YOLCULUK

182 17 29
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda hemen dibimde nefes alıp veren birini görmek biraz tuhaf gelmişti. Belki de ilk defa bu kadar huzurlu uyanmıştım.

Biraz öylece Göktuğyu izledim. Yüzhatlarını,yanağında yeni yeni yeşermeye başlayan sakallarını. Huzurluydum işte onu izlerken bile huzurluydum. Benim için birşey yapmasına gerek yoktu o böylece yanımda nefes alsın ben huzurlu olurdum zaten.

Karnım hafiften guruldayınca izlemeye son verip mutfağa yöneldim.

Masada ki telefonuna bir göz atmak için elime aldım.

Minik kuş : 55

Cem: 3

Eyvah annem: 35

Babacan:21

Kelebek:33

Totalda bir ton azar.

Cemi es geçtim. Merveyi daha sonra ararım diyip ilk annemi aradım.

Ufak bir azardan sonra vardıkların haberini vericekmiş onun için aramış falan. Şuan beni evde sanıyor.

Annemle konuşmamızdan sonra Merveye geri dönüş yaptım. Annem nasılsa babam ve babaanneme haber verirdi.

"Neredesin vicdansız bir an telefon bir taraflarına kaçtı sandım yoksa başka bir açıklaması yok cevap vermemenin."dedi sinirle.

"Günaydın kuzum."dedim bende kızgınlığını takmayarak. Suyu ısıtmak için düğmeye bastıktan sonra yumurtalarıda bir tencereye koyup kaynamaya bıraktım.

"Bırak şimdi o fasılları anlat Neredesin?"

"Göktuğlarda."dedim sakince.

"Ne?Nasıl?Barıştınız mı?"dedi sevinçle.

"Hı dün. Bir nevi Cihangir sayesinde."dedim.

"Ha Cihangir ?"

"Hı Cihangir."dedim mahsus üstüne basa basa.

"Sen Göktuğlardayım dedin çoğul eki var başka kimler var?"

"Cihangir,ben birde Göktuğ işte."dedim buzdolabına gidip domates ve salatalık çıkarttım.

"Hı iyi."dedi "i"ileri uzatarak.

"Sende gelsene tabii işin yoksa."dedim önerimi sunarak.

"Tamam gelirim ben. Bir işim yok ne işim olucak ki zaten. Bir şeyler alıyım gelirken."dedi heyecanla.

"Tamam tamam ama çabuk ol konumu yoluyorum. Bu arada yumurta yer misin?"dedim.

" Yok ya hadi kapat yolla şu konumu."dedi ve gülüp kapattım telefonu. Konumu yolladıktan sonra işe devam ettim.

Domatesleri ve salatalıkları bir tabağa koyduktan sonra üstüne zaytinyağı döküp bahçe masasına yerleştirdim. Çayıda demleyip ocağın üzerine yerleştirdim.

Kendimi ev hanımı gibi hissetmeme neden olan bu sabah garip bir şekilde neşeliydi.

Yumurtaları da bir kaseye koyduktan sonra soğumalarını beklerken kahvaltılıkları çıkartıp masaya götürdüm.

Yumurtaları da soyup üstlerine karabiber ekledikten sonra çatal bıçak koyup sofrayı hazır hale getirmiştim.

Son olarakta dumanı tüten çaydanlığı ocaktan alıp sofraya koydum.

Daha sonra salona geçtim. Hala uyuyan Göktuğ ben rahat yatıyım diye kanepenin en ucunda öylece uyuyordu.

Yanına gidip kıvrıldım. Yanağını okşadım. Biraz başını çevirip ovuç içimden öptü.

KAÇIK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin