39.Bölüm - Nar Taneleri

129K 4.2K 592
                                    

Benim odadan çıktığımı fark etmemiş gibi tartışmalarına devam ettiler. Olenka’yı ilk kez bu kadar korkmuş ve gergin görüyordum. Olenka adamın kolayca çekip götüreceği dolu bir çuval gibiydi sadece, fakat direnmesi adama engel olan tek şeydi. Hiçbir kadına böyle davranılmasına seyirci olamazdım. Tam bir atak yapacakken Olenka’nın sözüyle yerimde donup kaldım.

“Biz boşandık! Bırak kolumu.”  Kolunu çekiştirirken bir yandan da adama ciyaklamayı sürdürdü. “Sana peşimi bırakmanı söylemedim mi ben?”

“Hayır! Hiçbir şey söylemeden birden bire evden çekip gittin. Sorun ne onu bile bilmiyorum! Geçen gün evde kalmışsın. Ben yurtdışındaydım ama senin geldiğini öğrenince aramızdakilerin düzeldiğini sandım.” Adam buraya gelmekte haklıydı. Merakla Olenka’nın cevabını bekledim.

“Aramız falan düzelmedi. Sen hep çok fazla yurtdışındaydın.” dedi sanki üzgünmüş gibi. Adamı kötü hissettirmeye çalışıyordu bir de…

“Peki nerede kalıyorsun? Niye burada çalışıyorsun? Hiçbir şeyi anlamıyorum. Bana bir açıklama yapar mısın?” Evet Olenka, adını bilmediğim eski eşine açıklama yapar mısın?

“Bir evde yaşayabilmek için paraya ihtiyacım var, değil mi? O yüzden burada bir sekreter olarak işe girdim.” Başımı biraz daha kapıdan ileriye uzattım ve gözlerimin yanılıp yanılmadığını kontrol ettim. Yanılmıyorlardı, Olenka cidden ağlıyordu. Eğer Akademi Ödülleri bu performansı görseydi Olenka kesin ödülü kapmıştı.

“Neden gittin? Sen hala benim karımsın. Eve döneceğiz.” Ağzım açık evli olduklarını yeni öğrendiğim çifte bakıyordum. Olenka boşandıklarını söylememiş miydi?

“Biz boşandık!” diye yineledi Olenka. “Ne boşanması? Sen sadece evi terk ettin.” O kadar şaşkındım ki içimden bile diyecek bir şey bulamamıştım.

“Avukatımla konuştum. Yakında mahkeme celbi evine gelir.” Yani Olenka bunca zaman evliydi ve bize söylememişti. Adamı incelediğimde tam Emily’nin standartlarında olduğunu fark ettim, bir madde hariç hepsi uygundu. Adam karizmatik ve muhtemelen zengindi. Tek uymayan yanı ise biraz olgun olmasıydı. Sanırım göz ardı edilemez yaş farkı Olenka için bir sorun teşkil etmiyordu. Kapıya dayanarak durduğumdan kapının açılmasıyla sendelemiştim fakat Hector az kalsın devriliyor olmamı hiç sorun etmeden beni diğer kenara ittirdi ve Olenka ile kocasının yanına ilerledi.

“Ne oluyor burada?” dedi Hector sanki arkamda durup onları dinlememiş gibi. Onun orada durup dinlediğini anlamadığımı mı sanmıştı?

“Bir şey olduğu yok, sadece eşimi ait olduğu yere götürmeye çalışıyorum. Fakat kendisi saçmalayıp duruyor.” Olenka’nın kocasının ısrarcı yanını sevmiştim.

“Kadınlar naz yapar. Siz de biraz suyuna gidin ama.” Gülümseyerek yanlarına ilerledim. Olenka ve Hector’ın bana attığı ters bakışlar bile gülümsememi bozamamıştı. Olenka’nın kocası onu bizim yanımızdan götürmeye çalışıyordu. Bu öyle her gün karşılaşabileceğim bir şans değildi ki, nasıl gülmezdim?

Olenka’ya dönüp, “Sen de eşini üzme artık,” dedim gülümsememi sürdürürken.

“Her şey bitti. Ben… ben artık başkasını seviyorum.” Olenka bunu söylerken bana dikkatle baktığından dolayı ürkmüştüm. Bunun anlamı benim onunla bir ilişkimin olduğunu söyleyecek olmasıydı ve kocası bunu duyarsa Olenka’dan istemediği kadar çabuk boşanırdı. Kocasından ayrılıp bize doğru ilerledi. Düşüncem gittikçe kanıtlanmaya yaklaşıyordu… Derken tahmin ettiğim olmadı ve Olenka Hector’ın yanına geçti. İlk saniyelerde kavrayamasam da, beynime en sonunda jeton düşmüştü. Hector Olenka’nın oyununa dahil olmayı tercih etmemiş ve sessiz kalmıştı. Fakat kocası Olenka’nın onun yanında durmasıyla mesajı almış görünüyordu. Yüzündeki ifade o kadar üzücüydü ki benim bile içim acımıştı. Kimse ses çıkarmadan durmayı sürdürüyordu.

KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin