KB2-13

5K 328 14
                                    

Açıklama niteliği taşıyan kısacık bir bölüm. ;)


Arda omlet tabağını masaya bıraktı ve içeriye seslendi.

"Melek, kahvaltı hazır." Ardından Meleği beklemeden masaya oturup yeni doldurduğu çayını dudaklarına götürdü.

Neredeyse bir haftadır Serra'yı görmemişti ve artık ona yeterince zaman verdiğini düşünüyordu. Bugün uzun zamandır yapmadığı şeyi yapacak ve evden dışarıya çıkacaktı. Belki de onun gönlünü alacak şeyler hazırlamalıydı, mesela bir çiçek ya da bir çikolata sepeti. Evet çikolata sepeti iyi fikirdi, Serra kesin bayılırdı.

"Sen bir şey yemeyecek misin?" Arda çayını dudaklarından çekip ne ara sofraya geldiğini anlamadığı hatta ne ara sofrayı silip süpürdüğünü kavrayamadığı Meleğe baktı.

"Ahh, sanırım canım bir şey istemiyor." Melek çatalını batırdığı salatalıkları ağzına attıktan sonra mırıldandı.

"Ara artık şu kızı."

"Arayacağım." Meleğin yeniden salatalık tabağına uzattığı eli donakaldı. Ardanın iki haftadır nasıl olduğunu kendi gözleriyle görmüştü, Arda Serra'yı gerçekten seviyordu öyle değil mi? O zaman Arda Serra'yı arayacağını söylediğinde neden bu kadar berbat hissetmişti? Sanırım artık kendi evine dönme vakti gelmişti; kendisini kız kardeşi gibi gören bu adamın yanında fazla bile kalmıştı.

Çatalını yavaşça tabağının yanına bıraktı.

"Yemeyeceksen sofrayı toparlayayım mı? Sonra da beni evime bırakırsın." Arda kaşlarını çatarak Meleğe döndü.

"Melek? Emin misin, yani burada istediğin kadar kalabilirsin. Burası senin de evin ve-"

"Teşekkür ederim, yeterince zahmet verdim sana da. Ama eve gitsem çok daha iyi olacak, ben dönüşü olmayan bir yola girmeden önce." Meleğin sesi sonlara doğru kısıldığından Arda kızın ne dediğini tam olarak anlayamamıştı ama başını sallamakla yetindi.

Ardından sandalyesini geri çekerek yerinden doğruldu ve masadaki tabaklardan iki tanesini alıp mutfağa taşıdı. İçeriye döndüğünde masadan tabak almaya çalışan Meleği gördüğünde arkasından ona yaklaştı ve elindeki tabağı tuttu.

"Sen zahmet etme, ben kaldırırı-" Meleğin bir anda arkasına dönmesiyle afallayan Arda burun buruna geldiği kıza şaşkınlıkla baktı. "Özür diler-" Melek dudaklarını dudaklarına bastırdığındaysa gözlerini kapamakla yetindi. Ne karşılık verdi ne de sadece dudaklarını birleştirip öylece bekleyen kızı geri ittirdi. Sadece Meleğin kendiliğinden geri çekilmesini bekledi. Öbür türlüsü Melek için çok kırıcı olabilirdi çünkü. Tabi bu sırada kendine bir güzel sövmeyi de ihmal etmedi. Bunu nasıl akıl edememişti; Melek Semihin kardeşi yani kendisinin de kardeşiydi. Ona farklı bir gözle bakmazdı ama Meleğin duygularından emin olmadan nasıl onu evine kabul etmişti ki? Bu çok büyük bir hataydı.

Melek yavaşça geri çekildiğinde Arda hiçbir tepki vermeden kıza bakmayı sürdürdü.

"Sen eşyalarını topla, ben masayı temizlerim." Melek gözkapaklarını sımsıkı birbirine bastırıp başını salladı ve masa ile Ardanın arasından sıyrılarak Ardanın odasına giden koridora girdi.

Arda yaşadığı şoku sessizliğini sürdürerek atlatmaya çalışırken elindeki tabağın ağırlığını yeni yeni hissetmeye başladı. Bakışlarını yemek masasından kaldırıp salona baktığındaysa dolu gözleriyle kendisini izleyen Serra'yı fark etti.


Devam edecek...






Kaçma Benden (düzenleniyor)Where stories live. Discover now