Dönüşüm'den Bir Kesit ve Duyuru!

28.7K 1.1K 301
                                    


Herkese merhaba! Öncelikle hepinizin güzel bir bayram geçiriyor olmanızı diliyor ve bayramınızı kutluyoruz. :)

★Size bir duyurumuz var: Yayınevinden aldığımız bilgiye göre, Kelebek II– Dönüşüm, Ağustos ayının sonlarında çıkacak! Dönüşüm'ü okumanız için sabırsızlanıyoruz! ^^

★Kelebek'in ilk kitabını eğer raflarda bulamadıysanız kitapevlerinden, D&R'dan ya da kırtasiyelerden istettiğiniz takdirde bir hafta içinde kitap elinizde oluyor. Kitabın dağıtımı konusunda yayıneviyle irtibata geçeceğiz, umuyoruz ki bu sorun çözülür. :)

★Hem Dönüşüm ile ilgili bilgilere en kısa sürede ulaşmak için, hem de düzenlenecek etkinliklere katılabilmek için bizi Instagram hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. ❤

Instagram: iremgunyer // gizemgunyer

★Yazarların da bulunduğu, Kelebek'in whatsapp grubuna katılmak isteyenler bize mesaj yoluyla numaralarını ulaştırabilir. :) 

★Kısa bir süre sonra, Wattpad'de yeni bir hikâyeyle karşınızda olacağız. Umuyoruz ki, onu da Kelebek'i sevdiğiniz kadar seversiniz.

★Uzun süredir burada bir şey paylaşmamıştık... Yeni bölüm günlerini, bizi güldüren yorumlarınızı çok özledik. Bu nedenle Dönüşüm'den kısa bir kesiti de geç gelen bayram hediyesi olarak yayınlamak istedik. :) Sizleri çok seviyoruz, kendinize iyi bakın! ^^

 :) Sizleri çok seviyoruz, kendinize iyi bakın! ^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Siz ne yaptınız bu süre boyunca?" diye sordum başıma gelenlerin epey kısa ve detaysız özetini anlattıktan sonra. İnci Ted'e bakıp beni en çok ürküten gülüşlerinden biriyle gülmüş, ardından da anlatmaya başlamıştı.

"Ted ile ilk başta çok kavga ediyorduk. İlişkiyi daha fazla yürütemeyeceğimizi düşündüm ve bir gün eşyalarımı toplayıp evi terk ettim." Ted İnci'nin sözlerini böldü.

"Bir de not bırakmıştı, ilk satırı şuydu: 'Sevgili Ted, sen bu satırları okurken ben çok uzaklarda olacağım.'" İnci kıkırdadı ve yeniden anlatmaya döndü.

"Muhtemelen tahmin ettiğiniz gibi Türkiye'ye, annemlerin yanına gittim. Okulu dondurduğumu, son bir yılda neler yaşadığımı bilmiyorlardı. Tatilde olduğumu söyleyip bir süre beni rahat bırakacaklarını düşünmüştüm. Öyle de oldu." Yine İnci'nin sözünü kesen Ted, onun öldürücü bakışlarını üstüne çekmişti.

"Ben de annemin yüzüğünü bir kutuya koyup İnci'nin arkasından İzmir'e gittim. Evinin yerini bulana kadar birkaç günümü otelde geçirdim. Nihayet onu bulduğumda, beni evinin kapısından ısrarla kovmaya çalıştı. Neden olduğunu anlayamamıştım ama en azından denemeden gidemeyeceğimi düşünüp ona evlenme teklifi ediyordum ki, tam o anda İnci'nin büyükannesi geldi..." Ted duraksayıp iç geçirdi.

"O günü hâlâ ilk günkü kadar net hatırlıyorum. Ben İnci'ye evlenme teklifi ederken büyükannesi bahçedeymiş, İnci beni kovmaya çalışınca da sapık olduğumu sanıp bahçede bulduğu ilk büyük taşı kafama atmış. Söylemeliyim ki, İnci'nin genlerinde okçuluk olabilir. Çünkü ben o ana kadar böyle isabetli bir atış görmemiştim. Tabii, olayın sonrasını hatırlamıyorum." Anlatması için geri çekilip İnci'ye baktı.

"Büyükannem Ted'i bayıltınca onlara kısaca Ted'in eski sevgilim olduğunu söyledim ve onu apar topar hastaneye götürdük. Büyükannem nasıl büyük bir taş bulduysa, Ted'in başına dikiş atmak zorunda kaldılar. Uyandığında ona olanları anlatıp evlilik teklifini kabul ettim." İnci hikâyeyi parmağındaki yüzüğü göstererek sonlandırdı.

"Fakat İnci benim en sevdiğim kısmı atlıyor: Kurban Bayramı!" Ted'in neşeli tavrının üzerine İnci gülerek kendini geriye attı.

"Biraz standartların üstünde bir aile olduğumuzu kabul ediyorum." İnci kıkırdayarak Ted'in omzunu sıktı. Ted ellerini yüzüne kapatıp birkaç saniyeliğine sakinleşmiş ve yaşadıklarını bir bir anlatmaya başlamıştı.

"İnci ile nişanlanınca evimize döneceğimizi sanıyordum, geldiğim gün Kurban Bayramı öncesi özel bir günmüş. Ailesi İnci'den bayram boyunca kalmasını rica edince ve artık benim İnci'nin nişanlısı olduğumu öğrenince bütün kutlamalarda onlara eşlik ettim. Geçirdiğim günlerin sonunda öğrendiğim üç şey olmuştu:

Birincisi, İnci'nin babasının benden nefret ettiğiydi.

İkincisi, biriyle anlaşmak için aynı dili konuşmak gerekmediğiydi.

Üçüncüsü de, kurbanlık koyunun nasıl kesileceğiydi..." İnci yeniden kahkaha atıp yanındaki yastığı yumrukladı.

"Babam koyunun başını keserken Ted'e hayvanın ayaklarını tutturdu da, Ted o günden beri kendine gelemiyor." Ted ciddi bir ifadeyle İnci'ye döndü.

"İnci'nin yaptığı tek şey de ben hayvanın tekmeleriyle boğuşurken aynı bunun gibi gülmek oldu." Ted dayanamayıp ciddi ifadesini bozmuş ve hâlâ gülmekte olan İnci'yi göğsüne çekmişti. Ben de, uzun süre sonra ilk kez, düşüncelerimden arınıp güldüğümü fark etmiştim.


KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin