~Yedinci Bölüm~

844 57 47
                                    

Uzun bir iş gününün ardından son sunumunu da yapan Lucy, çay otomatının yanında tatlılar tatlısı Lyon ile beraber çay içiyordu. Adam iki dakika önce gelmişti ve tek yaptıkları sessizce çay içmekti. Sessizlikten rahatsız olduğu için bozmaya yönelik "Eh Lyon, işlerin nasıl gidiyor?" Soru sordu. Natsu ile geçirdiği olaydan sonra kafası sürekli havada geziyordu ve birisinin bunu fark etmesinden korkuyordu, üzerinde lise aşıkları havası vardı ve Natsu denen erkek ona gitmesine izin vermeyeceğini söylemişti, vay anasını, şu adama da bakın, sesli bir şekilde düşüncesine kıkırdadı. 

"Bay Dragneel'ın ruh haline göre gidiyor, onun aksine sen oldukça neşelisin."

"Bir sorun mu var?"

"Sana ulaşamadığı zaman ya da seni başka birisi ile gördüğünde değişen ruh hali yüzünden üzerime bir yorgunluk çöküyor, insanların etrafına yaydığı enerjilere ya da büyülü taşlar gibi şeylerle uğraşan cadı sürtüklere inanmam ama cidden enerjisi beni yoruyor. Göründüğünden daha agresif bir adam." Ağzından bir şeyler öğrenebilirdi. "Galiba bunları söylememem gerekiyordu."

"Üç gün boyunca çayının parasını ben veririm." Lyon sırıttı." Lanet olsun ki ben kötü bir çalışanım."

"Nasıl sinirleniyor?" Lucy sorusunu büyük bir zevkle aynı şekilde sırıtarak sordu. "Çaktırmamaya çalışsa bile patronumuzda bir şeylerin yanlış gittiği çok belli, puro içerek sakinleşiyor bu yüzden akciğerleri nasıl bir halde bilmiyorum, ama çikolatalı purosunu bana da teklif ettiği zaman oldukça mutlu oluyorum, eh, bunun dışında düşünürsek..." Çayını yudumlamıştı, aynı şekilde Lucy'de onu kopyaladı. "Pek bir şey yok, üç gün boyunca alınacak çayın bedeli bu kadar bilgi sanırım."

"Çok para gözsün." Lucy telefonuna gelen mesajtan sonra saate baktı, yine akşam sekiz gibi şoförü onu almaya gelecekti. Geçen yaptıkları gibi Natsu ile gezebilse ne güzel olurdu. 

~~~ 

Üzerinde bulunan pijamaları çıkardı ve uykudan yeni uyanmış gibi görünen yorgun yüzüne soğuk su vurarak kendini dinç tutmaya çalıştı. Ne giyse bilmiyordu ve ilk buluşmaya göre daha fazla heyecanlanmıştı, işler artık daha belirgindi ve Lucy erken olmasına rağmen bir aile hayali kurarken bulmuştu kendini bugün iş yerinde, kısaca aptallaşmıştı. 

Çok abartılı bir elbise yerine siyah, sade, vücudunu saran bir elbise seçmişti. İnci takılarını da taktıktan sonra saçlarını yine topuz yaptı. Fuşya renginde mat bir ruj sürdü, göz altını kapamak için kapatıcı kullandı, makyaj malzemelerinden en çok genelde ruj ya da far kullanırdı cildi yeterince güzeldi ve abartarak cildini mahvetmeye niyeti yoktu. 

Kiraz kokusuna sahip olan bir parfüm sıkmak istemişti ama geldiğinde duş aldıktan sonra bir süre uyukladığı için çikolata kokusunu bastırmak istemedi, iki koku karışarak kötü bir koku oluşturabilirdi. 

Bu sefer saat sekiz olmadan önce Lucy aşağıya indi. Eğer bugün aralarında yine heyecan verici bir olay olursa Lucy bu işi kapacak, sonuna kadar ilerleyecekti, düşünceleri de bu olacak olay ile netleşebilirdi. Aklına Natsu'nun arabada Sting'i kıskanması geldi, Sting'e bu olaydan bahsetse kim bilir ne kadar gülerlerdi. 

Evin önüne gelen siyah arabayı görünce gülümsedi, Big arabadan inmiş, kapıyı açmış ve kafasını eğerek onu selamlamıştı. "Bayan Lucy, erken gelmişsiniz." Sabırsız görünmek istememişti ama yukarıda beklemekte onu sıkmıştı. Arabaya binerken "Biraz daha dakik olayım dedim." Dedi ve kapı kapandı. 

Big masaya kadar eşlik ettikten sonra teşekkür edip adamı göndermişti, oturmadan önce gözleri kapalı bir şekilde bekleyen Natsu'yu süzdü. Geldiğini fark etmiş miydi bilmiyordu, kendini dünyadan yok saymış bir biçimde oturuyor gibiydi. Elleri birbirine dolaşıktı ve tamamıyla garip bir adamdı Lucy için. Ondan uzaklaşmaya çalışsa bile Natsu onu kendine çekiyordu, eh, değerlendirme günü bugündü. 

Touch Me  [Nalu]Where stories live. Discover now