5. Bölüm Mis gibi oldun MURAT

16 6 2
                                    


MURAT

Yolun muş tavuk gibi coğrafyası olan Yeşilyurt, apartmanlar ve yeşil bahçelievler bir aradadır ve gün geçtikçe, bahçeli o yeşil bahçeli evler yıkılarak, apartman olmaktadır. Mahallenin yakışıklısı Murat uzun boylu kahverengi saçlı kibar mı kibar delikanlı, derslerine biraz çalışsa çok şey başaracak ama, uyku çok tatlıdır Murat için, Uğur ile aynı sınıfta okudular ve her konuda birbirlerine destek oldular anlamadıkları konuları birbirlerine anlatırlar, küçücük şeyler için kavga ederler ve asla küsmez aksine birbirlerine yaptıkları eşek şakalarına günlerce gülerlerdi, inanılmaz güzel kopya çekerlerdi, tabi ki beraberken.

Bir gün Uğur arkada cam kenarında kopya çekmek istedi, Murat için her zaman en ön sırada daha rahat kopya çekilirdi, ilk defa ayrılmıştılar, sınavın ortalarına doğru cam kenarında aynı hizada otururken Uğur kopyayı bacağına çıkardı, zaten beş soru yapmıştı kopyasız ama hedefleri vardı doktor olmalıydı da, Biyoloji dersinde kopya çekmeseydi bari, Biyoloji öğretmeni Uğurdan şüphelendi, daha dikkatli baktıysa da göremedi, en iyisi en önden öğretmen masasının oradan bakmaktı, öğretmenin geldiğini gören Murat sakin bir biçimde kafasının yönünü değiştirdi ve öğretmene baktı, öğretmen bir şey izleyerek masanın oradan arkalara bakmaya başladı ki, Murat Uğurun bacağındaki kopyayı gördü, Hemen ayağa kalktı, çok güneş geldi dedi, perdeyi tutu yavaşça çekti, Uğurun umurunda bile değildi, harıl harıl kopya çekiyordu, Murat oturmuyor, öğretmenin bakışını engellemeye çalışıyordu, Öğretmen otur dedi Murat ben mi dedi, Öğretmen evet sen, Murat ha ucum bitmiş kalem kutuma bakıyorum hocam dedi, öğretmen otur evladım dedi ve açıklıktan Uğurun bacağındaki kopyayı Murat'ın şekilden şekle girmesine rağmen gördü ve bağırdı SEN, Uğur öğretmenin kendine seslendiğini anladı ve bacağının üstündeki kopya düşsün diye bacağını sallamaya başladı, ama küçücük kağıt bacağına yapışmıştı düşmüyordu, Murat ben mi? dedi, öğretmen hayır, hey sen dedi ve Murat'a otur artık, bak kağıdını alacağım der demez Murat oturdu, getir evladım buraya o kopyayı dedi, Uğurun o buğday teni mosmor olmuştu, bacağını koparcasına salladığında düşmeyen kopya nasılda hemencecik düşü vermişti, Murat'ın yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı artık gülmekten başka, kopya için bir çok şeyi göze alırlardı kağıt değiştirmek, soru çalmak hatta sıra çalmak bile vardı işin ucunda.

Sabah Babası çıkarken Murat hemen uyandı, normalde top patlasa veya ufak bir kıyamet kopsa uyanmazdı ama ablaları da kalkıp kuaföre gideceklerdi, mahallede düğün vardı. Sokak düğünü erkekler araba bagajlarının arkasında içer, sokak ortasında kadınlar göbek atardı, takı töreninden sonra slow müzik ile yeni yetme gençler kızları dansa kaldırır tüm mahalleye niyet belli edilir, kız kabul ederse Oooooo bu iş tamam demekti. Tüm mahallenin önünde dans, Tüm ekip Ilgaz'a âşıktı ve aralarındaki rekabet bu güne kadar gelmişti, ekip en sonunda antlaşma yapılmıştı Ilgaz ile dans eden olursa diğerleri bu aşkı unutacaktı.

Murat ablaları ile kuaförde bağlantı yapmayı düşünüyordu, öyle dışarıda gezen bir tip değildi Ilgaz. Anca anasının günlerinde, babasının bakkalında, rastlayabilirdin zaten kız okuluna gidiyordu içeri almıyorlardı da, alsalar da Ilgaz kimseye yüz vermiyordu. Ilgaz sonradan serpilmişti bildiğin çirkin ördek yavrusuydu, kimse liseye başlarken ona yüz bile vermiyordu ama lise sonda Mahallenin en güzel kızı oydu, güzel de ne kelime.

Murat ablasına yalvarıyordu, Ilgaz kuaföre gidecekti, nasıl olsa kuzeni evleniyordu. Sadece bir dakikalık randevu ayarlamasını istiyordu ve o anda akşam benimle dans eder misin diyecekti sadece, Ilgaz'ın babasının yanında bu intihar gibiydi Murat için, tek yol Kuafördü. Ablası bakarız deyip Murat'ı süründürme niyetindeydi. Murat ablası evden gidene kadar yalvardı, bakarızdan başka cevap yoktu, ablası ile çıktı kuaförün önüne kadar gitti ve beklemeye başladı bir sağa bir sola on dakika sonra, zaman durdu köşeden Ilgaz göründü Murat bulutlardaydı, Pat düştü anasıda yanındaydı olamaz, inanamıyordu. Ulan salak damat kadının yeğeni diyordu içinden.

