32.Bölüm - Protein Yıkımı

134K 4.4K 549
                                    

Multimedia'da çok sevdiğimiz Olenka var. :) İyi okumalar! :)

Cevap veremeden öylece kalakalınca, Hector’ın bakışları tekrar Olenka’ya döndü. Yüz ifadesini göremiyor olmam nasıl bir giriş yapacağımı seçmeme hiç yardımcı olmuyordu. Hiç kimse bir şey demeden, çıt çıkarmadan sessizce duruyordu. İnci sağ tarafımda hareketsizce duruyorken birden bire hızla Olenka’ya ilerledi ve saçına yapıştı. Olenka acıyla tiz çığlıklar atarken İnci çoktan onu aşağıya doğru çekmişti bile.

“Sana dövelim demiştim.” dedi İnci yüzünde sinirli bir ifadeyle. Olenka’nın kolunu tırnaklamasını hiç umursamıyor gibiydi. Hiç istemesem de biri İnci’yi durdurmalıydı.

“Sen niye her şeye karışıyorsun? Bir taraflarından uydurduğun şeyleri niye söylüyorsun? Cevap versene! Korktun mu?” İnci Olenka’yı saçından çektiği gibi öfkesini görebileceği bir noktaya kaldırdı. Karşılık alamadıkça daha da hırslanıyordu sanki. İçimden kahkaha atmak geliyordu. İnci’yi birini böylesine tehdit ederken görmek bende gülme isteği uyandırmıştı. Elimi ağzıma kapattım. Şaşkınlığını ve şokunu ilk üzerinden atan Leonard oldu. İnci’yi kollarından yakaladı ve geriye doğru çekiştirdi. Ben çoktan şaşkınlığımdan sıyrılmıştım ama nedense içimden hiç İnci’yi durdurmak gelmemişti. İnci elindeki saç tellerini tiksinmiş bir ifadeyle yere attı. Muhtemelen yolduğu saçlardı. Ellerini pantolonuna silerken ses çıkarmadan onu izliyordum. Bakışlarım elleri saçlarında olan Olenka’ya döndü. Öfkeli bir ifadesi olsa da acı çektiği gözlerinde parlayan yaşlardan belli oluyordu. Ağlamamak için kendini zor tuttuğunu anlayabiliyordum. İnci sertçe Leonard’ın ellerinden kurtuldu.

“Çekil be. Her şey senin yüzünden oldu zaten.” dedi onu ittirirken. İnci benim yapmak istediğim her şeyi yaparken, ben onu hayranlıkla ve sevgiyle süzmeyi sürdürdüm.

“Her türlü oynaklığı senin arkadaşın yapıyorsa suçlusu ben miyim? Erkekleri parmağında oynatan o.” Daha İnci Olenka’ya bir atak yapamadan Leonard ondan önce davranmış, İnci’yi her açıdan etkisiz hale getirebilmek adına kendine yapıştırmış ve ağzını kapatmıştı.

“Senin uzmanı olduğun şeyden mi bahsediyorsun?” Konuşmama devam edecektim ki Hector sözümü yarıda böldü.

“Yeter. Dalaşmayı bırakın. İnci ve Olenka hemen odalarınıza gidin. Hepiniz eve dönün.” Aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı. “İnci, siz Olenka ile aynı odada kalıyordunuz değil mi?” İnci cevaben garip bir hırıltı çıkardı. Leonard hala onun ağzını kapatmaya devam ettiğinden net bir cevap verememişti. Acılı sesinden aynı odada kaldıklarını anlamak zor değildi. Diğerleri hızla odayı terk ederken geriye çok az kişi kalmıştı.

“İnci bizim odamızda kalsın. Gel İnci, gidelim.” Bir an önce buradan kurtulmaya bakıyordum.

“Jane, sen benimle kalıyorsun. Hepiniz gidebilirsiniz.” Kaçma planım başarısızlığa uğramıştı. Hector’ın yüz ifadesinden bir anlam çıkarmak neredeyse imkansızdı. Duvara baksam daha büyük sanatsal ve edebi yaklaşımlara girebilirdim.

“Bunlar benim yüzümden oldu. Bu yüzden ben de kalmak istiyorum.” Leonard’a elimle odadan çıkmasını işaret ettim. Haklılık payı vardı, gerçekten de onun yüzünden olmuştu. Hector başıyla onaylayınca onu yollamak bana kalmıştı. Çünkü emin olduğum bir şey vardı ki, kesinlikle işleri daha da berbat ederdi.

Leonard’a doğru ilerledim. “Git, ben hallederim. Kendim açıklamak istiyorum.” dedim fısıltı gibi bir sesle. Bu kadar mesafeden onun duyduğuna emindim. Leonard bir iki saniye yüzümü inceledi, ifademi düz ve kendinden emin tutmaya özen gösterdim. Bir şey demeden odadan çıktı. Onun odadan ayrıldığına emin olduktan sonra yavaş hareketlerle başımı Hector’ın durduğu tarafa çevirdim. Yüzü o kadar ifadesizdi ki, bir şeyler demek için olan cesaretim de kırılıyordu. Söze nasıl gireceğimi bilmiyordum.

KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin