Odaya gelinceye kadar Tibet sürekli sızlanıp kısık sesle küfürler mırıldanmış, Aslı ise önünde bağlı elleriyle Tibete bakıp durmuştu.

Odaya girdiklerinde Tibet kendini direkt banyoya atmıştı. Pantolonunu canı yana yana çıkardıktan sonra kapının çalındığını duydu.

"Tibet. Baksırını falan hemen çıkarma bak. Soyulur." Tibet baksırını çıkarmak için beline götürdüğü ellerini hemen geri çekti.

"Ne yapayım o zaman?"

"İçeri giriyorum." Aslı kapıyı aralayıp başını içeri uzattı ve önce Tibetin yüzüne ardından aşağıki bölgeye baktı.

"Bakmasana kızım!" Aslı hızlı hareketlerle içeriye girdi ve Tibeti kolundan tuttuğu gibi küvete çekiştirdi.

"Otur." Tibet küvete oturduğunda soğuk suyu açtı ve kucağına dökmeye başladı.

"Soğuk!"

"Bir zahmet!"

"Şuna bak, hem suçlu hem güçlü."

Tibet yavaş yavaş azalan acısıyla gözlerini kapatıp rahatlamaya çalıştı. Bir süre acısı çok ince bir sızıya dönüştüğünde ise dirseğini kenara yaslayıp başını eline dayadı. Hala kucağına soğuk su döken kıza dönüp sırıttı.

"Aa ayıp ama, nereye bakıyorsun sen?" Kız gözlerini yaptığı işten ayırmadan kaşlarını çattı.

"Sen bakarken iyiydi ama değil mi?"


Devam edecek...







Kaçma Benden (düzenleniyor)Where stories live. Discover now