4. Bölüm Koooooş TOLGA

8 6 0
                                    


TOLGA

Tolga koca kafalı, uzun boyluydu, Eşrefpaşa lisesinin futbol takımının forveti ve kaptanıydı, hatta gol krallı olmak üzereydi karşı takımın forvetiyle on sekiz gol ile berabereydiler, liseler arası futbol turnuvasında final oynuyorlardı, yine de birkaç futbol fanatiğinden fazlası yoktu kendi tribünlerinde, bu durum çok canını sıkıyordu, genç kızların sevgi gösterileri yapacağı günün bu gün olduğunu düşünürdü, çok çetin bir sezon geçirmişlerdi. Yağmur, çamur, kış demeden futbol oynamışlar ve yine derslerin çoğundan kalmışlardı, arkadaşları mezun olmuş ve onun daha bir senesi veya koskoca bir yaz okulu vardı, profesyonel olacaktı Altay ve Göztepe'den gel demişlerdi, bu sene okulu bırakıp gidecekti ama annesinin isteği ile okulda bir sene daha geçirmiş ve profesyonel olamamıştı.

Ahh hoca maçın son on dakikası alınmaz mıyım diye içinden geçiriyordu ama bunu hak ettiğini biliyordu. Bir gün önce takımın son taktik çalışmasını asmıştı ve hocanın kızını ayartıp, onlarda baş başa dakikalar geçireceklerdi ama kızın uyku problemi vardı, çok sıkça uyuyordu neredeyse iki saatte bir ve uyanınca kesinlikle kendine hemen gelemiyordu, Tolga eve girdiğinde kız babama kahvaltı hazırladım, sabahtan beri ayaktayım biraz uzanayım kalkınca baş başa oluruz dedi, Tolga bende yanına kıvrılırım ne olacak dedi ve kızın odasına gittiler, kız anında uykuya daldı, Tolga bu problemi biliyordu, sarıldı kıza arkadan ve onunda göz kapakları yavaşça kapandı, on dakika sonra cüzdanını unutan hoca kapıyı açtı ve içeri girdi, kızının uyuyacağını bildiği için yavaşça girmişti içeri, cüzdanını aldı tam kapıdan çıkacaktı ki aklına uyuyanın üzerine kar yağar, üstününü örteyim kızımın dedi ve kızın odasına büyük bir şefkatle yavaşça girdi. Yanlış görmüyordu, Tolga hayvanı kızına sarılmış uyuyordu, bir tekme attı Tolganın sırtına, can havliyle fırladı Tolga ve kaçmaya başladı evin içinde hocası ile köşe kapmaca yapıyor ama kız bu gürültüye uyanmıyordu kıza yuh bu ne uyku lan dedi ve sokak kapısından kaçtı, hocası arkasından küfürler ediyordu, sakın yarın gelme hayvan oğlu hayvan gibi sözlerdi, ama maça gitmeliydi.

Tam ikinci yarı başlama düdüğü ile maça gelmişti, hocası dayanamayıp alır zannediyordu ama son dakikalara kadar almadı hocası ve gol yediler, salak kaleci yüzünden finalin son beş dakikasına bir sıfır geride ve gol krallığından bir gol gerideydi şimdi, sinirden köpürüyordu, polis arabası sireni duydu uzaklaşan , tekrar maça doğru döndü ve hocası kafasıyla işaret etti, hem mutluluktan uçuyor hem de sinirden köpürüyordu santradan topu aldı, hiç yapmayacağı bir şey yapmaya başladı bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi derken kaleciyle karşı karşıya kaldı ve öyle sert vurdu ki kaleci baka kalmıştı ve gooooolll, hayatında attığı en hızlı goldü bu on saniye sürmemişti, hocasıyla yüz yüze geldiler, af etmedim seni maçtan sonra hesaplaşacağız seninle dedi, Tolganın sırtı sızladı, öküz nasılda tekme atmıştı, bir bir ve final uzamıştı yada o öyle zannediyordu, santra ile iki saniye sonra karşı takımın forvetleri herkese faul yaparak, hem de gol krallığındaki rakibi Tolga'nın bileğine krampon ile basarak geçti, artık çok acı çekiyor ve inanamıyordu salak kaleci bacak arasından gol yedi, olan o kadar faule rağmen hakem düdük çalmamış, bitiş düdüğünü de golden hemen sonra çalması ile Tolga çıldırdı ve Kafayı Hakeme kafayı gömdü, şampiyonluk, gol krallığı ve hocanın kızı, hızını almayıp o kenarda çok sinirli bir halde onu bekleyen hocasına hızlıca koşup göğsüne kramponun tabanıyla vurdu, herkes şaşkınlık içinde Tolga'ya bakıyor, karşı takım futbolcuları ona doğru koşturuyordu, o bileğine basan da en öndekiydi ve hızlıca koşup ona çift ayak daldı ve hızlıca kaçma zamanı gelmişti. Arkasından hem karşı takım hem de karşı takım tribünlerinde bulunan taraftarlar koşuyordu, arkasına baktı, gol kralının son futbol maçı diye geçirdi içinden acılar içinde kırılan ayağını tutan adama bakıp, bu kadar taraftar keşke o liseye gitseydim dedi ve depar atmaya başladı. Yeşilyurt toprak sahasının yokuşundan çıktığında kalabalık azalmıştı ama yine de çok fazlalardı, mit evlerine doğru depara çıktı, kramponlarla pekte hızlı değildi, yokuş aşağı koşmaya başladığında çok fena kaymaya başlamıştı, peşindekiler azalmıştı ama hızlanmışlardı, devlet hastanesinin önüne gelmişti ve arkasında sadece karşı takımın birkaç futbolcusu kalmıştı ve aniden çok dik başlayan ve Hataya doğru eğimi azalan yokuşun en dik kısmındaydı bir hışımla yokuşa daldı çok dikti ve kaymaya başladı kramponlar sanki kaykay gibiydi, çok hızlandı artık duramıyordu, biraz sendelese veya yavaşlamaya çalışsa düşüp sakatlanabilirdi, yokuşun sonlarına gelmişti mahallesine gelmişti ve artık ona bu mahallede kimse dokunamazdı, peşinden gelenleri atlatmıştı artık, biraz daha yavaşladı ve evlerinin olduğu sokağa dalarken emin olmak için biraz daha arkasına bakmaya devam etti ama heyecandan koştuğunu unutmuştu, iki taksinin arasından koşarak geçti ve durmadan kalabalığın arasına daldı, olamaz Polis Orhan'ı gördü ve duramıyordu, vücudu hareketsiz kalmıştı ama kramponları asfaltta kayıyordu ve Orhan'ın sırtına çıkmıştı. Ferdi ve Uğur gülüyor, dişi kırılan, kaşı patlayan Salih de hem ağlıyor ve artık o da gülmeye başlamıştı.

Orhan Tolga'yı sırtından aldı, sanki bir papağanı sırtından alıyordu, bıraktığı adam ensesini tutuyor ve inliyordu. Tolga'yı tuttu sonra Salih'i tutu, iki kedi yavrusunu diğer iki salağın yanına koydu, şoförler Salih'i gösterdi, memur Bey şu piç bizi dolandırdı, hep bir ağızdan konuşuyorlardı, Alsancak taksicisiyiz biz, bu Piç Alsancak'tan biniyor, taksiyi buraya kadar getiriyor, daha sonra şu üç girişi olan apartmana giriyor ve diğer girişten çıkıyor, yarım saat bekliyoruz, gelen yok giden yok. Hatta aramızda bir şey oldu çocuğa diye ambulans çağıran bile var. Dedikten sonra Orhan çok sert bir ifadeyle, Hadi bu salak çocuk sizi dolandırdı, siz de Polis mi kesildiniz lan? Suçluyu takip ettiniz Savcımısınız Lan? Kumpas kurup suçüstü yaptınız. Hâkim mi kesildiniz Lan? Suçundan ötürü cezasını kestiniz! Diye bağırdı. Taksiciler buz kesmişlerdi bir şey söyleyemiyorlardı, Orhan'ın kasları tedirginlik yaratıyordu, Salih'e keskin bir bakış attı, Salih ağlayan Shrek çizmeli kedisi gibi bakarak gözleri ile yalvarıyordu, Orhan yine taksicilere döndü, şimdi ben sizi üç gün misafir edeyim mi? Diye sordu, aman abi bu adam bizi dolandırdı, bizim suçumuz ne derken araya girdi Orhan, Lan siz bir çocuk dövdünüz, bunun yasada çok ağır suçu var hem de yedi kişisiniz biriniz yetmiyor mu? Diye sorar hâkim bey, hatta bu çocuğa ne yapacaksınız? Kötülük mü edecektiniz, sapık mısınız diye sorar. 1 ile 3 yıl arasında küçük bir ceza verir size ,şimdi zaten cezasını vermişsiniz, bu çocuğun yanında bir daha görmeyeyim sizi şehir eşkıyaları dedi ve taksiciler apar topar nasıl kaçtıklarını bilemedi.

Salih, Ferdi ve Uğur biraz sevinmişlerdi ama sevinmeye halleri bile yoktu, ama Tolga sadece biraz yorgundu ve Taksiciler kaçarken, yürüyün lan bir daha bu çocuğun yanında sizi görmeyeyim deme gafletinde bulunurken, ağzının üstüne yumruğu tersten yemişti, Orhan döndü Tolga'yı Şöyle kenara koydu vazo gibi üçlüye baktı ve Hak ettiniz mi? Dedi. yalan söyleyemezlerdi, oraların en psikopat adamıydı. Birde yasaları yanına almıştı ve en önemlisi anlardı, ağızlarından hak ettik abi derken Salih'in kırık dişinin parçası fırladı, Uğur'un sağ gözü şişlikten artık gözükmüyordu, Ferdi ahh Ferdi Hint fakiri gibi kalmıştı, o yakışıklı çocuk kızların göz bebeği. Orhan af etmişti bu salakları ama Tolga'nın olayı anlamıştı, zaten anons geldiğinde maçtaydı ilk gol yenmemişti. Gel bakalım dedi, tuttu enseden, attı polis arabasına ve doğru karakola giderken, hoop toprak sahanın oraya sürdü arabayı. Tolga anladı olacakları, ne kadar yalvarsa boştu bu zaten tecrübeleri ile sabitti, aslanların önüne atacaktı onu, Polis arabasını gören Karşı takımın Futbolcu ve taraftarları hemen şikâyet için arabaya doğru yöneldiler. Tolga'nın kalp atışları yükselmişti, bu kadarı çok fazlaydı. Orhan arabayı durdurdu, Tolga'nın arabada olduğunu gören karşı takım, arabanın etrafını sarmaya başladı, Orhan aşağı indi ve gençler sakin olun dedi, Tolga'nın yumruk yediği dudağı hafif hafif şişiyordu ve en az yüzeli, iki yüz kişi onu dövmek için sabırsızlanıyordu. Orhan Tolga'yı arabadan aşağı indirdi ve kalabalığı yararak soyunma odasına yöneldiler ve yavaşça eşyalarını hemen topla dedi, amacı sadece Tolga'nın eşyalarını geri almasıydı ne zorluklarla o malzemelerin alındığını bilirdi, Orhan kapıda kaldı, kalabalık sinirleniyordu Tolga soyunma odasında yalnızdı eşyalarını aldı çok terliydi, bir saniye suyun altında durup serinleyim dedi ve girdi duşun altına, su çok iyi gelmişti. Şampuandan bir parça eline döktü kafasına sürdü köpükleri suratına koltukaltına ve hayâlarına götürdü arkasını duşa doğru dönerek saçlarını durulamaya başladı, gözleri kapalıydı şampuan fena yakıyordu, yoksa para mı vardı yakmayan şampuan alsın. Kafasına duşun altına tuttu ve gözlerini hafif açarken, hayâlarına çok sert bir tekme gelmişti, dizlerinin üstüne çöktü, tam bağıracakken çoraplarından birini ağzına tıkmışlardı bile, gözlerini açtığında, Öğretmeni, yan hakemler ve orta hakem yumrukları indirmeye başladılar, Tolga yığılınca sakince odadan çıktılar.

Orhan Tolga'yı linç etmek isteyenlerden artık bunalmıştı ve yeter ulen anladık şampiyonsunuz, Gol kralı da oldunuz, şimdi siktirin gidin dedi ama bir kaçı Orhan'ın üstüne yürümeye çalıştı, daktilo darbesi gibi gelen ikiliye birine sağ ötekine solu yapıştırarak, ayaklarını yerden kesti, Hocası ve Hakemler hemen arkasından soyunma odasını terk ettiler, kalabalık çok hızlı yaralılarını alıp dağılmışlardı bile. Orhan hah deyip sırıttı ama Tolga hayvanı neredeydi? İçeri girdi Salağın fena dayak yediğini gördü ve anladı.

Orhan'a doğru, Tolga'nın ben hocasıyım diyerek ve arkasındakiler de biz hakemiz diyerek içeri yavaşça girmiştiler, hiç şüphelenmemişti ve olanları anladı bu salak tüm stadı karıştırmıştı, güldü bununda hakkını avcuna verdiler dedi ve giyinmesi için elbiselerini üstüne attı, hadi eve bırakayım artık, kimse gelmez artık deyince Tolga sadece abi diyebildi, Orhan'ın mesaisi bitmişti artık Tolga'yı eve bıraktı.


bir kız sekiz deliWhere stories live. Discover now