Ilgaz'ında Murat'a çok ilgisi vardı aslında, Murat'ın açılamayışı Ilgaz'ın çok hoşuna gidiyordu, ne kadar uğraşsa da o kelimeleri söyleyemiyordu, bir söylese Ilgaz kabul edecekti aslında, Murat'ın yanından geçerlerken, Annesine olan saygıdan dolayı bakmadan geçti, Murat kuduruyordu bir yol bulup Ilgaz ile burada konuşmalıydı. O çıkamıyorsa, o içeri girecekti. Koştu annanesinin çarşafını aldı ve kuaför önünde tur atmaya başladı.

Ablası Murat'ı görüyor hiç oralı bile olmuyordu, en sonunda Ilgaz'ın annesini o kafa giren Kurutma makinesine, ablasının yanındaki makinaya almışlardı, Kuaför kadınlar hamamı gibiydi ve Ilgaz'ın yanı boştu. Giydi çarşafı daldı kuaföre, hemen en dipteki koltuğa oturdu, Ilgaz garipsemişti kara çarşaflı bir kadının ağda koltuğuna oturmasına, aman dedi her neyse oda bir kadındı sonuçta deyip merhaba dedi ,Ilgaz pedikür yapılacaktı, ayakları leğenin içindeydi.

Murat etrafa baktı hafif normal bir ses tonuyla, ben Murat dedi, Ilgaz donmuştu, şok olmuştu, Bu cesaretin onda birini neden daha önce neden göstermemişti ama çok hoşuna gitmişti, gülüyordu, Murat Ilgaz'ın gülüşünden o kara çarşafın altında yerinde duramıyordu, Sezen Ilgaz'a baktı bir de kara çarşaflı kadına, birbirlerine gülümsüyorlardı, ama bir gariplik vardı, Çarşafın altındaki o gözleri tanımaması mümkün değildi delicesine aşık olduğu çocuk Murat'ın gözleriydi ve Ilgaz'a gülüyordu. Hain planı devreye soktu, Ilgaz'a doğru gidip, canım Annenin işi daha var, sen biraz daha bekle de ben ablanın işini yapıp hemen seninle ilgileneceğim dedi, Murat oh rahat rahat biraz daha muhabbet ederiz diye zannediyordu ki, Sezen Murat'ın ayaklarının dibine oturdu ve perdeyi çekti o küçücük paravanın arkasında yalnızdılar, Sezen ablacığım tüm vücut mu diye sordu, Murat başına gelecekleri anladı, başını perdeden çıkardı hemen, Ilgaz akşam benimle dans eder misin diye sordu, Sezen ablacığım bir cevap versene diye sesini yükseltti. Murat başını içeri soktu, foyası meydana çıkmamalıydı ve ne kadar acıyabilirdi ki? Sesini olabildiğince incelterek diz altı deyiverdi. Sezen Murat olduğunu artık ispatlamış ve kıskançlıktan çıldırıyordu, Murat zaten çarşafın altına şort ve spor ayakkabı giymişti, Sezen çarşafı sıyırdı dizlere kadar ve ayakkabıları çıkardı, ağdanın altını zaten açmıştı kaynıyordu, ufak bir parça aldı çekiştirdi çekiştirdi çekiştirdi, Murat bu sırada kafasını yine perdeden çıkartmış Ilgaz'a bir cevap vermedin diyordu ki, Gözleri boyoz gibi açıldı, Murat'ın Sıcak ağdanın tenle ilk buluşması pek hoştu, Kavrulan kaval kemiği veee cart Murat ses çıkartamadı, kocaman yutkundu, gözünden yaş geliyordu lannn diye kalın bir sesle homurdandı, Sezen çıldırmıştı, Ilgaz düzgün sor dedi, Sezen bu sefer kocaman bir parça aldı, Murat tam ağzını açtı Sezen yapıştırdı, Murat kavruluyor, Sezen kuduruyor, Ilgaz'ın bu durum çok hoşuna gidiyordu ve evet sor dedi Ilgaz, Murat tam ağzını açacak Sezen ağdayı çekiyor, Murat artık küçük çığlıklar atıyordu, Ilgaz sor artık dedi, Sezen bir sinirle koca bir parça daha yapıştırdı, Murat artık normal bir ses tonuyla Ilgaz, bu akşam benimle dans dedi ve Sezen altın vuruşu yaptı ve Murat'ın bacakları ipek gibi olmuştu artık, Murat artık dayanamadı ve kendi ses tonu, kapalı çarşafı ve süt gibi bacaklarıyla Ilgaz benimle dans eder misin? Diyebildi gözlerinden gelen yaşları durduramıyordu bir türlü ve dinlemeden koşa koşa kapıdan dışarı atladı.

]&

bir kız sekiz deliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin