1. Bölüm Otobüs geliyor Ferdi

78 9 0
                                    



FERDİ

Mayıs ayının sıcak bir İzmir günüydü, hava akşamüstü sanki Ağustos sıcağıydı hiç esmiyordu, asfalt kavrulmuş ve şimdi soba gibi sıcaklık veriyordu, televizyonda asfaltta pişen yumurtadan haber yapıyorlardı.

İzmir'in Hatay semti 90'lı yılların en güzel semtlerindendi. Zenginleri deniz manzaralı kapıcılı apartmanlarda otururdu, bazı apartmanlar yokuşta olduklarından birkaç tane hatta kiminin üç tane girişi olurdu, Hatay'ın devamında, Bahçelievler semti vardı. Onüç ve onbeş katlı İzmir'in en yüksek apartmanları bu semteydi ve Bahçeli evlerin arasında o kadar yüksektiler ki onlara gökdelenler deniyorlardı. Durumu çok iyi olanlar bu binalarda otururlardı, Gökdelenlerin hemen önündeki parkta kocaman Hürriyet gazetesinin devasa çadırı kurulur, bu çadırda sergiler yapılır, Tiyatrolar düzenlenir, sirk gelirdi, çadır sürekli bir eğlence merkeziydi, Bahçelievler ve Hatay'ın üstünde orta direklerin oturduğu semt Yeşilyurt vardır, Serserisi de, yeşili de bol bir semtti. Kahramanlarımız bu üç semtte oturuyorlardı.

Ferdi standart boylarda bebek suratlı, dalgalı saçlı yakışıklı ve hafif topluydu, Selma Yiğitalp Lisesinde okuyordu. Otobüs durağının önünde kasıla kasıla duruyordu. Arkasındaki parkta oturan kızlara artistlik yapma peşindeydi, bütün kızlar aslında hoşlanıyordu ondan. Ama o maymun iştahlıydı bir kere, ama Ilgaz farklıydı, bakkal Hasan'ın kızı Ilgaz, oyuncak bebekler gibi güzeldi. O gözleri, ah o gözleri Ferdinin üzerindeyken, Ferdi değil mahalle gençlerinin yapmayacakları delilik yoktu.

Hazır kızları da yalnız yakalamışken yapacaktı, artistliğini rezil olmak da vardı işin ucunda ama kankalar olmadığı için rahattı, eğer onların önünde rezil olursa offff çok kötüydü. Aylarca hatta yıllarca her geyikte konu açılır ve her defasında bolca gülünürdü, bunu kendi bolca yaptığı için, kankaların olmadığı zamanı bulmuştu ve otobüs göründü.

Hatay caddesinden, Bahçelievler yönüne giden otobüs, yavaş yavaş otobüs durağına yanaşmak üzereydi ki Ferdi elini kaldırdı, Otobüs sinyal verdi. Ferdi, Güneş yüzüne vurduğu için şoförü ve otobüsün numarasını seçememişti. Otobüs durdu, durakta hiçbir yolcu olmadığı için yavaş ve sakin hareket eden Ferdiyi bekliyordu. bir ayağını otobüse attı ve eğildi, şoför ne olduğunu anlayamadı sabah beşten beri otobüs kullanıyor ve mayıs ayı çok sıcak geçiyordu, terini sildi. Ferdi ayakkabısını bağlıyordu yavaş, yavaş, parktaki kızlar kıkırkır gülüyor bazıları kahkaha atıyordu, şoför Ferdiye bakıyor, Ferdi diğer ayakkabısına geçiyor, şoförün ter alnından dökülüyordu, kızlar dayanamadı ve hepsi kahkahayı bastılar, Ferdi yapmış olduğu fırlamalıkla ve gururla, döndü arkasını otobüse ve bir duruş yaptı kızların gözünde on numara hareketti.

Tabi ki Şoför Kasım amcayı kimse fark etmemişti güneşten, Lan! Dedi, amına koduğumunun pezevengi, der demez Ferdi'nin sırtına otobüsten inerken bir tekme koydu, Ferdi tabut gibi yere yığıldı. Şoför Kasım mahalleliydi, yukarda eski bir evde oturuyordu, herkes tanır ve severdi. Sinirleri bozulan o efendi adam, yaratığa dönüşmüş, Ferdiyi patates çuvalı gibi bir sağa bir sola fırlatıyordu, kızların bir kaçı artık gülmekten neredeyse kıpkırmızı olmuşlardı, Şoför Kasım vuruyor, O gururlu Ferdi, dayak yemenin ezikliği ile abi yapma bile diyemiyordu, içinden Kasım abi tanır bırakır zannediyordu.

İnen yolcular ve gelen mahalleli uyma şu piçlere diye Şoför Kasım'ı sakinleştirdiler, söylene söylene bindi otobüse, Ferdi yırtılmış kolunu tekrar tshirte tutturmaya çalışıyor bir yandan burnu kanıyor, bir yandan kızlar görmeden ağlamaya çalışıp eve doğru gitmeye çalışıyordu. Kızlara rezil olmuştu, bu olay duyulacaktı ama öcünü almalıydı.

bir kız sekiz deliWhere stories live. Discover now